BEN KAYBEDERSEM AKP KAYBEDER

Sayın Cumhurbaşkanı Talat’ın birkaç gün evvel bir gazetede yayınlanan röportajında, söylediği iddia edilen cümlelerinden bir tanesiydi bu.

Bu cümleye en az dört değişik açıdan bakılabilir ve dört de değişik sonuca varılabilir.

Talat’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını halen daha açıklamamasının arkasında Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden kesin kes destek almak ve bundan da emin olmak gerekçesinin yer aldığı kesin.

Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk gazetecilerin yanı sıra bazı Rum yetkililerle 27 Şubat Cumartesi günü İstanbul’da yaptığı toplantı ve bu toplantıda yaptığı açıklamalar, bazı perde arkası konulara da ışık tutuyor.

Talat’ın destek beklentisi sadece Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden değil. Kıbrıs Rum Hükümetinden de destek bekliyor, İngiliz hükümetinden de, Avrupa Birliğinden de, ABD’den de.

Son aylarda yaptığı ziyaretlerin ve görüşmelerin arkasında bu destek arayışı var aslında. Masanın üstüne bazen rica koyuyor, bazen de “Ben seçilmezsem, Eroğlu müzakereleri sabote edecek ve adaya çözüm gelmeyecek”  gibilerden sünnetçi korkusu veriyor karşısındakilere ve dost olarak algıladığı devletlere veya onların yöneticilerine.

Hristofyas da boş durmuyor bu ara ve devreye girdi artık.

Talat’a destek olacak eylemler yapmak ve girişimler yaratmak çabasında.

Belli ki Nisan içinde, özellikle de 11-18 Nisan haftasında Talat’a destek vermek için Kıbrıslı Türklerin ve Garantör Türkiye’nin hoşuna gidecek açıklamalarda veya esas teşkil etmeyecek tekliflerde bulunacak.

Bunun ilk adımını Dış İşleri Bakanı Kiprianu’yu İngiltere’ye yaptığı resmi ziyarette, Kıbrıslı Türklerin yaşadığı yöreye göndermek ve “Kıbrıs Toplum Merkezinde” bazı “İlerici” (her ne demekse) Kıbrıslı Türklerle görüştürmekle attı.

Kiprianu’ya göre söz konusu “İlerici Kıbrıslı Türkler”in, KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Başbakan Derviş Eroğlu’nun kazanması olasılığına ilişkin endişeleri varmış.

Bu açıklama ile Rum Yönetimi Talat’a, doğrudan olmasa bile endirekt bir destek vermeye çalışmakta.

Amaç ve hedef belli.

Çizilmek istenen tablo, kafalara sokulmak istenen mesaj da belli.

“Eroğlu aday oldu ama arkasında Kıbrıslı Türklerin “ezici çoğunluğu” yok. Buna ilaveten Türkiye, İngiltere, AB ve ABD de yok. Bu adaya çözümü ancak Talat getirebilir.” imajını yaratmak ve bu fikre seçmenleri inandırmak.

Anlaşılan Cumhurbaşkanı Talat, Eroğlu’nun Kıbrıslı Türkler arasındaki popülaritesini yıkmanın çarelerini yurt dışında arıyor ve öncelikle de arkasına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini almak istiyor, sonra da Hristofyas’ı ve AB’yi.

KKTC’yi benimsemediğini, yıllarca KKTC deyimini ağzına almadığını, hayatımızı kurtaran “Türk Askeri” ile takıştığını ve dışlamak istediğini, Anavatan Türkiye ile ilgili çok aşağılayıcı kelimeler kullandığını ve Cumhurbaşkanı olarak müzakerecilikten fırsat bulup yıllarca KKTC halkı ile hiç ilgilenmediğini çok çabuk unutmuşa benziyor.

KKTC halkı çok affedici bir karaktere sahip olsa da, seçmenlerin bunları unutmuş olabileceklerini hiç sanmıyorum….

Prof. Dr. Ata ATUN

Sayın Cumhurbaşkanı Talat’ın birkaç gün evvel bir gazetede yayınlanan röportajında, söylediği iddia edilen cümlelerinden bir tanesiydi bu. - akpartilogo

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir