Diyarbakır’da kapalı kepenklerle karşılanan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, sivil toplum örgütleriyle yaptığı toplantıda, “Meclis, iki milletin temsilcisidir” dedi. STK temsilcileri ise tezkereyi eleştirdi

Sivil toplum kuruluşlarıyla Kürt açılımını görüşmek üzere Diyarbakır’a gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılışının yıldönümü nedeniyle kapatılan kepenklerle karşılaştı.

Bakan Atalay, 39 sivil toplum örgütü temsilcisiyle sabah kahvaltısında buluştu.
Toplantıda “Geniş bir mutabakat arıyoruz” mesajı veren Atalay, “Samimi, kararlı ve cesaretli bir çalışma. Gelin, herkes bu taşın altına elini koysun. Bu, sadece AK Parti veya bizim hükümetimizin sorunu değil. Bu, ülkemizde yaşayan her vatandaşımızın, her kuruluşun ve her partinin sorunudur. Gelin bunları bitirelim, hepimize sorumluluk düşüyor. Sizlere çok sorumluluk düşüyor. Ülkemizde kardeşçe, huzurla yaşayalım” dedi.

Aklı başında, makul düşünen herkese sorumluluk düştüğüne dikkatİ çeken Atalay, “Biz de bu çağrıyı yapıyoruz. Güneydoğu yatırım için en uygun ve cazip bölge. İklimi, suyu, teşviki, iş gücü, çevreye ihracat potansiyeli, enerji kaynaklarına yakınlığıyla en fazla yatırım çekecek bölge. Tek eksiği güvenlik” dedi.

Meclis çatı olacak
Demokratik açılım çalışmalarında ‘iki özel ana hedef’ bulunduğunu söyleyen Bakan Atalay, şunları söyledi: “Türkiye’de terör bitsin, terör korkusu kalmasın. Bunun için atılacak adımları atıyoruz. Bunun pek çok boyutu var. Diplomatik ve bölge ülkeleriyle görüşmeler var. Önümüzdeki hafta yoğun bir şekilde böyle geçecek. Dış seyahatler ve toplantılar var. Hepsiyle yoğun irtibatlarımız var. Buna Kuzey Irak da dahil. Milletin desteği, millet mihenk taşı, dayanağımız. İki, milletin temsilcisi olan Meclis. Meclis bunda çatı olacak. Konuyu orada değerlendireceğiz. Meclis’in desteğini istiyoruz.”

Devletin tutumu uzaklaştırıyor
Basına kapalı devam eden toplantıda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, tek tek söz alarak açılımla ilgili görüşlerini, öneri ve taleplerini şöyle dile getirdi:

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu: Tezkerenin onaylanması, Kürt açılımına zarar veriyor. Bu yöntem ve ısrar gerginliği arttırıyor. Çözüm sürecine PKK’nın dahil edilmesi gerekir.
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Selçuk Mızraklı: Ceylan Önkol’un öldürülmesi, devlete olan güveni zedeledi. Savcı üç gün sonra olay yerine gidiyor. Bir kez daha düşünmek gerekiyor. Muğla ile Diyarbakırlı çocuk arasına fark koymayan hukuk sistemi olmalı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbey: Ceylan ile ilgili savcılık gizlilik kararı aldı. Dosyaya ulaşamıyoruz.

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Ahmet Erkol: Kürt kültürünün geliştirilmesi için devlet imkânının kullanılması ve Dicle Üniversitesi’nde ‘Yaşayan Diller’ değil, ‘Kürt Dili ve Edebiyatı’ adıyla bölümün açılması gerekir. Bu sorun siyasaldır.

Atalay’a Kürtçe yalvardı: Kan dursun barış olsun
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Diyarbakır’ın ardından Mardin’in Nusaybin ilçesindeki Demokrasi Parkı’nda sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle biraraya geldi. Görüşmeler esnasında Sefer Özdemir adlı bir vatandaş, Bakan Atalay ile Kürtçe konuştu. Özdemir’in konuşması Nusaybin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mahsun Özmen tarafından Bakan Atalay’a tercüme edildi.

Vatandaş Özdemir, ağlayarak; “Barış olsun kan dursun. Rica ediyorum. Hiç kimsenin çocuğu ölmesin. Deniz Baykal neden oğlunu göndermiyor. İnsanların ciğeri yandı. Tezkereyi neden çıkardınız. Türkiye başka devletlerle barış yapıyor, neden burada yapmıyor”demesine Bakan Atalay, “Biz de bunun için uğraşıyoruz” karşılığını verdi. Bakan Atalay, Özdemir ile çay içti.