Başlıktaki beyan İlhan Kesici’ye aittir.
Peki Kesici o sözü niçin mi etti?
Tayyip Erdoğan’ın teğet geçti dediği ekonomik krizin Türkiye’de yaptığı korkunç tahribattan!
Hayır İlhan Bey’in söyledikleri Erdoğan’ınki gibi soyut ve mesnetsiz propaganda ifadesi değil, tersine matematik!
Devletin rakamları
Evet Kesici, TÜİK’in yani devletin resmi rakamları ile bu hükmü veriyor!
Tabloya bakıldığında görülecektir ki krizin Türkiye’ye verdiği zarar ekonomik buhranın uç verdiği ABD ile kıyaslandığında oradaki devede kulak misalidir!
Sözü fazla uzatmadan teorik ve uygulamalı ekonomiyi Türkiye’de en iyi bilen bir kaç kişiden biri olan İlhan Kesici’nin Türk halkının dikkatine sunduğu resmi rakamları verelim:
Soru: Ekonomik krizden kim ne kadar etkilendi?
Rakamlar:
a) Bütün dünya ortalama olarak yüzde 1.1 küçüldü.
b) Krizin anavatanı ABD yüzde 2.7 küçüldü.
c) Türkiye hariç gelişmekte olan ülkeler ortalama yüzde 1.7 büyüdü.
d) Çin yüzde 9 büyüdü.
e) Hindistan yüzde 5.4 büyüdü.
f) Ve Türkiye yüzde 6.5 küçüldü.
79 yıl ve AKP dönemi kıyası
Soru: Cumhuriyet’ten bugüne dönemler itibarı ile büyüme oranları ne kadardır?
Rakamlar:
a) 1923-1929 arası büyüme artı yüzde 10.3
b) 1923-1938 büyüme ortalaması yüzde 7.4
c) 1950-56 büyüme artı yüzde 7.2
d) 1966-70 arası büyüme yüzde 6.7
e) 1983-89 arası büyüme yüzde 5.1
f) 1923-2002 arası yani AKP öncesinin 79 yılın ortalaması büyüme yüzde 4.6
g) 2003-2009 yani AKP hükümetleri ortalaması büyüme yüzde 4.0 ki görüldüğü gibi bu oran 86 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en düşüğüdür.
Soru: Türkiye’nin ülke borcu ne kadar?
Rakamlar:
a) 2003 yılında 214 milyar dolar.
b) 2009 yılında 521 milyar dolar.
Devlet borcu ikiye katlandı
Soru: Özel sektör harici Türkiye’nin devlet borcu ne kadar?
Rakamlar:
a) 2003’de toplam borç 148 milyar dolar.
b) 2003’de iç borç 91 milyar dolar.
c) 2003’de dış borç 57 milyar dolar.
d) 2009’da toplam devlet borcu 285 milyar dolar.
e) 2009’da toplam iç borç 212 milyar dolar.
f) 2009’da toplam dış borç 73 milyar dolar.
Faize bak faize!
Soru: 2003-2009 arası ödenen faiz miktarı ne kadar?
Rakam: 225 milyar dolardır.
225 milyar dolarla 60 tane Atatürk barajı olur.
412 tane Boğaz köprüsü olur.
4 milyon 500 bin adet 90 metrekarelik daire olur.
Soru: Yatırım oranları ne kadardır?
Rakam: Toplam bütçenin yüzde 6.5’i yatırıma ayrılmıştır… Kamu yatırımları ise GSMH’nin yüzde 4.0’ü..
Teğet geçmedi, can evinden vurdu
Soru: Özelleştirmede miktar ne kadardır?
Rakam: Toplam 30 milyar dolarlık özelleştirme yapılmıştır lakin satılan bu kamu işletmelerinin yenisini yapmak için gereken para 110 milyar dolardır. Görüldüğü gibi özelleştirme adıyla millete ait işletmeler haraç-mezat birilerine peşkeş çekilmiştir ki bunun en bariz örneği Telekom’dur. Telekom yıllık 1.3 milyar dolar taksitle 6.5 milyar dolara satılmıştır ki bu kurumun sadece geçen yılki kârı 1.5 milyar dolar olmuştur.
Sonuç: Bu tabloyu sunduktan sonra söylenecek tek bir şey vardır.. Kriz teğet geçmemiş, Türkiye’yi can evinden vurmuştur..
===============================================
27 Kasım 2009
Yalçın DOĞAN
60 baraj yurtdışına gitti
BUGÜN bayram, bugün aramızdan bazıları yurt dışına gidiyor ya da dünden gidenler var.
Onlar dün ve bugün gidiyor, bayram münasebetiyle. Oysa, son altı yıl içinde, bayram değil, seyran değil, 60 tane Atatürk Barajı çoktan yurtdışına gidiyor. 2003-2009 arasında, AKP iktidarında giden gidene.
CHP milletvekili İlhan Kesici zaman zaman TV’lerde ekonomik analizler yapıyor. Kesici DPT eski müsteşarlarından. Ekonomiyi içerden ve dışardan iyi izleyenlerden biri.
Birkaç gün önce Kesici ART’de Ümit Zileli’nin konuğu. Yine herkesin anlayacağı bir dille, çarpıcı tespitlerde bulunuyor.
225 MİLYAR FAİZ
İktidarı döneminde AKP, Türkiye’yi rekor düzeyde borçlandırıyor. Rekor düzeyde dış borçlanma, beraberinde rekor düzeyde faiz ödemesi getiriyor.
Kesici’nin tespiti şu:
“2003-2009 arasında Türkiye 225 milyar dolar faiz ödüyor. 225 milyar dolar eşittir 60 tane Atatürk Barajı değeri.”
Siz böyle bir başka ülke biliyor musunuz? Altı yılda 60 baraj tutarındaki değeri faiz olarak ödeyen başka bir ülke var mı?
Yurtdışına giden o barajlarla birlikte, hepimizin emeği de, sermayesi de, üretimi de hooop doğru yurtdışına. Biz burada kalıyoruz, bizim emeğimiz uçup gidiyor.
Kesici buna, “kör uçuş, Türkiye’nin soydurulması” adını veriyor.
AZRAİL VE ÖLÜLER
Bir başka ekonomik skandal özelleştirmelerde.
Alman Telekomu 65-70 milyar dolara özelleşiyor. Fransız Telekomu 60-65 milyar dolara özelleşiyor.
Bizim Telekom 6.5 milyar dolara gidiyor. Yıllık taksiti 1.3 milyar dolar. Sudan ucuz. Bu nasıl oluyor?
Hem 60 baraj dışarıya gidiyor, hem içerde özelleştirmede ekonomik varlık yaratılamıyor.
Bir başka traji komik olay teğet geçen ekonomik krizle bağlantılı.
Dünyada ekonomik kriz var, tamam. Krizin merkezi Amerika, tamam. Tüm ülkeler küçülüyor, tamam.
Dünyada ortalama küçülme yüzde 1.1.
Krizin merkezi Amerika’da küçülme yüzde 2.7.
Krizin teğet geçtiği bizde küçülme yüzde 6.5.
Kesici’nin deyimiyle, “Azrail Amerika’da, ama ölüler Türkiye’de.”
IMF, OECD, Dünya Bankası, hepsi birden, “krizi en iyi yöneten ülke Türkiye” diyormuş. Elin oğlu bizimle dalga geçiyor, bizimkiler de, bunu ciddiye alıyor.
Islak imza, cuntalar, kafesler, telefon dinlemeleriyle sarsılıyor Türkiye. Tamam, bunların hepsi bir ülkeyi derinden sarsacak gerçekler.
Ama, bir de bu tarafa bakınca, yürek parçalayan ekonomik manzaralar karşısında neden yaprak kımıldamıyor, anlamak güç.
Cevizoğlu yazabilir mi yazamaz mı
MESLEKTAŞIM, eski yıllardan tanıdığım Hulki Cevizoğlu şimdi yeni kurulan bir siyasal partinin genel başkanı. Rahşan Ecevit’in desteklediği DSHP’nin.
Ecevit’in DSP’sinin arasına, “H” (Halkçı) giriyor ve DSHP oluyor. DSHP sosyal demokrat bir parti. Kendilerini öyle tanımlıyor.
Televizyonda bir ara rağbet gören programlarıyla ön plana çıkan Cevizoğlu, Yeni Çağ gazetesinde yazılar yazıyor. Yeni Çağ milliyetçi çizgide yayın yapıyor. Milliyetçi değer adına ne varsa, o gazetede var.
Şimdi Hulki Cevizoğlu sosyal demokrat bir parti başkanı olarak, aşırı milliyetçi bir gazetede nasıl yazıyor? Denebilir ki, eski komünistler de, dinci gazetelerde yazıyor. Doğru.
Eksen kayması. Milliyetçi-sosyal demokrat ekseni, ayrışması değişiyor. Yerini milli devlet yanlıları ile karşıtlarına bırakıyor. Bu kaymada ideolojiler arapsaçına dönüyor.
Sosyal demokratlar daha çok millici, komünistler daha çok dinci. Liberaller seyirci.
Bu karmaşa içinde başınızın döneceği kesin. Belki bayram iyi gelir. Bayramınız kutlu olsun.
|
Bir yanıt yazın