LONDRA (A.A)
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “AB’nin bir parçası olmak istiyoruz diye, Türkiye her bir AB üyesi ülkenin isteklerine boyun eğecek ve isteklerini yerine getirecek değildir” dedi.
Bağış, İngiliz yayın kuruluşu BBC’de yayımlanan “Hardtalk” programına katılarak, sunucu Stephen Sackur’un Türkiye’nin AB üyelik süreci, devam eden müzakereler, yapılan reformlar, Kıbrıs, Ergenekon soruşturması, Doğan grubuna verilen vergi cezası gibi konulardaki sorularını yanıtladı.
Sackur’un, “Türkiye’nin kendisini istemeyen bir AB’ye girmeye çalıştığını” öne sürerek, “bunun yıldırıcı olup olmadığını” sorması üzerine Bağış, bunun zorlu ve eğlenceli bir iş olduğunu, ama bu yoruma katılamayacağını söyledi. “Eğer bizi istemeselerdi, oy birliğiyle fasılların açılması, tarih verilmesi ve müzakerelerin devamı konularında çok sayıdaki konsey kararını çıkarmazlardı” diyen Bağış, sadece birkaç ay önce 27 AB üyesi ülkenin vergilendirme konusundaki faslın açılmasını sağladığını, 21 Aralıktaki AB zirvesinde ise yine 27 ülkenin kararıyla çevre konusundaki faslın açılabileceğini bildirdi.
Türkiye’nin AB müzakere sürecinde bazı fasılların engellendiğinin anımsatılması üzerine ise Bağış, bazı engelli fasıllar bulunduğunu, ancak Türkiye’nin müzakere sürecine devam ettiğini kaydetti. 35 müzakere başlığının, 17’sinin şu anda “siyasi olarak engellendiğini” söyleyen Bağış, ancak AB Komisyonunun ilerleme raporunun Türkiye’nin geçen bir yılda 21 fasılda ilerleme kaydedildiğini ortaya koyduğunu bildirdi. Bunun da Türkiye’nin engellenen fasıllar üzerinde bile çalıştığını gösterdiğini belirten Bağış, “Çünkü bu kazan-kazan durumudur. Türkiye bu müzakerelerle, çok daha demokratik, müreffeh ve şeffaf bir ülke oluyor, AB de ilişkilerine güvenebileceği güçlü bir müttefik kazanıyor” diye konuştu.
Devlet Bakanı Bağış, bir Türk gazetesine geçen mayıs ayında verdiği bir demeçte, “Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanları tarih ayıplayacaktır” dediğinin anımsatılması ve bunun “kızgınlık ve umutsuzluk” ortaya koyup koymadığı sorusunu yanıtlarken, “Bir kızgınlığım veya umutsuzluğum yok” dedi. Bağış, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanların, verdikleri mesajların siyasi ortamı kullanmayı amaçlayan mesajlar olduğunu ve yanlış mesajlar olduğunu anlayacaklarını belirtti.
“TÜRKİYE İSTİSNA OLMAYACAKTIR”
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktığının hatırlatılması üzerine ise Bağış, “Sarkozy çok akıllı bir politikacı, güçlü bir devlet adamı. Bazı mesajlarla, ülkesindeki muhalefet partisinin oylarını yüzde 17’den, yüzde 5’e düşürdü. Ama Fransa’nın Türkiye’ye 35 faslın 30’unda destek vermeye devam edeceğini de açıkça ortaya koydu” dedi.
Sunucu Sackur, “Sarkozy’nin Türkiye’nin AB üyesi olma fikrini desteklemediği mesajını verdiğini” yineleyince, Bağış, “Böyle bir mesajı olabilir. Ama günün sonunda, Türkiye’nin AB ile yürüttüğü ilişkiler aynı zamanda onun da desteği ve onayıyla oluyor. Çünkü Fransa, biz reformları tamamladıkça, fasılların açılmasını onaylayan ülkelerden biri” ifadesini kullandı.
Egemen Bağış, bütün fasıllar tamamlanıp kapatılıncaya kadar, Türkiye’nin de farklı bir ülke olacağını, AB’nin de farklı olacağını söyleyerek, “AB ile müzakere sürecine başlayan her ülkenin bu süreci tamamladığını, bu konuda istisna bulunmadığını, Türkiye’nin de olmayacağını” kaydetti.
“AYNI ANDA HAREKET ETMEKTEN YANAYIZ”
AB Konseyi Başkanlığına getirilen Herman Van Rompuy’un “Türkiye’nin Avrupa’nın parçası olamayacağına” ilişkin geçmişteki sözlerinin hatırlatılması üzerine de Bağış, bunun Van Rompuy’un Belçika’da muhalefetteyken söylediği sözler olduğuna dikkati çekti ve Van Rompuy’un, AB Konseyi Başkanı seçildikten sonraki “Türkiye’nin üyeliği konusunda tarafsız olacağı” sözlerine işaret etti.
Sunucu Sackur’un, “Türkiye’nin yürütülen müzakerelerde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, örneğin Kıbrıs konusunda, havalimanlarını ve limanlarını Kıbrıslı Rumlara açmadığı” yorumunu yapması üzerine Egemen Bağış, “Eğer AB kendi sözünü tutarak, Kuzey Kıbrıs üzerindeki izolasyonları kaldırırsa ve doğrudan ticarete başlarsa, limanlarımızı ve havalimanlarımızı Rum gemilerine ve uçaklarına açmaktan mutluluk duyarız. Aynı anda hareket etmekten yanayız” dedi.
“AB, TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEYİ GÖZE ALABİLİR Mİ”
Bağış, Türkiye’nin şu anda dünyanın 16. büyük ekonomisine sahip olduğunu söyleyerek, kaydedilen ilerleme ve gelişmelerden bahsetti.
“Hardtalk” sunucusu Stephen Sackur bunun üzerine, “Yeteri kadar güç kazanan Türkiye’nin sonunda AB sürecinden ayrılabileceğini mi söylüyorsunuz” sorusunu yöneltti. Bağış, şu yanıtı verdi:
“AB’nin bir parçası olmak istiyoruz diye, Türkiye her bir AB üyesi ülkenin isteklerine boyun eğecek ve isteklerini yerine getirecek değildir. Türkiye’nin üyeliği, Türkiye kadar AB için de önemlidir. İlişkiler kazan-kazan durumu üzerine kuruludur, ya hepimiz kazanırız ya da duruma bakmalıyız, ama müzakerelerin devamı çok önemlidir.”
Türklerin gururlu bir millet olduğunu söyleyen Bağış, sunucunun “büyük kararlar vermek zorundasınız” cümlesine şu karşılığı verdi:
“Avrupa da büyük kararlar vermek zorunda. Avrupa’nın ihtiyacı olan enerji kaynaklarının yüzde 70’inin Türkiye’nin güneyi, kuzeyi ya da doğusunda bulunduğu, Türkiye’nin bu enerji kaynaklarına ya da yeni tüketicilere köprü olduğu, yasal olmayan göçe, narkotiğe ve terörizme engel olabildiği ve iklim değişikliği ile ekonomik kriz gibi sorunların çözümünde ortak olduğu bir zamanda, AB Türkiye’yi kaybetmeyi göze alabilir mi? Avrupalılar, bu sorulara cevap vermeli.”
DOĞAN GRUBUNA VERGİ CEZASI VE ERGENEKON
Bağış, Türkiye’nin reform sürecinde yavaşlama olduğuna dair eleştirilerle ilgili olarak ise, 2007 ve 2008’de ülkedeki bazı iç gelişmelerden dolayı yavaşlama olduğunun doğru olduğunu, ancak 2009 yılıyla beraber ulusal programın yayımlanması, Kyoto protokolünün onaylanması, gümrük yasasındaki değişiklik gibi çok sayıda değişiklik ve yenilik yapıldığını vurguladı.
“Neden yeni bir anayasanız yok” sorusunu yanıtlayan Bağış, bunun için muhalefetin desteğinin gerekli olduğunu kaydetti. Müzakerelerin tamamlanmasına yakın, mevcut anayasanın değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Bağış, bunun için de muhalefetin desteğinin gerekli olduğunu yineledi.
Bağış’a programda, Doğan grubuna vergi cezası ve Ergenekon soruşturması gibi konularda da sorular yöneltildi.
“Doğan’a vergi cezasının, hükümetin siyasi bir cezası olduğuna dair yorumlar yapıldığını” söyleyen programın sunucusu Sackur’un sözleri üzerine Bağış, “Hiçbir şirket, vergi ödemekten muaf değildir. Aynı şirket, geçmişte de vergi cezası almıştı, cezalarını ödemişler ve davaları kapanmıştı” dedi. Şimdi de bunun olabileceğini ifade eden Bağış, ancak konuyu mahkemeye taşıma kararı verdiklerini belirtti.
Egemen Bağış, devam eden Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bir soru üzerine de, “AB Komisyonunun raporunda Ergenekon davasına değinildiğini ve raporda Ergenekon davasının sadece bir test olarak değil, Türkiye’yi daha demokratik bir ülke yapmak için bir fırsat olarak görüldüğünü” söyledi. Bağış, bu davanın birçok kanıta dayandığını da vurguladı.
“AVRUPA’YLA İLİŞKİLERE ALTERNATİF DEĞİL, TAMAMLAYICI”
Sunucunun, “Türkiye’nin Batıdan çok Doğuya yaklaştığının görüldüğünü” söylemesine karşılık da Bağış, Türkiye’nin her zaman Avrupa ile Asya arasında, Doğu ile Batı arasında bir köprü olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Bir köprünün sağlam olması için, en az iki güçlü ayağa ihtiyacı var. Türkiye bu ayaklardan birini yıllarca göz ardı etti. Şu anda Türkiye, her iki ayağı da güçlendirmeye çalışıyor. İran, Suriye, Ermenistan ve Gürcistan gibi ülkelerle ilişkilerimiz, Avrupa’yla ilişkilerimize bir alternatif değildir, tamamlayıcıdır.”
Yaklaşık yarım saat süren ve bu gece BBC’de tekrarı yayımlanacak programda Bağış, son olarak, hükümetin AB müzakere süreci ve üyeliği konusundaki kararlılığını yineledi ve “Hükümetim vazgeçmeyecektir. Hükümetim müzakerelere, adil ve yansız olduğu sürece devam edecektir. Türkiye’nin AB’nin üyesi olacağı konusunda hiç şüphem yok” dedi.
Yenişafak
Bir yanıt yazın