16.12.2009 – Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı ve Dünya Uygur Kurultayı Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, ”Çin, gelecekte demokrasiyi ve insan haklarını kabul ederse, Doğu Türkistan’da bir referanduma gidildiğinde burasının kendi elinde kalması için gerekli nüfus yapısına ulaşmıştır” dedi.
Tümtürk, Dumlupınar Üniversitesi’nde (DPÜ), üniversitenin Türkçe Topluluğunca düzenlenen ”Unutulan Doğu Türkistan ve Unutulan Türk Dili” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Doğu Türkistan’ın önemli yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin bulunduğunu belirterek, ”bu toprakların Çin tarafından adeta sömürüldüğünü ve bu büyük zenginliğin Doğu Türkistan halkının işgalini beraberinde getirdiğini” hatırlattı.
Doğu Türkistan’da, aralarında petrol, kömür, uranyumun da bulunduğu 108 tür maden rezervinin, Çin’in toplam maden rezervinin yüzde 50’sinden fazlasını oluşturduğuna dikkati çeken Tümtürk, doğal gazla birlikte Çin’in ihtiyaç duyduğu enerjinin yüzde 30’unun Doğu Türkistan’da yer aldığını anlattı. Seyit Tümtürk, Kazak, Azeri, Türkmen doğal gazı ve petrolünün Çin’e taşınması bakımından Doğu Türkistan’ın önemli bir jeopolitik konumda bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
”Doğu Türkistan’da 1949’da yüzde 3-5 arasında olan Çinli göçmen sayısı sürekli artmıştır. 5 Temmuz olaylarının yaşandığı Urumçi’ye 60 yılda çok sayıda Çinli göçmen yerleştirilmiştir. Neredeyse burada işgal tamamlanmış, asimilasyon politikası bitirilme aşamasına getirilmiştir. Ancak maalesef bütün bu gelişmeler sadece Urumçi ile sınırlı kalmamış, Kaşgar da yüzde 50 oranında Çinlileştirilmiştir. Diğer illerimizin de Kaşgar’dan farkı yoktur. Eski Türk şehirleri abluka altına alınarak etrafta yeni şehirler inşa edilmiş, bu şehirlerde Çinli göçmenler iskan edilmiş ve bu göçmenlere devletin bütün ayrıcalıkları kullandırılmıştır.”
Doğu Türkistan’ın büyük şehirlerinde 40-50 bin kişilik büyük hapishaneler inşa edildiğini vurgulayan Tümtürk, Çin’in en azılı suçlularının, cezalarını çektikten sonra bu şehirlerde iskan edildiğine dikkati çekti. Tümtürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Gelecekte Çin, küreselleşen dünyada demokratikleşmek zorundadır. Çin, gelecekte demokrasiyi ve insan haklarını kabul ederse, Doğu Türkistan’da bir referanduma gidildiğinde burasının kendi elinde kalması için gerekli nüfus yapısına ulaşmıştır. Maalesef Doğu Türkistan’da Türkler, nüfus yönüyle kontrol edilmiş durumdadır. Bu, adı konulmamış bir soykırım ve bir vahşettir.”
-KAMBOÇYA’YA SIĞINAN 22 DOĞU TÜRKİSTANLI-
Seyit Tümtürk, konferans öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 Temmuz’da Urumçi’de meydana gelen olaylardan sonra Doğu Türkistan’dan yaklaşık 4-5 aydır haber alamadıklarını, internet ve telefon imkanlarının Çin tarafından iptal edildiğini söyledi.
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’ı kapalı kutu haline getirdiğini ve dünyadan izole ettiğini dile getiren Tümtürk, şöyle devam etti:
”O bölgeyle ilgili ciddi endişe duymaktayız. Son günlerde Çin Komünist Partisi sözcüsünün açıklamaları var. Urumçi’deki sözde halk mahkemelerinde yapılan yargılamaların sonucu idamların açıklandığını biliyoruz. Her hafta hemen hemen Doğu Türkistan’daki idamlarla ilgili bilgi veriyorlar. Sözde halk mahkemesinin hiçbir hukuki dayanağı yok ve aldığı kararların tamamı geçersiz. Çünkü bugün idam edilen kardeşlerimizin kararı, 5 Temmuz’da Çin yönetiminin Doğu Türkistan’a atadığı yönetici tarafından açıklanmış ve maalesef o gün tespit edilmiştir. Bugün Doğu Türkistan’da yaklaşık 10 bin kardeşimiz tutuklandı. Doğu Türkistan’da Çin yönetiminin açıkladığı idamların sayısı 40-50’ye dayanırken, hapishanelerde işkenceyle katledilen kardeşlerimizin sayısı birkaç yüzlerle ifade edilebilecek kadar büyük boyuta ulaşmıştır.”
Tümtürk, uluslararası kuruluşların Doğu Türkistan konusunda sessiz kaldığını hatırlatarak, ”5 Temmuz ve sonrasında yaşananların ardından Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti’nin onurlu bir duruş sergileyerek adeta Çin’e (dur) deyişi, Çin’in bu katliamları daha üst seviyelere çıkarmasını engellemiştir” diye konuştu.
Çin yönetiminin baskısından kaçan 22 Doğu Türkistanlının Vietnam üzerinden Kamboçya’ya sığındığını anımsatan Tümtürk, bunun Çin ve Kamboçya hükümetleri arasında krize neden olduğunu ifade etti. Tümtürk, Çin’in Kamboçya’dan iadesini istediği 22 Doğu Türkistanlının Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Komiserliği himayesinde olduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti:
”Türkiye Cumhuriyeti’nin birçok ülkeye söyleyebileceği sözler var, bunlardan biri de Çin’dir. Çin’e 21’inci yüzyılda artık Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza insanca yaşama hakkı ve standardı getirilmesi, hapishanelerdeki işkence olayları ve yargısız infazların mutlaka bağımsız gözlemciler tarafından izlenmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nden, uluslararası toplumla birlikte hareket ederek, Çin’deki insan hakları ihlalleri ve can güvenliğinden kaygı duyarak çeşitli ülkelere kaçan soydaşlarımızın BM’nin Mülteciler Yasasına uygun statü kazanması, Çin’e iade edilmesinin önüne geçilmesi ve üçüncü bir ülkeye aktarılması için girişimlerde bulunmasını talep ediyoruz.”
Bir yanıt yazın