Doc. Dr. Abdulvahap Kara, Mimar Sinan Guzel Sanatlar Universitesi
Istanbul’da 15 Subat 2010 tarihinde Kazak filozofu Garifolla Esim’in Turkiye Turkcesine aktarilan “Adem-zat” isimli kitabinin tanitim toplantisindaki konusmalardan felsefenin Turk Dunyasini birbirine daha cok yaklastiracagi sonucu cikti.
Atakoy’deki Sheraton Otel’de gerceklestirilen tanitim toplantisina eserin sahibi Prof. Dr Esim, Diyalog Avrasya Platformu Baskani Harun Tokak, Topkapi Sarayi Muduru Prof. Dr. Ilber Ortayli, Edebiyat Elestirmeni Besir Ayvazoglu, Kazakistan Sokan Velihanov Universitesi Rektoru, unlu Turkolog Prof. Dr. Sakir Ibirayev, Kazakistan Karaganda Universitesi Rektoru Nurlan Devletbekov, Kazakistan Parlamentosu Uyesi Askhat Bekenov, Kazakistan Gazeteciler Birligi Baskani Seyitgazi Matayev, Cihan Haber Ajansi Genel Muduru Abdulhamit Bilici, Zaman Gazetesi Yazari Ali Colak ve baska bircok yazar ve bilim adaminin yani sira cok sayida vatandas ve Kazak ogrenci katildi.
Toplantinin moderatoru olarak kitap hakkinda kisa bir bilgi vermemizden sonra, eserin Istanbul’daki yayini gerceklestiren Diyalog Avrasya Platformu Baskani Harun Tokak acilis konusmasini yapti. Tokak, Garifolla Esim’in Adem-zat kitabinin tanitim toplantisini onemli bir meclis olarak nitelendirdi. Kazakistan ve Turkiye’nin bir cinarin iki dali, bir ananin iki oglu gibi birbirlerine cok yakin olduklarini soyleyen Tokak toplantinin dostlari bulusturup kardesleri bir araya getirdigini ifade etti. Tokak ozetle sunlari soyledi:
“Kazakistan – Turkiye iliskilerinin son donemlerde buyuk ivme kaydetmesinde Kazakistan Cumhurbaskani Nursultan Nazarbayev’in politikalarinin rolu onemli olmaktadir. Ancak Turk – Kazak iliskilerinin gelismesinde sadece Nazarbayev’in degil, onunla es zamanli olarak Kazak aydinlari, edebiyatcilari ve bilim adamlarinin da gayret ve cabalari bulunmaktadir. Kazakistan’in Oljas Suleymanov, Muhtar Sahanov, Abis Kekilbayev gibi buyuk yazarlari oz kulturune, manevi kulturune buyuk hizmetler vermektedir. Bunlarin eserleri Turkiye Turkcesine kazandirilmaktadir.
Biz bu konuda calismalara hiz vermek uzere her sene 10 kitabi Kazak Turkcesinden Turkiye Turkcesine ve 10 kitabi da Turkiye Turkcesinden Kazak Turkcesine olmak uzere 20 kitap yayinlama projesini baslatma karari almis bulunuyoruz.
Genclerimize Kazaklarin buyuk sair ve dusunuru Abay’i anlatmaliyiz. Garifolla’nin kitabinda da Abay’in dusunceleri hakkinda onemli bilgileri okumaktayiz. Kitapta insanin varligi sekiz kategoride mukemmel bir sekilde anlatilmaktadir.
Adem-zat kitabi ismine bakilarak Adem Peygamberi anlattigi sanilmasin. [Adem Kazak Turkcesinde insan, ademzat ise insanlik demektir. A. K.] Kitap insanligin tarihini, ruhun yaratildigi andan itibaren anlatiyor. Insanligi cok yonlu ele alan bu kitabinin Turkce’den baska Avrupa dillerine de cevrilmesinin faydali olacagini dusunuyorum.”
Bundan sonra konusma alan Kazakistan Sokan Velihanov Universitesi Rektoru, unlu Turkolog Prof. Dr. Sakir Ibirayev “Buyuk bir olay icin Istanbul’a geldik. Garifolla’nin bugun tanitmakta oldugumuz eseri hayati boyunca yaptigi arastirmalarinin bir neticesidir. Kazaklarin son donemlerdeki en onemli filozoflarindan Abay’in eserlerini ve dusuncelerini inceleyip onu yeni bir seviyeye cikarin bu eserdir.
Insan’in olumlu ve olumsuz yonlerini degerlendiren Abay kamil insan dusuncesini eserlerinde ortaya koyar. Iste bunlari Garifolla Esim kitabinda dile getirmeye calismaktadir. Insan hakkindaki fikirden insanlik tarihi baslar. Insan yaradilisinin otesinde Allah vardir. Allah insanligi sevgi ve iyilikle yaratti. Eger Allah bizleri kotuluk ve dusmanlikla yaratmis olsaydi, birbirimizle yan yana gelip birlikte calisma yapabilir miydik? Iste kitap bunu, insan hayatindaki iyilik ve sevginin rolunu isliyor. Garifolla insan hakkindaki dusunceleri dini temellerden alarak bilimsel temellere oturtuyor.”
Prof. Dr. Ilber Ortayli: “Bugun burada mustesna bir kitabin tanitimi icin toplanmis bulunuyoruz. Aslinda Kazakistan Turk dusunce dunyasinin en kiyisinda kalmis bir ulke gorunumundedir. Ancak, Turk Islam dusuncesinin en onemli ismi El Farabi’nin bu topraklardan ciktigini unutmamaliyiz. Ayrica Turklerin anavatani da Kazakistan’dir.
Son asirlarda Avrupa ilmi ve kulturunu biz Fransizlar, Kazaklar ise Ruslar araciligiyla ogrendiler. Sovyet Birligi doneminde Kazaklar Rusca’yi iyi ogrenerek iki dilli halk olurken, bagimsizliktan sonra Ingilizceyi de ogrenerek uc dilli halk oldular. Kazakistan’in artik eski Sarka donmesi lazim. O zaman Kazakistan’in daha buyuk isler yaptigini gorecegiz.
Biz bugun burada bir roman veya siir kitabinin tanitimi icin degil, bir felsefe kitabinin tanitimi icin bulunuyoruz. Roman ve siirlerden birbirlerini taniyan halklar duygusal halklardir. Nesir ile dusunmeye ve tanimaya basladik, kutluyorum. Bir dahaki sefere tarih felsefesi de yapacagiz. Sosyoloji ve tarih felsefesi yaptigimiz zaman musterek noktalarimiz daha cok ortaya cikacaktir.”
Konusmasindan sonra Kazakistan heyeti tarafindan Prof. Dr. Ilber Ortayli’ya bir Kazak kaftani giydirildi. Giydigi kaftani kendisine cok yakisan Ortayli vucudundaki kirginlik sebebiyle toplantidan erken ayrilirken bir Kazak bilim adaminin Ortayli icin -bir Turk aksakali olarak geldigi toplantidan bir Kazak aksakali olarak ayriliyor- seklindeki sozleri alkis aldi.
Bundan sonra soz verilen Kazakistan Gazeteciler Birligi Baskani Seyitkazi Matayev: “Uzun konusmayacagim. Garifollanin kitabi Turk – Kazak iliskileri icin bir katkidir. 18 yil once bagimsizligimizi ilan ettigimizde Kazakistan Cumhurbaskanliginin basin sozcusu gorevini yaparken, bizi ilk olarak kim taniyacak? ABD mi, Cin mi diye beklerken Turkiye’den ilk sevincli haberi aldik. Onun icin Turkiye’ye sukran borcluyuz.”
Besir Ayvazoglu: “Kazakistan’dan gelen konuklari saygiyla selamliyorum. Burada gercekten duygulu anlar yasiyorum. Cunku bizim cocuklugumuz Turk dunyasi romantizmi ile gecti. Orta Asya’nin ucsuz bucaksiz bozkirlari hayallerimi suslerdi. Turk dunyasinda ilk gordugum ulke 1990 yilinda Kazakistan idi. O zamanki baskent, Aladaglarin eteklerindeki Almati hayallerimin otesinde guzel bir sehir olarak karsima cikti. Daha sonra baska Turk ulkelerini de gezdim, gordum. Ama ilk gittigim Kazakistan’in yeri her zaman bir baskadir.
Turk dunyasinin duygu ve dusuncesini romanlar vasitasiyla tanidik. Turk dunyasinin felsefe ve sosyoloji kitaplarini merak ederim. Olcas Suleymanov’un “Aziya” kitabini okudum. Ama Turkce cevirisi cok kotuydu. Ancak simdi elimde tuttugum Adem-zat kitabinin Turkcesi cok guzel. Ben felsefe adami degilim. Ancak edebiyat yonu olan felsefi kitaplari okudum. Baska felsefe kitaplarinin cok teknik oldugunu soylemeliyim. Nietsche, Montesqieu ve Balzac gibi yazarlarin felsefi eserleri edebi eser olarak da okunmaktadir.
Kazak dostlarimizin beslendigi edebi kaynaklar bizden cok farklidir. Onlari Sovyet tecrubesi bizden kopardi, bizi de baska tecrubeler. Biz de cok zengin bir Islam dusuncesi birikimi var. O buyuk kulturu bazi dilleri bilmeden arastirmak mumkun degildir. Turk dunyasi ve Islam dunyasinin kultur kaynaklarina Kazak dostlarimizla birlikte bakmaliyiz. Bizler Avrupalilarin bize cizdigi yolda gidiyoruz. Onlar bizim nasil dusunmemizi istiyorlarsa, oyle yapiyoruz. Zengin mitolojilerimizi ve diger zengin kultur kaynaklarimizi degerlendirmeliyiz. Bu ayni zamanda insanlik icin de buyuk bir kazanc olacaktir.”
Kazakistan milletvekili Askhat Bekenov, Bati Kazakistan Devlet Universitesi Edebiyat Profesoru Serikkali Sarabasov, Bolasak Universitesi Rektoru Prof. Dr. Nurlan Davletbekov, Doc. Dr. Bavircan Elevsinov’un konusmalarindan sonra kitabin yazari Garifolla Esim son konusmayi yapti:
“Kitabi cevrip yayinlayan Harun Tokak dostuma tesekkur ediyorum. Buradaki konusmacilar, herkes benim ve kitabim hakkinda cok guzel sozler soylediler. Hepinize cok tesekkur ediyorum. Insan bir kitabi nicin okur? Kendini bulmak icin okur. Kitapta kendisini arar. Eger bulursa, kitap guzel der ve okumaya devam eder; bulamazsa kitabi kotu bulur ve yarida birakir. Ben de arastirmalarimda kendimi ariyorum.
Kazak milli sairi Abay, “dunyada bir oyuk var, onu bul ve doldur” demis. O zaman dunyada baris, huzur, sevgi ve dostluk olur. Hosgoru olur. Eger insan dunyadaki kendi yerini bulamazsa, baskalarina engel olur, kendine engel olur. Onun icin kendini arayan insan bilim yoluna duser.
Yuce Yaradan hepimizi mukemmel yaratti. Insandan daha mukemmeli yok. Kotu insan da yoktur. Allah kotu insan yaratmaz. Ancak, dunyada cahil insanlar var. Insan ile insan arasinda bir kopru vardir. O koprunun adi iyiliktir. Eger iyilik olmazsa insanlar birbirleriyle iliski kuramaz.
Bugun burada yaptigimiz budur; Harun beyin iyiligi. Ancak iyilik koprulerini kirmamaliyiz. Cunku iyilik koprusu kristaldendir. Eger bir kirilirsa, bir daha yerine koymak mumkun degildir.
Hepinize tesekkur ediyor, saygilar sunuyorum.”
Boylece tanitim toplantisi sona erdi. Bu toplantiyla buyuk Turk dusunuru Ismail Gaspirali’nin ifade ettigi “dilde, fikirde, iste birlik” siari ancak Turk Dunyasinda dusunce birligi, yani felsefe birligi saglandiginda gerceklesecegi ortaya cikmis oldu. O halde bundan sonra Turk Dunyasinda onemli dusunce eserleri lehceler arasinda birbirine aktarilmalidir.
Saygilarimizla,
Istanbul,
Doc. Dr. Abdulvahap Kara
***
Not: Meraklisi icin toplantida kitap hakkindaki dile getirdigimiz dusunceleri asagida veriyoruz:
“Degerli Konuklar,
Kazakistan Ilimler Akademisi uyesi, Kazakistan Parlamentosu uyesi, filozof degerli bilim adami Garifolla Esim’in Adem-zat isimli kitabinin tanitim toplantisina hos geldiniz!
Kitap iki bolumden olusmaktadir. Birinci bolumde, insani fizik ve metafizik boyutlariyla ortaya koymayi hedeflemektedir. Ikinci bolumde cesitli konulardaki yazarin felsefî gorusleri kisa makaleler seklinde yer almaktadir.
Esim eserinde insani sekiz sistem uzerinden degerlendirmektedir. Bunlar beden sistemi, can sistemi, akil sistemi, gonul sistemi, ruh sistemi, ar sistemi ve tilsim sistemi.
Yazar bu konulari birer birer acip degerlendirirken sadece felsefede var mevcut gorusleri ele almakla kalmayip, ayni zamanda bir Turk insani, bir Kazak aydin ve dusunuru olarak kendi gorus ve yorumlarini da katmaktadir.
Eserin orijinal kilan ve benzerlerinden ayiran en onemli yonu de bul olsa gerek. Zaten yazar onsozde bu hususa deginerek sunlari soylemektedir: “Bu kitapta yer alan denemeler birilerine benzemek veya ozenmek icin yazilmadi; Tamamen ozgur bir dusuncenin urunudur. Bu yuzden onlardan bazilari okuyucunun hosuna gitmeyebilir veya anlasilmaz gelebilir. Eserin anlasilir olmasiyla degil, dusunceye sevk ediyor olmasiyla degerlendirilmesini umit ederim.”
Evet kitap, yazarin dedigi gibi insani gercekten dusunceye sevk etmektedir. Kitaptaki gorusleri insani ve dolayisiyla kendisini fizik ve metafizik boyutlariyla gormek ve anlamak acisindan bir dizi dusunceye goturuyor.
Ayrica bir felsefe arastirmacisi olarak yazarin dusuncelerinin ozgunlugune de sahit olunmaktadir. Kitap eski Yunan dusuncesi ve Islam felsefesi geleneklerine dayali felsefi kitaplardan farkli bir boyutu, Islam oncesi Turk toplumunun dunya gorusunu de yansitmaktadir. Kitap bunu eski Turk dusuncesinin etkilerini hala uzerinde tasiyan Kazak toplumunun milli dusunus ve geleneklerine yaptigi atiflarla basarili bir sekilde ortaya koymaktadir.
Iste bu metot ve yontem Turk felsefe geleneginde yeni bir tarzin oncusu sayilabilir. Buna benzer felsefe denemelerinin diger Turk bilim adamlari tarafindan yapildigi takdirde Turk dunya gorusunun felsefedeki yeri ve onemi daha da netlesecektir.
Bu hususta Esim’in ruh bahsinde Kazaklardaki olen bir kisi icin kullanilan “dunyada dondu” kavrami, eski Turklerdeki iki dunyali inanc sistemini ve onlarin dunyaya bakislarini gundeme getirmektedir.
Yine Kazaklardaki atin piri – Kambar Ata, Devenin piri – Oysil Kara (Veysel Karani), inegin piri – Zengi Baba, koyunun piri – Coban Ata ve kecinin piri Seksek Ata dusuncesi yazarin belirttigi gibi samanist gelenekten degil, Turk doga felsefesinden gelmektedir.
Yine eserde eski Turklerdeki Gok Tanri inanci, Samanizm konularinin modern felsefi goruslerle degerlendirmesini sik sik gormek mumkundur.
Kisacasi Esim eski Turklerdeki insan ve hayat uzerindeki gorusleri, Gok Tanri inanci, Islam inanci ve Bati’nin dusunce sistemini bir butun icinde gorerek ozgun bir eser ortaya koymaktadir.
Eserde ayni zamanda Kazak milli edebiyat unsurlari olan atasozleri ve deyimlerin de felsefî degerlendirmede kullanmaktadir. Ozellikle Kazak edebiyatinin buyuk sairi Abay Kunanbayoglu’nun siirlerindeki metafizik dusunceler ve bu konudaki cevirileri de eseri benzerlerinden ayri kilmaktadir.
Sonuc olarak sunu soyleyebiliriz ki, kitap felsefe ile Islam oncesi Turk inanci ve milli edebiyat orneklerini ic ice isleyen bu eser bu yonuyle sahasinda bir ilk olarak okuyucu karsisina cikmaktadir. Bundan dolayi Turk dunyasinda kendisinden sonra yazilacak bircok esere esin kaynagi olacaga benzemektedir.”
============
Abdulvahap KARA kimdir?
Doç. Dr. ABDULVAHAP KARA
E-mektup: [email protected] Özgeçmiş Kişisel Bilgiler: Doğum Tarihi: 19.11.1961 Doğum Yeri: İstanbul Eğitimi: Gazipaşa İlkokulu 1968-1973 Abdülhak Hamit Ortaokulu 1973-1976 Yeşilköy Ticaret Lisesi 1976-1979 Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Yüksek Teknisyenliği 1979-1982 İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü 1982-1986 Yüksek Lisans 1997 (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) Doktora 2002 (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) Doçent Kasım 2006 Çalışma Hayatı: 1982-1985 DHMİ Elektronik Bölümü (İstanbul Atatürk Havalimanı); 1987-1988 Osmanlı Devlet Arşivleri; 1988-1995 Editör (Hürriyet Radyosu Kazak Türkçesi Yayınları - Almanya); 1995-2003 Araştırma Görevlisi (Mimar Sinan Üniversitesi) 1997-1998 Okutman (Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi – Kazakistan); 2003- Yrd. Doç. Dr. (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi); Bildiği Diller: İngilizce, Almanca, Rusça ve Kazak Türkçesi; Aldığı Ödüller: Türkiye Yazarlar Birliği 2002 Biyografi Ödülü; Verdiği Dersler: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Çağdaş Türk Dünyası, Türk-Sovyet İlişkileri Tarihi, SSCB Tarihi, Bilgi-İşlem, Y. Lisans Tezi Kazakistan'da 1986 Aralık Olaylarının İçyüzü ve Etkileri Doktora Tezi Mustafa Çokay'ın Hayatı ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Bağımsızlığı Yolundaki Mücadelesi Yönetilen Tezler Çalışmaları Kitaplar - Türkistan Ateşi Mustafa Çokay’ın Hayatı ve Mücadelesi, İstanbul, 2002. - Gamalı Haç ile Kızıl Yıldız Arasındaki Yazar Cengiz Dağcı, İstanbul, 2006. - Kazakistan’ın Yeniden Doğuşu, İstanbul, 2006. - Emir Timur ve Mirası Sempozyum Bildirileri, (Editör), İstanbul, 2007. - Yeni Dünyada Yeni Kazakistan, (Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in Ulusa Sesleniş Konuşması), Almatı, Mayıs 2007, (Kazak Türkçesi’den Türkiye Türkçesine Çeviri). - Eski Devirlerden Günümüze Kazakistan ve Kazaklar, İstanbul, Haziran 2007, 591 s. (Kazak Türkçesi'nden aktarma) Makaleler - 1986 Almatı Ayaklanması Rus Düşmanlığı mı, Demokratik mi?, Türk Dünyası Araştırmaları, Şubat 1997, Sayı 106, s. 123-134. - “Türkistan Türklerinin Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet’e Katkıları”, Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi, No: 3, Kasım 2000, s. 71-82. - “Hokand Muhtariyeti”, Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 783-795. - 'The Autonomy of Khokand”, The Turks, Yeni Türkiye Publications, Ankara, 2002, s. 936-947. - “Türkistan Milli Birliği Teşkilatı (1920-1941)”, Prof. Dr. Mehmet Saray’a Armağan Türk Dünyasına Bakışlar, İstanbul, 2003, s. 387-400. - “Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Türkiye-Kazakistan Dostluğu Kelimelerin Üstünde”, Euro News, Sayı 1, 2006, s. 98-100. - “Yeni Bilgi ve Belgeler Işığında Cemal Paşa’nın Son Günleri ve Ölümü”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 156, Haziran 2005, s. 83-92. - “Türkiye’deki Kazaklar Hakkında Araştırmalar”, Prof. Dr. Nejat Diyarbekirli Armağan Kitabı, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2006, s. 545-554. - “Türkiye-Türk Cumhuriyetleri İlişkilerinin 15. Yılında Yeni Bir Dönem Başlıyor”, Türk Dünyası Araştırmaları, Nisan 2006, s. 91-98. - “Kazak Türkleri’nde Kartalla Avcılık”, Baykara, Kış 2006, Sayı 3, s. 18-23. - “Bir Kültür Köprüsü Tursunay Sakım”, Kardeş Kalemler, Ocak 2007, Sayı 1, s. 81-83. Tebliğler Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler : - “Kazak Türklerinde Geleneksel Ayakkabı Yapımı”, Ayakkabı Kitabı, (“Türk Kültüründe Ayrıntılar: Ayakkabı” Uluslar arası Sempozyum, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi 10-11 Aralık 1998) İstanbul, 2003, s. 315-320. - “Türk Devlet ve Topluluklarının Ortak Kültürel Bayramı Nevruz’un III. Binyılda İşlevi ve Konumu”, Üçünçü Bin Yılın Eşiğinde Türk Uygarlığı Dünü-Bugünü-Yarını Kongre Bildirileri, 2-3 Ekim 2000, Bişkek, 2003, s. 275-278. - “II. Dünya Savaşında Nazi Esir Kamplarında Türkistanlı Askerler”, (“Türk Kültüründe Ayrıntılar: Hapishane” Uluslar arası Sempozyum, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma ve Uygulama Merkezi 04-05 Aralık 2003), Zindanlar ve Mahkumlar, İstanbul 2005, s. 264-274. İletişim e-postası: [email protected]
Bir yanıt yazın