AB NE ZAMAN TARAFSIZ OLACAK

Yıllardır yayınlanan Avrupa Birliği içindeki kurumların rapor ve belgeleri, bu güne kadar hep taraflı oldu. Sadece Rumların görüş ve isteklerini içerdiler. Hiç bir zaman Türk tarafının istek ve taleplerine de yer verilmedi. - ata atun 1

Yıllardır yayınlanan Avrupa Birliği içindeki kurumların rapor ve belgeleri, bu güne kadar hep taraflı oldu. Sadece Rumların görüş ve isteklerini içerdiler. Hiç bir zaman Türk tarafının istek ve taleplerine de yer verilmedi.

Ocak ayı içinde yayınlanan Avrupa Parlamentosu “Raporu”, söz konusu taraflı parlamentonun Dış İlişkiler Müdürlüğü’nün, Kıbrıs’taki durum ve müzakere sürecine ilişkin kendi iç organlarını bilgilendirmek amacıyla hazırladığı 20 Ocak 2010 tarihli “Belge” ve AB Bölgeler Komitesi’nin “AB ve Genişleme Politikaları” başlığını taşıyan 19 Şubat tarihli taslak raporu1 da her zaman olduğu gibi gene taraflı ve Kıbrıs ile ilgili bölümü sadece Rum tezlerini içeriyor.

Kıbrıslı Türklerin istek ve düşünceleri ile ilgili ne bir satır ne de bir kelime var.

AB Bölgeler Komitesi’nde Yunanlı Hıristiyan Demokrat Grubu üyesi Yunanlı Yorgo Papastergiou tarafından hazırlanan “AB ve Genişleme Politikaları” başlığını taşıyan bu son taslak rapor1, Avrupa Parlamentosu’nda son zamanlarda yayınlanan yüz karası raporlardan sonuncusu.

Artık inandırıcılığı da kalmadı.

Ha Kıbrıs Rum Cumhuriyeti yayınlamış, ha Avrupa Parlamentosu veya onun kurumlarından birisi. Hiç fark etmiyor. Belli ki Avrupa Parlamentosu’nun tüm birimleri Yunanlı ve Rum Milletvekillerinin işgali altında ve bu iki ülke de Avrupa Birliğini kendi politik çıkarları doğrultusunda tepe tepe kullanıyor.

AB Bölgeler Komitesi’nin “AB ve Genişleme Politikaları” başlığını taşıyan taslak raporunun 41.ci, 44.cü ve 46.cı maddelerinde tek yanlı olarak Rum isteklerine yer verilmiş.

41.ci madde de üçyüz milyon Ortodoks’un lideri olduğu iddia edilen Fener Patriği’nin “Evrensel Ekümenikli”ğinin tanınması, “Ekümenik Patrik” unvanını herhangi bir kısıtlama olmadan kullanabilmesi ve Ruhban okulunun açılması istenmekte.

Buna karşın Batı Trakya’da yaşayan Türklerin kendi iradeleri ile Müftü seçebilmeleri, okulların Türk dilinde eğitim yapması, Türk Milletvekillerinin Yunan Parlamentosuna girmesini önleyen bölgesel barajın kaldırılması gibi talepler Yunanistan’dan istenmemekte.

44.cü madde de Türkiye’den sürmekte olan Kıbrıs müzakerelerinin BM Güvenlik Konseyi kararları zemininde ve AB kurallarına uygun olarak çözümlenmesini aktif olarak desteklemesi,  Kıbrıs adasını “Yasalara aykırı olarak işgal eden” Türk Ordusunu geri çekmesi, 2010 yılı sonuna kadar “Yerleşikler” diye tanımladığı “Türkiye’den gelip yerleşen Türkler” konusunu halletmesi, yani onları da geri çekmesi ve Mağusa şehrinin kapalı Maraş bölgesinin “Yasal hak sahiplerine” iadesi istenmekte.

Herhalde yasal hak sahibinin Türkler olduğunu bilselerdi bu maddeye asla yer vermezlerdi.

46.cı madde de ise, Türk-Yunan ilişkilerine değinilmekte. İkili görüşmelerde elde edilen çok az sayıdaki fikir birliğine değinilerek Türkiye’den taviz kıvamında katkı, bölgede sorun yaratacak girişimlerden kaçınması ve Ege’de hava ihlallerini durdurması talep edilmekte. En önemlisi de “TBMM’den Ege’deki Savaş Nedeni [Casus Belli] kararının tek taraflı olarak kaldırılması istenmekte.

Görüldüğü gibi belgede Yunanistan’dan veya Kıbrıs Rum tarafından hiçbir şey istenmemekte buna karşın her tür taviz, baş eğme ve girişim Kıbrıslı Türkler den ve Türkiye’den talep edilmekte.

Aklıma “Tarih tekerrürden ibarettir” sözü geliyor ve Avrupalıların bu davranışlarını gördükçe, gözümün önünde “Girit” konusu canlanıyor.

Girit’i de yüz sene evvel aynen benzeri politik ayak oyunları ile kaybetmiştik….

1 Taslak Rapor  ABHABER’den alınmıştır.

Prof. Dr. Ata ATUN

Yıllardır yayınlanan Avrupa Birliği içindeki kurumların rapor ve belgeleri, bu güne kadar hep taraflı oldu. Sadece Rumların görüş ve isteklerini içerdiler. Hiç bir zaman Türk tarafının istek ve taleplerine de yer verilmedi. - ata atun

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir