Rum tarafı yavaş yavaş oyun bozanlıkla ve Kıbrıs konusunu çıkmaza doğru sürükleyen taraf olmakla suçlanmaya başladı. Bu nedenle de gerçekte müzakereleri sürdürmek istemeyen Hristofyas’ın, bu imajdan kurtuluş yolu olarak görüşmeleri sabote etmek ve bunu da Kıbrıslı Türklerin sırtına yüklemek için her yolu deneyeceği artık gün gibi aşikâr.
Bu doğrultuda da Rum tarafındaki politik yaşamda ilginç adımlar atılmaya ve daha evvel yaşanmamış olaylar yer almaya başladı.
Koalisyonun küçük ortağı EDEK’in ortaklıktan ayrılması bu senaryonun bir parçası.
DIKO, kurulduğu günden günümüze kadar, hükümetin ortağı olmak ve devletin nimetlerinden faydalanmak stratejisini benimsediğinden güya “Koalisyona devam” kararı aldı ve Bakanlar kuruluna DIKO’lu iki yeni fanatik daha soktu.
Şimdi senaryo gereği daha saldırgan ve daha radikal bir görünüm çizecek.
Belli ki EDEK “Türklere eşit haklar verilmemesi” mücadelesini Rum Meclisinde ve sokakta sürdürmeyi tercih ederken, DIKO da Bakanlar Kuruluna soktuğu iki yeni isimle Başkan Hristofyas’a bu misyonu doğrulturunda yardımcı olmayı üstlenmiş.
DIKO’nun Bakanlar Kuruluna soktuğu iki yeni isimden birisi “KARA CİRA” (Mavro Kiri) lakaplı Markulli.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na atanan Erato Kozaku Markulli tescilli bir Türk düşmanı. Papadopulos döneminde Dış İşleri Bakanlığı görevini de yapmıştı.
Diplomat olarak mesleki yaşamını sürdürdüğü yıllarda Kıbrıs Rum Dış İşleri Bakanlığının çeşitli kademelerinde görev yaparken, Kıbrıslı Türklerle el sıkışmamakla ve onları muhatap almamakla ün yapmıştı. Bu denli bir Türk düşmanı olan bu Kara Cira, şimdi bu yeni senaryo uyarınca Bakanlar Kuruluna sokuldu. Siz bundan sonra seyreyleyin Rum Bakanlar Kurulundaki tiyatroyu ve Hristofyas’ın Kara Cirayla çevireceği filmleri.
Tabii bunların hepsi danışıklı dövüş.
Amaç müzakereleri aksatmak ve bunu da Türklerin sırtına yıkmak.
EDEK ise senaryonun sokak kısmını sahneye koyacak.
Bu amaçla da Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin parametreler konusunda kamuoyu yaratmak amacıyla dün “Çözüm İçin Tarafınızı Belirleyin” adıyla kampanya başlattı.
EDEK, bu kapsamda yetkili olmasa da Rum halkı arasında “Dönüşümlü Başkanlık” konusunda referanduma benzer bir halk oylaması düzenlemek düşüncesinde. Bunu parti içinde yapıyormuş gibi gözükecek, yanına da göstermelik tabela Sivil Toplum Örgütlerini alacak ve sonra da Rum Halkı “Dönüşümlü Başkanlık” istemiyor yaygarasını koparacak.
İşte müzakereleri çıkmaza sokmak tiyatrosu da o vakit başlayacak.
Zaten bunun ilk işareti de Avrupa Parlamentosundan geldi. Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz, geçtiğimiz günlerde adaya gerçekleştirdiği ziyaretiyle ilgili olarak Sosyalist Grup üyelerine dün bilgi verirken Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla gerçekleştirilen müzakerelerin çıkmaza girdiğini, Kıbrıs’taki iki taraf arasında güvensizlik hüküm sürdüğünü ve temaslarından da ortaya çıktığı üzere Kıbrıs sorununun bataklıkta bulunduğunu dile getirdi.
Neyse ki, 18 Nisan seçimlerinde Talat dışında bir başka kişi seçimleri kazanıp Cumhurbaşkanı olursa, Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz’un bu yerinde tespiti ile müzakerelerin başarısızlığı bu yeni seçilen kişinin sırtına yüklenemeyecek.
Prof. Dr. Ata ATUN
Bir yanıt yazın