BKM: Çok Edepsiz Hareketler Bunlar – Ahmet ÇİÇEK

Yılmaz ERDOĞAN, çok yönlü bir insan. O sadece oyunculuğu ile değil, kalemiyle ve kelamıyla da gerçek bir sanatçı. Yapımları ve üretkenliği ile saygıyı hak eden bir üstat.

Yılmaz ERDOĞAN, çok yönlü bir insan. O sadece oyunculuğu ile değil, kalemiyle ve kelamıyla da gerçek bir sanatçı. Yapımları ve üretkenliği ile saygıyı hak eden bir üstat. - bkm

“Umut Taksi”de tanıdım ilk onu… “Yaseminname”nin senaristi olduğunu öğrendiğimde espiri anlayışına hayran kalmıştım. “Bir Demet Tiyatro”da hem kalemiyle hem de Mükremin Çıtır tiplemesi ile hatıralardan silinmeyecek figürler bıraktı geride… “Olacak O Kadar”da hicivleriyle gündemi belirledi. Hele Vizontele filmi; espiri zekâsı, detayları yakalama becerisi mükemmel… Senaryosu ve sinematik değeri ile klasiklerimiz arasına girmeyi tartışmasız hak eden bir şaheser. Ve bir de şiirleri… Ya şiir okumaları… Kısacası on parmağında on marifet olan gerçek anlamda bir mürekkep fabrikası…

Yılmaz Erdoğan’ı bugüne dek hayranlıkla ve zevkle izledim. 90’lı yıllardan beri adını hiç eskitmeden bugünlere geldi.

Fakat her yönüyle kariyerinin zirvelerinde dolaşan Yılmaz Erdoğan’ın son projesinde tam bir hayal kırıklığı yaşadım: BKM MUTFAK Çok Güzel Hareketler Bunlar… Adına: “BKM: Çok Edepsiz Hareketler Bunlar” deseymiş içerikle tam örtüşmüş olurdu. Neresinden baktıysam kendime teselli veremedim.

Doğrudan kendisinin rol aldığı bir proje değil. Ama onun koçluğunda şekillenen bir oyun… Bana göre doğrudan ya da dolaylı, onun rol aldığı bir tabloda kariyerine yakışır sunumlar görmeliydik. Artık Yılmaz Erdoğan, bir ekoldür. Bugüne kadar yaptıkları ile bir bütünlük arz etmesini bekleriz.

Programa hangi seferinde denk geldiysem, her defasında edep dışı ifadeler veya hareketlerden başka bir şey bulamadım. Sanatsal boyutu ve topluma kazandırdıkları cihetinden bir değer göremedim… Zekâ gerektiren, yetenek gerektiren albeniler çok yapay.

Amaç bir güldürü temin etmek… Tamam da memlekette uçkurdan başka güldürü malzemesi mi yok… Ve onun dalkavuğu küfürlerden… Ya uçkurdan üç kuruş, ya Türkçenin elastiki yapısından iki vuruş… Anlaşılan bizde uçkur dışında tebessümümüzü gıdıklayacak başka bir meziyet yok.

Sayın Erdoğan, sahnedeki arkadaşların sizin öğrencileriniz olduğuna inanmak ne kadar zor. Sizden hiç ders almışa benzemiyorlar. Belki farkında değilsiniz, bana kalırsa onlar uçkurlarından kopya çekiyor. Benden söylemesi, haberiniz olsun. Sizden adamakıllı ders almış olsalardı sahnelerinde bir estetik olurdu, sanat olurdu. Zekâ gerektirmeyen boş laf salataları ile kendilerine verilen sahne fırsatını yüzlerine gözlerine bulaştırmazlardı. Kahkaha dilenen zorlama sanatına ihtiyaç duymazlardı…

Bakmayın orda milletin alkış tuttuğuna… Konuklar gülme hevesiyle o salonda toplandıkları için gülmeye bahane arıyorlar. Belden aşağı vurulmasa kimsenin güleceği de yok. Sebepli sebepsiz gülüyorlar işte… Gerçi kendi çocuğumuza küfürlerle konuşmayı öğreten biz değil miyiz?  Öğrendiği küfürleri sağa sola dillendirdiğinde kahkahalar atan biz değil miyiz? Meğer çocukluktan ihtiyarlığımıza dek gülebildiğimiz en temel mirasımız: uçkurmuş da farkında değilmişiz. BKM oyuncuları da vaziyeti çakmışlar ya tam bu bab’dan tokmak sallamaktalar.

Toplumumuzda hâlihazırda çok ciddi kültürel ve ahlaki yozlaşma mevcut. Bu tür topluma hitap eden proje ve programlarda alenen sergilenen edep dışı versiyonlar, söz konusu yozlaşmayı körüklemektedir. Hatta illegal olanı legalleştirmiş oluyor ki bu duruma içinde sanat ruhu taşıyan, kalem tutan, edeb(iyat) arz eden üstatların çanak tutmuş olması kabullenilir şey değildir.  Sanat, toplumun edep ve ahkâm öğretmenidir. O bayrağı elinde tutanlar evvela içinde yaşadıkları topluma karşı sorumludur.

Görsel, sözlü ve yazılı sanatın üstadı olarak bildiğimiz Yılmaz Erdoğan’a tavsiyem kendi kariyerine uygun çizgilerde, prensiplerde projelere imza atsın… Toplumdan ne aldığından çok topluma ne vereceğinin hesabını yapsın. Onun rol aldığı sahnelerde kendine “Bu da uçkurdan medet ummaya başlamış” dedirtmesin.

Biz biliyoruz ki Allah ömür verdikçe onun marifetli parmaklarından çok daha besleneceğiz. Onun yetiştireceği öğrencilerden de onun başını eğdirtmeyecek güzellikte  “sanat”lar bekliyoruz.

Umarız ki bu yazımız amacına uygun mecralara mesajını ulaştırır.

www.beyazkivilcim.com

Beyaz Kivilcim


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir