Mustafa Mutlu |
Yazara ulaşmak için : mmutlu@gazetevatan.com |
Borsa endeksi birkaç gündür düşüyor… Çünkü yatırımcılar, “Balyoz Darbe Planı” kapsamında yüksek rütbeli subaylara karşı yürütülen soruşturmalardan rahatsız…
Ama… Sayın Devlet Büyüğü’ne göre borsa endeksinin düşmesinin tek sorumlusu var: Köşe yazarları… “Köşe yazarları” derken tüm meslektaşlarımızı kastetmediğine eminim. Çünkü aksi takdirde “yandaş medya”da “cansiperane görev yapan” kalem erbabına haksızlık etmiş olur… Ki; bilirsiniz; o asla “haksızlık” yapmaz! *** Devlet Büyüğü’nün dünkü konuşması gerçekten “dünya demokrasi” tarihine geçecek önemdeydi… Bu konuşmasıyla “düşünce ve ifade özgürlükleri”ne yeni bir bakış açısı getirdi… Medya patronlarına seslenerek, iktidar destekçisi olmayan köşe yazarlarını işten çıkarmalarını istedi… “Kontrol edemedikleri” köşe yazarlarına, “Kusura bakma kardeş, bizim dükkânda sana yer yok” demelerini önerdi… *** Peki; bir köşe yazarı, Sayın Devlet Büyüğü’nün talimatıyla (!) kovulma korkusu yaşamamak için hangi özelliklere sahip olmalı? İşte Devlet Büyüğü’nü kızdırmayacak, borsa endeksini 6 bin 500 puan düşürmeyecek (!) köşe yazarı tipi: *** – Ya bir tarikatın rahle-i tedrisinden geçmiş olmalı ya da Soros’un vakıflarından iyi hâl kâğıdı getirmeli. – İktidar partisi için gerektiğinde canını verebilmeli. – ‘Yat’ dediğin zaman yatmalı, ‘Tut’ dediğin zaman tutmalı. – İktidar büyüklerinin karşısında el pençe divan durmalı, gözlerini asla yerden kaldırmamalı. – Soru sormamalı, sadece kendisinden istenilenleri yazmalı. – Yazacağı konulara tek başına değil; parti büyükleriyle karar vermeli. – “Tarafsızlık” diye bir kompleksi (!) olmamalı. – “Kendisine tanınan özgürlükle” yetinebilmeli, daha fazlasını istememeli. – “Bağımsızlık” diye tutturmamalı. – “Doğruluk, dürüstlük” kavramlarına takılıp kalmamalı. – Askere, yargı mensuplarına, akademisyenlere ve tüm muhaliflere karşı kalemi sivri olmalı. – Kendisini okura ve vicdanına karşı değil, iktidara karşı sorumlu hissetmeli. – İktidarı eleştirenlere karşı usta bir “laf cambazı”, iktidara karşı ise “dut yemiş bülbül” olabilmeli. – Kalemini kırmaktansa satmayı, “kârlı bir ticaret” olarak görebilmeli. *** Önce taraftarlarına “boykot” çağrısında bulundu, olmadı: Gerçekleri yazmaya çalışan gazetelerin tirajları azalacağına arttı… Sonra daha “etkili” yöntemleri devreye soktu; yine susturamadı… Şimdi sıra doğrudan “ekmekle oynama”ya geldi! Tamam, bunların hepsine alıştık ama… 2010 yılının 26 Şubat günü 17.30’da böyle bir yazı yazmak zorunda kaldığım için, canım yanıyor. Bir “devlet büyüğü”nün yukarıdaki sözleri, kimseden çekinmeden, korkmadan söyleyip, “demokrasi ve özgürlüklerden dem vurabilmesini” ise… Duyarlı vicdanlarınıza bırakıyorum! *** GÜNÜN SORUSU İktidarın uygulamalarını eleştiren köşe yazarlarının işten çıkarılmasını isteyenler, günün birinde o yazarların okurlarını da “bertaraf” etmeye kalkışmaz mı? *** Yandaş arkadaşların isyanı! Sayın Devlet Büyüğü’nün köşe yazarlarıyla ilgili sözleri, yandaş medyadaki bazı arkadaşları bile çileden çıkarmış… Diyorlar ki; “Bu kadarı olmaz…” Olur abiler, olur ablalar; bal gibi olur! Bugüne kadar öylesine “olmaz işler”, sayenizde “oldu”ki bu da olur! Unutmayın, geldiğimiz noktada hepinizin payı var: Eğer biraz olsun direnebilseydiniz… Meslek ilkelerine ve etiğine bağlı kalabilseydiniz… Ara sıra da olsa, “gerçek sorular”ı sorabilseydiniz… “Siyasetçi” değil, “gazeteci” olduğunuzu hatırlasaydınız… “Hamiline” yazılar yazmasaydınız… Demokrasiye aykırı uygulamaları “gerçek demokrasi” diye yutturma girişimlerine ortak olmasaydınız… Belki bunları hiç yaşamayacaktık! Ama siz kolay yolu tercih ettiniz. İktidara yakın kurumlarda program yaparak cukkaladığınız paralara tav oldunuz. Şimdi iyisi mi susun… Hem kurulu düzeninizi bozmayın, hem de bizim midemizi daha fazla bulandırmayın! |
Yazıları posta kutunda oku