25.02.2010 – TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Hocalı’daki olayların yaşandığı 26 Şubat 1992 tarihinin bir katliamın tarihi olduğunu belirterek, ”Dünyanın başka coğrafyalarında daha hafif diye ifade edebileceğimiz insan hakları ihlallerinde kıyamet koparanlar bu katliamlar karşısında sessiz kalmayı tercih ediyorlar” dedi.
”Hocalı İçin Adalet Uluslararası Kampanyası” kapmasında hazırlanan ”Karabağ: Sorular ve Belgelerle’ isimli kitap, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’nde düzenlenen törenle tanıtıldı.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yaptığı konuşmaya, ”Medeniliğin ölçüsü, insaniliğin ölçüsü nedir?” sorusunu sorarak başladı. Medeniliğin ve insani gelişmişliğin ölçüsünün ilk şartının başkalarının hakkına saygı göstermek olduğunu vurgulayan Şahin, kendi hakkı kadar başkalarının yaşama hakkına saygı duyan insanlar ve toplumların bu kapsamda değerlendirilebileceğini söyledi.
Bu kapsamdakilerin haksızlık karşısında adaleti, savaş karşısında barışı, kavga yerine demokrasi ve diplomasiyi tercih edeceğini vurgulayan Şahin, yaşanılan çağda gelişmiş ekonomik ve sosyal imkanlar bakımından bilim ve teknoloji alanında yakalanan başarılar açısından adeta zirveye çıkıldığını dile getirdi. Şahin, ‘böylesine imkanların olduğu bir dünyada huzur ve barış içerisinde yaşanmalıdır’ diye normal bir mantıkla düşünmek gerekirken bu gelişmelerin insan hakları ihlallerinin önüne maalesef geçemediğini belirtti.
Geride kalan 20 yıla dönüp bakıldığında özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgedeki insan hakları ihlallerinin gözönüne getirilmesini isteyen Şahin, Ortadoğu’da, Bosna’da Kafkaslar’da, Irak’ta, bir çok yerde insan hakları ihlallerinin başını alıp gittiğine işaret etti. Hatta katliam kelimesiyle ifade edilen soykırım olaylarına tanık olunduğunu vurgulayan Şahin, Halepçe ve Hocalı’da yaşananların bu kapsamda olduğunu söyledi. Şahin, Hocalı’daki olayların yaşandığı 26 Şubat 1992 tarihinin bir katliamın tarihi olduğuna dikkati çekerek, ”Bugün ‘Bu katliamı unutmadık. Bu katliamı vicdanı olan insanların gündeminde taze tutmak istiyoruz’ diyen bir etkinliğin içerisindeyiz. Ben destek vermek için aranızdayım” dedi.
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun konuşmasına atıfta bulunan Şahin, şunları kaydetti:
”Dünyanın başka coğrafyalarında daha hafif diye ifade edebileceğimiz insan hakları ihlallerinde kıyamet koparanlar bu katliamlar karşısında sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Hocalı katliamıyla Karabağ’da 1 milyondan fazla Azeri kardeşimizin oralardan sürülmesinden sonra Avrupa Güvenlik ve İşbirliği teşkilatı bir karar yayınladı ve ‘bu kabul edilemez bir uygulamadır’ diye bu işi yapanları, Ermenileri telin eden bir karar yayınladı. Birleşmiş Milletler 29 Temmuz 1992’de Ermenileri kınayan bir karar tasarısını kabul etti. Sonucunda ne oldu? Ambargoya muhatap olan Ermeniler değil, Azerbaycan oldu. Ekonomik ambargoya uğrayan Azerbaycanlı kardeşlerimiz oldu. Dünyada maalesef çifte standart uygulanıyor.
‘Hocalı için adalet’ diyorsunuz, bu kampanyanın ismi, ‘Hocalı İçin Adalet’. Bunu biliyorum ki, intikam için düşünmediniz. ‘Çünkü biz, kültürümüzden gelen bir anlayışla sadece kendimiz gibi başkalarının da insan haklarına sahip olmasını ve insan haklarına sahip olarak yaşamasını isteriz ama burada olan bir haksızlığı da unutturmayız. Bunu sıcak tutarız, dünyanın gündeminde tutarız ve burada yaşanan insan hakları ihlallerinin hesabını meşru zeminlerde sormayı amaçlarız. 1 milyonu aşkın Azeri kardeşimizin kaçmak zorunda kaldıkları Karabağ’daki topraklarına geri dönmelerini temin etmek için bu insan hakları mücadelesini yaparız’ demek istiyorsunuz. Bu son derece saygıdeğer bir davranıştır. İslam Konferansı Örgütü Gençlik Organizasyonu’nda görev alan genç kardeşlerimi bu duyarlılıkları sebebiyle yürekten tebrik ediyorum.”
Türkiye olarak bölgede ve dünyada barış istediklerini vurgulayan Şahin, kardeş ülkelerle aynı düşünceyle dünyada ve bölgede barışı temin etmek için ellerinden gelen gayreti ve çabayı gösterdiklerini belirtti. Şahin, ”Ancak, bir takım sorunları unutturmamak ve bunların meşru zeminlerde mutlaka gündemde kalmasını temin etmenin de sorunun çözümüne yardım edeceğini düşünüyorum” dedi.
Şahin, konuyu, bundan sonra da farklı organizasyonlarla dünyanın gözü önünde sıcak tutmanın, yararlı sonuçlar doğuracağını kaydetti.
-DİĞER KONUŞMALAR-
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Zakir Haşimov da 18 yıl önce Azerbaycan’da büyük bir katliam yaşandığını, hiçbir şey yapmayan silahsız 613 kişinin öldürüldüğünü söyledi. Bu insanların tek suçunun Türk olmak olduğunu vurgulayan Haşimov, yaşananları unutmanın imkansız olduğunu, kimsenin de unutamayacağını ifade etti. Haşimov, ”1915’te soykırım olduğunu uyduranlar, ‘Belgeler açılsın, komisyon kurulsun’ diyenlere, ‘Olmaz’ diyorlar. ‘Bizim sözümüze inanın’ diyorlar. Soykırım, bu değil. Soykırım, 26 Şubat 1992’de oldu. Bunu anlamak için resimlere filmlere bakmak, oradaki tanıkları dinlemek yeterli” diye konuştu.
Haşimov, kardeş iki ülke Azerbaycan ile Türkiye’nin sevinçlerinin ve acılarının da ortak olduğunu kaydetti.
Ak Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, Hocalı’da çoğu çocuk, kadın, yaşlı çok sayıda insanın yaşamını yitirdiğini ifade ederek, bu katliamın kamuoyunun aklına ve vicdanına yarlaştığını söyledi.
Türkiye Azerbaycan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakçı da, 18 yıl önce bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan katliamın acısının Türkiye’de büyük bir biçimde hissedildiğini dile getirdi. Sivil halka karşı gerçekleştirilen katliamın yakın tarihin en korkunç örneklerinden biri olduğunu ifade eden Kabakçı, Hocalı’da insanlığın kabul edemeyeceği vahşi cinayetler işlendiğini belirtti. Kabakçı, suçluların yakalanarak adaletin bir gün yerine gelmesi dileğinde bulundu.
-”BİZİM ALNIMIZ, YÜZÜMÜZ AK”
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, konuşmasında Hocalı’da insanların vahşice öldürüldüğü bir dram yaşandığını söyledi. Hocalı’da yaşanan insanlık dramının Batı tarafından görülmemesinin bakış açısından kaynaklandığını ifade eden Halaçoğlu, yaşanan deneyimlerin ”ölenler Müslümansa bu ciddiye alınmaz” yaklaşımının hakim olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Türkiye’nin bugün Ermenistan’a barış eli uzattığını vurgulayan Halaçoğlu, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının araştırılması için tarihçiler komisyonu kurulması önerisinin siyasi baskıda bulunmanın aracı ortadan kalkacağı için kabul edilmek istenmediğini belirtti.
”Bizim alnımız, yüzümüz ak” diyen Halaçoğlu, iddia sahiplerinin bunları kanıtlayamayacakları için atılan adımlara sıcak bakmadıklarını söyledi.
Azerbaycan Gençlere Yardım Fonu Başkanı ve ”Karabağ: Sorunlar ve Belgelerle” Kitap Tanıtımı Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tecim de Hocalı katliamının sadece Azerbaycan halkına değil, Türk ve İslam dünyası ile insanlığa yapılmış en büyük katliamlardan biri olduğunu ifade etti. Türk halkının, haklı davasında Azerbaycan halkının yanında yer aldığına işaret eden Tecim, İngilizce ve Rusça yayımlanan kitabın, bilginin desteğe dönüşmesinde önemli bir katkısı olacağını kaydetti.
Konuşmaların ardından, Mehmet Ali Şahin’e ”Karabağ: Sorunlar ve Belgelerle” kitabı hediye edildi. Daha sonra, düzenlenen Hocalı katliamına ilişkin fotoğrafların yer aldığı serginin açılışı yapıldı.
Bir yanıt yazın