Başka Ne Bekliyorsunuz ?

Din adina YANLIS yapilanlari elestirmek, dini elestirmek DEGILDIR. Kurban kesmenin usulleri, SARTLARI vardir.. hayvana iskence etmek, cocuklara dehset dakikalari yasatmak dinimizce yasaklanmis olmasina karsin, NEDENSE bu yanlislari her elestiren din dusmani addediliyor.

Malesef Turkiye cahil cuhelanin elindedir, daha ileri gidecegimize, daha geriye gidiyoruz, bunu soyleyince de kabahatli oluyoruz. Oktay Eksi ne guzel anlatmis, sanirim dun gazetelerdeki resimleri de gormussunuzdur, guzelim Istanbul bogazi gene kan golune donmustu, bu kadar cani bir millet mi olduk biz, yoksa zaten oyleydik de sakli gizli miydi?
Kaygilarimla,
Fethiye Temiz [GentleDoe_4@yahoo.com]

Başka Ne Bekliyorsunuz ?

Oktay Ekşi

Kurban Bayramı’nda sokaklarımızı kan gölüne dönüştüren, çocuklarımıza ‘öldürmek ve kan dökmek olağandır’ mesajını veren ‘açıkta kurban kesme’ rezaleti bu yıl da tüm vahşeti ve ilkelliğiyle devam etti.

Nasıl devam etmesin ki?

Kurban keserek, inancına göre sevap işlediğini düşünen insanlarımızdan birçoğunun zihniyetini Kayserili kasap Mevlut Süt, Ahmet Ertan ve üç arkadaşı çok güzel ifade etmişler:

Bu 5 kişi, bir boğayı ortaklaşa kurban kesmeye karar vermişler. Ancak boğa tam kesilmek üzereyken ellerinden kaçmış. Dört saatlik kaçma kovalama sonunda boğayı kıstırmalarına rağmen yine de baş edememişler.

Tam bu sırada ortaklardan biri boğanın alnına bıçak saplamış.

Yapılanın vahşet olduğunu söylenince de, ‘Bu hayvan bizim. İstediğimizi yaparız. Size ne?’ diye çıkışmışlar.

Kurban kesen bu!..

Bayramın ilk gününe ilişkin kurban fotoğraflarından birini gördünüzse herhalde unutamazsınız:

Yine Kayseri’nin Gültepe Mahallesi’nde, kaçan boğanın arka ayaklarını bıçakla keserek deviren bir kasap vardı…

Irak’ın Ebu Garib Cezaevi’ndeki Iraklılara işkence yapan Amerikan askerleri kadar acımasız olmayan bir insanın yapamayacağı kadar ağır bir işkence bu…

Tabii o o kadar vahşi ve ilkel olabiliyorsa, sebebi var. Nitekim Kayseri’nin belediye zabıtası veya polisi, herkesin tanıdığından emin olduğumuz bu kasabı bulamıyor…

Bu da zabıtamız…

Gelelim, bizi Avrupa Birliği’ne götürecek olan bakanlarımıza…

Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe, bildiğiniz gibi Kurban Bayramı’ndan önce bir basın toplantısı yaparak, ‘Kurban Bayramı nedeniyle her türlü önlemi aldıklarını söyledi. Kurbanın ehil olmayan kişilerce kesilmesi durumunda 500 ile 1000 YTL arasında ceza verileceğini bildirdi. Kurban kesimiyle ilgili olarak görevlerini yerine getirmeyen belediyelere de mevzuat hükümleri çerçevesinde ceza verileceğini bildirdiği’ basına yansıdı.

Sadece o değil, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü de Hürriyet’e yaptığı açıklamada, kurbanlık hayvanların kulaklarında ‘kimlik küpesi’ olması gerektiğini söyledi.
Küpesi olmayan hayvan için ‘kaçak’ işlemi yapılacağını ve (anlaşılan) hayvan başına 2 milyar 629 milyon lira ceza kesileceğini açıkladı.
Orada da durmadı…
Kurbanlıkların küpelerinin kesim sonrası muhtarlıklara veya ilçe tarım müdürlüklerine ulaştırılması gerektiğini bildirdi.
Bitmedi…
Veteriner sağlık raporu olmayan hayvanların sahiplerine 2 milyar 629 milyon lira, kimliksiz ve sağlık raporsuz hayvanları taşıyan araç sahiplerine de 1 milyar 752 milyon lira para cezası verileceğini açıkladı.

Ancak tüm bunların hiçbiri yapılmadı…

Nitekim bayramdan sonra Pepe, ‘Demek ki bu iş böyle olmuyormuş’ demek zorunda kaldı.

Bunlar da bakanlarımız…

———————————————————————————————————————–

SANLI URFANIN SANINA YAKISMAYAN BIR KURBAN VAHSETI

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sevgili Fethiye,
Agzina layik.. Ben cocuklugumdan beri hic mi hic hazetmedigim Kurban bayraminda bu sefer Turkiye'de bulundugum icin maalesef TV ve gazetelerde oldugu kadar sokaklarda da bu insanlik disi vahset goruntulerini izlemek zorunda kaldim ve tuylerim diken diken oldu, insanligimdan utandim. Hep merak etmisimdir diger musluman ulkelerinde de bu korkunc goruntuler mevcut mu yoksa sadece bizde mi, ki birde surekli Avrupa Birligine neden bir turlu kabul edilmedigimizi sorguluyoruz!  Hayvanlara karsi surdurulen bu vahset sadece kurban kesiminde degil ki, sokakta yasayan gariban hayvanlara hergun yapilan zulmu nasil unuturuz? Karsimizdaki parkta yasayan bir grup kopek var, hepsi asili ama cogu ya kor ya topal cunku gelip gecen bazi insan bozuntulari ya tekme atiyor ya dovuyor falan, bunu yaparak ellerine ne geciyorsa. Herhalde iclerindeki hinci, tatminkarsizliklarini bu zavalli hayvanlardan cikariyorlar. Olmadi gidip karilarini, kizlarini, kiz kardeslerini falan dovuyorlar, o da baska hikaye.
Annemin yardimcisi Uzbek, ben bizim memlekette hicbir zaman boyle goruntulerle karsilasmadim diyor ki Uzbekistan Turkiye den hem daha dindar hemde gelismekte olan, Turkiye den daha geride olan bir ulke.
Medyayi kinayacak yerde memlekette once cehaleti sonlandirmak icin cozum bulmaya calismak gerekmez mi? Bilakis medyada yayinlanan goruntuler belki ders olur o kasap bozuntularina, din istismarcilarina... Medyada yayinlanmasa vahset  sanki sona mi erecek? Gercekleri nasil gormezlikten gelip inkar edebiliriz?
MeltemB

Oktay Ekşi

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir