Bugun Cumhuriyetimizin 86’nci kurulus yildonumudur.
Cumhuriyetimizin 86’nci yildonumunu kutlarken her seyden once buyuk bir tehlike icinde bulundugumuzu da vurgulamak zorundayiz.
Cumhuriyet sozcugu tek basina bir sey ifade etmez; yeryuzunde cesitli cumhuriyetler vardir.
En yakin ornek, seriata dayali duzenle yonetilen komsumuz Iran Cumhuriyeti’dir.
*
Uygarliga yakisir, insan haklarini icerir, kadin-erkek esitligine dayali ve bagimsiz demokratik cumhuriyetin temeli laikliktir.
86’nci yilini kutlayan Cumhuriyetimizde laiklik tehlikededir.
Ayrica 1923 Cumhuriyeti’ni ikiye bolmek isteyen ic ve dis guclerin de ittifak icinde bulunduklari, cok kanitli bir gercege donusuyor.
Cumhuriyetimizin laiklik ve bolunmezligini tehdit eden guclerin buyuk capta dis guclere dayandiklari gun gectikce daha asikâr ve carpici bicimde goruluyor.
*
20’nci yuzyilin sonunda, oldukca guc kazanmis anti-laik gucler iktidardan uzaklastirilmislardi.
21’inci yuzyilin basinda Islamci siyaset “stratejik muttefikimiz” ile anlastiktan sonra buyuk bir sandik destegiyle iktidara gelebilmistir.
Bunun yani sira Amerikan isgali altinda bulunan Kuzey Irak’ta uslenip yuvalanan boluculuk de dis desteklerine dayanip epey mesafe alabilmistir.
*
Ne yazik ki ‘Cumhuriyet Bayrami’mizi yeteri kadar sevincle, guvenle, gonul rahatligiyla kutlayamiyoruz; Tevfik Fikret’in unlu ‘Sis’ siirindeki dizeleri yinelemekten kendimizi alamiyoruz:
“Sarmis yine âfâkini bir dud-i muannid / Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mutezâyid”. 86’nci yildonumunde Ataturk’un Turkiye Cumhuriyeti, “olmak ya da olmamak”sorunuyla karsi karsiya gelmistir.
Bu konuda kendi kendimizi bayram torenlerinin ‘resmi’ havasi icinde aldatmaya kalkmak, aymazligin en buyugu olacaktir.
*
Gercekten de Turkiye Cumhuriyeti, neresinden bakarsaniz bakin, tehlikenin ortasinda bulunmakta; dis ve ic tehditlerin trafiginde saskinlasan politikacilarin ellerinde suruklenmekte; bagimsizligini yitirmis bir ulke manzarasi sergilemektedir.
1915 olaylari Bati ulkelerinin gudumlu siyasetleriyle guncellestirilmistir; teror Anadolu’nun Guneydogu haritasinda somut bir tehdit unsuruna donusmus, sinir disindan sarkan ve muttefikimiz sayilan Amerika’yi da arkasina alan bir nitelige burunmustur.
Laik Cumhuriyet bizzat iktidar tarafindan yonetilen bir siyasetle rizikoya suruklenmistir.
Ekonomi tam bir borclanma ve yuksek faiz bataginda disariya baglanmis; Turkiye Cumhuriyeti mali acidan bagimsizligini yitirmistir.
Halk meydanlardadir, Turkiye ayaktadir; terore karsi protestolar sehit cenazelerinde doruga tirmanmakta, ellerindeki Turk bayraklariyla toplanan ve yuruyen kitleler, Ataturk’un kurdugu Cumhuriyeti korumak icgudusunun itici gucunu dile getirmektedirler.
Ic ve dis kimi guclerin ikinci bir Sevr hayalinde Turkiye’yi ortaklasa kusattiklari acik secik ortadadir.
*
Cumhuriyetin 86’nci yili iste bu “ahval ve serait” icinde kutlaniyor.
Akil, denge, serinkanlilik, sagduyu ve guven duygusuna her zamankinden daha cok ihtiyacimiz var.
Bu nedenle Cumhuriyetimizin 86’nci yilini kutlarken buyuk bir sinav karsisinda bulundugumuzu vurgulamak zorundayiz.
20’nci yuzyilin basinda buyuk bir sinav vererek laik Ataturk Cumhuriyeti’ni kurabilen Turk ulusu, Ataturk’e layik olabildigini ve uygarliga yakistigini laik, demokratik ve bagimsiz Cumhuriyetini savunmak ve korumakla ispatlayacaktir.