Nadim MACİT
NATO Savunma Bakanları Toplantısı 04.02.2010’da İstanbul’da yapıldı. Toplantının ana gündem maddesi: Afganistan ve NATO’nun Müslüman Ülkelerdeki İşgalci Güç Algısını Yıkmak. Toplantının sürpriz konuğu: Seyran Ohanyan. Bu kim? Ermenistan Savunma Bakanı. Hocalı soykırımını tezgâhlayan ve gerçekleştiren önemli aktörlerden biri. Empati ehli efsane aydınlar (!) bu konuya hiç değinmediler. Çünkü Hocalı’da katledilenler Türk’tü. Bu nedenle gündeme taşınmaya değer görülmedi. Türkler dünyanın her yerinde her şekilde öldürülebilirler.
Empatici ve açılımcı aydınlara ve siyasilere bir hatırlatma: Hocalı katliamı, soykırımın somut, açık ve belgeli misalidir. Sorumluları da bellidir. Peki, neden sesiniz çıkmıyor? Bir şeyin kötü olduğunu söylemeniz için illa AB misyon şeflerinden duymanız mı gerekiyor. Unutmayın, Hocalı’da katledilenler de insandı. Onlar da severdi, gülerdi, ağlardı…
25-26 Şubat 1992’de Hocalı’da ne oldu? Saldırıdan bir gün önce, çekilen Rus ordusunun silahlarıyla donanmış Ermeni askerlere alay komutanı Zavigolova şu konuşmayı yapar: Dünyanın İslam devletleri temsilcileri Haçı kırmak için Bakü’ye toplanmışlar… Hıristiyanlığa karşı bir yürüyüş var. Bu yürüyüşte ya dinimizi, şerefimizi korumalıyız ya da şerefsizliği kabul edip boyun eğmeliyiz. Tahrik dolu bu konuşmadan sonra Hocalı şehri dört bir yandan kuşatıldı. Siviller öldürüldü. 200-300 civarında sivil insan sığınaklarda kaldı. Resmi rakamlara göre Hocalı’da 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı 613 sivil insan öldürülmüştür. Sekiz aile tamamen yok edilmiştir. 487 kişi sakat kalmış ve 1275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değildir. Öldürülen ve esir edilen insanlara ağır işkenceler yapıldığı uluslararası örgütler tarafından tespit edilmiştir. Memorial İnsan Hakları Örgütü’nün raporuna göre esirler Pircamal ve Nahçevanik köylerine götürülmüş ve bunların birçoğu kurşunlanarak öldürülmüştür. Memorial İnsan Hakları Örgütü şu tespiti yapmaktadır: Esirlerin dış görünümleri onların dövüldüklerini ve işkence gördüklerini kanıtlamaktadır.
Hocalı soykırımın baş aktörleri kimler? Yapılan araştırmalar sonucu soykırımı yapan subayların isimleri tespit edilmiştir. Nitekim Seyran Ohanyan bu olayın yaşandığı dönemde ikinci tabur komutanıdır. Yapılan araştırmalar sonucu siyasi-bürokratik alanda önemli aktörlerden biri de Serj Sarkisyan’dır. Savunma Bakanlığı yaptığı dönemde İngiliz gazeteci Thomas de Waal’a verdiği röportajda Sarkisyan şöyle demektedir: Hocalı’ya kadar Azerbaycan bizim sivillere saldıramayacağımızı düşünüyordu, fakat Hocalı’da biz bu klişeyi kırdık. Sarkisyan bu ifadesiyle soykırımın önceden planlandığını açıkça ilan etmektedir. Ermenilerin neden sivilleri öldürdüğü sorusunu bölge uzmanı S.Cornell şu şekilde açıklamaktadır: Siviller öldürüldü, çünkü onların bir daha geri dönmesi istenmiyordu. Ayrıca çevreye korku salarak işgalin genişlenmesi amaçlanıyordu. Plan gerçekleşti. Sonuçta Hocalı kasabasının ismi İvanovka oldu…
Hocalı’da yaşananlar belgeli soykırımdır. Uluslararası hukuka göre suçtur. Fakat sorumluları hâlâ serbest dolaşıyor. Bu kişiler, Bursa’da, İstanbul’da ağırlanıyor, ödüllendiriliyor. Bu da yetmiyor. Türkiye İstanbul’da ’işgalci güç algısını’ortadan kaldırmak için toplantı yapıyor. Hiç gerçek değiştirilebilir mi? Afganistan ve Irak işgal altında. Kör bile bunu görüyor, zerre kadar aklı olan da bunu biliyor. Böyle bir şeye aracılık yapanlar, İstanbul ve Katar toplantılarında edebiyat parçalayanlar ABD Büyükelçisi J. Jeffrey’in ’protokolleri onaylayın yoksa Ermeni tasarısı kabul edilir’tehdidini duyunca, Irak’ta uygulanan baskı ve şiddetin fotoğraflarını görünce ne hissediyorlar? Hocalı, İvanovka oldu. Algı kalıbı değişti mücahit neo-muhafız oldu. Savaş barış, kan hayat suyu oldu! Bu kafayla gözyaşı ve kan kaderimiz olmaya devam edecektir.
Bir yanıt yazın