Savaş Süzal
savassuzal@habergazete.com
İşgal altındaki Türk topraklarında yaşanan ibretlik olaylar, imamlar liderliğindeki dinci hükümetin yabancılarla yürüttüğü işbirlik artık mide bulandırıcı düzeyde. Doğal olarak midesi sağlam ve her türlü pisliği kaldıran halkımda bile hazımsızlık yarattı. İşte bu nedenle hazmettire hazmettire kabul ettireceğini söyleyen Recep Tayip Erdoğan, sürece bir hazım molası verdi.
Konsolosluklara teröristlere Türkiye’ye giriş izni verilmemesi talimatı verilmiş. Hani ekonomik krizi maskelemek veya yediğimiz öteki ters kazıkları saklamak için hükümetin kullandığı maden sodası niteliğindeki Ergenekon soruşturması ve duruşmalar yeniden hortladı. İmza olayı bizzat RTE tarafından gündeme oturtuldu. Gördüğünüz gibi gündeme bu konu neden konulup insanlar neden tutuklanıyor.
Bilmiyorum ne kadar dikkatle yabancı basını izliyorsunuz. Birçok yabancı gazete ve dergi Erdoğan hükümetinin bir yıldan fazla süredir Kandil ile pazarlıkta olduğunu yayınlıyor. Hatırlarsanız ben de aylardır, Erdoğan hükümetinin PKK’lı teröristler için ABD planını yürürlüğe koymak için zemin hazırladığını yazmış, teröristlerle pazarlık yaptığını da bildirmiştim. O tarihlerde belki sizlere pek uçuk gelen bu konu bugün yürürlükte.
İşin acı tarafı bu olayları benim çok iyi bir gazeteci olduğum için yazmamdan değil, herkesin kötü olmasından değil, öteki yazarların çıkarları ve patronlarına bir iki iş kapma amacıyla görmemelerinde yatmasında. Mesela bunlardan bazılar hacca gitmedi mi? Bazıları da sakal falan bıraktı ve onlara yanaşacaklarını sandı. Onlar kimlerin dost, kimlerin düşman, kimlerin yanardöner ve yalaka olduğunu gayet iyi bilir.
İşin komiği Cem Uzan olayı ile içten içe keyiflenen Aydın Doğan Medyasının da aynı yolda koşuyor olması. Gazete sayfalarına bakınca hep aklıma “güleriz ağlanacak halimize” sözleri geliyor. Karamehmet takımı da sanki Uzan’a karşı olunca kendi başlarından geçenler silinecek sanmıştı. Sakın aklınıza Cem Uzan’ı destekliyor falan diye gelmesin. Kendisini hiç tanımam, ne gazeteciliğini ne de siyasi tutumunu tasvip ederim. Ama komik olan, onlar birbirini yerken iktidarın da onları teker teker yutması.
Bu arada gene bazı gazeteleri keder basmış, adlarını barış elçisi takdim edilen teröristlerden bir kısmının askerlik hizmeti yapmak zorunda olmaları üzmüş onlar. Bunların ayaklarına mahkeme ve savcı gönderen siyasi iktidar buna da kolay bir çözüm bulabilir. Örneğin Başbakanın oğlu gibi Burdur’da üç haftalık paralı askerlik yapabilirler. Bu adamlar da üç yıl yurt dışında kaldılar ve terör örgütü tarafından verilen cinayetleri işleyip Türkiye’ye saldırmadılar mı? Para meselesine gelince gelirken bindikleri lüks jeeplerden yola çıkarak nasıl olsa uyuşturucuda kazandıkları paralarla ödeyebilirler diye düşünüyorum. Olamaz mı yani ne var?
Evet, Türkiye’nin çivisini çıkartan Erdoğan hükümeti bunu da yapabilir. Bu arada Başbakan’ın ABD’ye gelişine ne oldu çok merak ediyorum. Sözüm ona 29 Ekim’de Washington’a gelecekti, bu tarihi onlara ABD Başkanı Obama vermişti bir şeyler oldu bu tarih de değişti ve tarihsizlik ortaya çıktı. Beyaz Saray’ın bu konuda hiçbir açıklama yapmamasından yola çıkarsak aklıma bu tarih de Ankara’da mı yaratıldı diye geliyor aklıma. 26.Ekim.2009
Bir yanıt yazın