Rifat Serdaroğlu
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı
Tarih 8.Ağustos 2003. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın, Reyyan Uzuner’le Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düğün törenleri yapıldı.
Düğünde güvenliği 23 Emniyet Müdürü, 10 Emniyet Müdür Yardımcısı, 45 Emniyet Amiri, 350 polisten oluşan 35 trafik ekibi, 1600’ü çevik kuvvetten olmak üzere 2285 polis, bayan katılımcıları aramakla görevli 600 bayan polis, kışkırtmalara karşı 4 ekipten oluşan 48 özel harekât polisi, Ankara’dan 100 Başbakanlık koruması, 1600 Bakan ve Milletvekili koruması sağladı.
Evlere gönderilen hediyeler dışında ortaya konan sandıklara, konuklar hediyelerini bıraktılar. Hediye veren veya takı yapanlara sonradan teşekkür edebilmek için video kaydı yapıldı.
Tarih 11.Temmuz.2004. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Erdoğan’ın, Berat Albayrak ile Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde düğün törenleri yapıldı.
Düğünde güvenliği aynen yukarıdaki gibi toplam 6661 devlet memuru sağladı.
Tarih 25.Eylül.2009. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, içinde, kızların kendi başlarına otomobil kullanmalarına izin verilen Üniversite’nin açılışı için Suudi Arabistan’ın başkenti Riyada gittiler. Açılıştan sonra, THY uçağı ile Mekke’ye gidip Umre yaptılar. Aynı Umre ziyaretini Sayın Başbakanda, Suudi Arabistan’a resmi ziyaret için gittikten sonra yapmıştı.
Tarih 01.Eylül.2009. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Emine Erdoğan, Libya Lideri Kaddafinin 40. yıl törenlerine katılmak üzere Libya’ya gittiler. Seyahate Emine Erdoğan Hanımın, tercümanı, özel kalem müdiresi ve yardımcıları’da katıldı.
Ağustos 1993. Adam Sağlık Bakanı. İki oğullarını sünnet ettirmek isterler. Eşi ile konuşup şu karara varırlar; “ Çocuklarımıza sünnet düğünü yapmaya kalksak, ne kadar dikkatli olsak ta devlet imkânları çocuklarımızın sünneti için kullanılır. Bunun hesabını vicdanımızda veremeyiz. Ayrıca çok sayıda pahalı hediyeler gelecek. Bunları kabul etmemiz mümkün değil, insanları üzeriz. Çocukların sünnetini hiç kimseye (annelerine bile) haber vermeden yaptıralım.” Kararlarını uygularlar. Kardeşleri ile beraber, arkadaşları olan doktoru alıp hastaneye giderler ve çocuklarının sünnetini yaptırırlar. Sonradan annelerinin ve aile büyüklerinin gönüllerini alıncaya kadar epeyce uğraşırlar. Vicdanları rahattır artık. Zaman zaman oğulları, yukarıdaki şatafatlı düğünler gibilerini gazetelerden okuyunca onlardan sünnet resimlerini sorarlar, o an yüreklere hafif bir sızı girer ama hem kendi hem de eşi, siyasetle uğraşan kişilerin ve ailelerinin fedakâr ve çok dikkatli olmaları gerektiğini iyi bilirler.
Değerli okurlar, yukarıda yazdığım beş olay tamamen gerçektir. Özellikle ilk dördü için hiç yorum yapmadım. Her isteyen bu bilgilere internet üzerinden hemen ulaşabilir. Ben sadece sizlere bazı sorular sormak istiyorum. Herkes vicdanında bu sorulara cevap versin;
—Tek özelliği Başbakan çocuğu olmak olan bir TC vatandaşı için, devletin 6661 memurunu saatlerce çalıştırmak adaletli bir davranış mıdır?
—Bu iki düğün için devlet kesesinden harcanan, benzin paraları, fazla mesai ücretleri, araçların yıpranma payları’nın Başbakan tarafından ödenmesi gerekmez mi?
—Başbakan eşinin ve ekibinin seyahat harcamalarını devlet ödemek zorunda mı?
—Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcısının umre ziyaretlerini devlet parası ile yapmaları ahlakîmidir?
Bu sorulara vereceğiniz cevaplar sadece sizleri bağlar. Fakat bizlerin yani sade vatandaşların mutlaka yapmamız gereken görevlerimiz var. İyiyi ve doğruyu alkışlamayalım, onlar zaten olması gerekeni yapıyorlar diye düşünebiliriz. Ama yanlışa, yalana, sahtekârlığa, devlet imkânlarını aileleri için kullananlara söyleyecek sözümüz, gösterebileceğimiz demokratik bir tepkimiz yok mu? Hep suskun mu kalmalıyız? Böyle davrananlara bir mesaj, bir mektup, bir ileti gönderme cesaretimiz yok mu?
Hazreti Ömer, biri devletin, diğeri kendinin olmak üzere iki mum kullanırdı. Kendi işini yapacağı zaman devletin mumunu söndürüp, kendi mumunu yakardı. O zaman yukarıda anlattıklarımı nereye koyacağız? Kim daha Müslüman Hz. Ömer’mi, yukarıdaki densizlikleri yapanlar mı? Kim daha doğru, Hz. Ömer’mi, yoksa görgüsüzlük yapanlar mı? Kimin yaptığı helâl, kimin yaptığı haram?
19.Eylül.2009 tarihli yazımda, ülkedeki politikacıların gaflet ve dalalet içinde olabileceklerini yazmıştım. Ama toplum, kendi hayat tarzını çalmak isteyen, onu geçmişin karanlıklarına götürmek isteyenlere oy verip alkışlamamalıdır. Eğer bunu yapmaya devam ederse, bölünmeye, haksızlığa, adaletsizliğe, yoksulluğa mahkûmdur.
Bir siyasetçide ilim olmadıkça, erdem de olmaz. Edep olmadıkça, asalet’te olmaz, adalet’te olmaz. Ötesini siz bilirsiniz.
Sağlık ve başarı dileklerimle.28.Eylül.2009
Rifat Serdaroğlu
Eski Sağlık ve Devlet Bakanı
rifatserdaroglu@superonline.com
==========================
Rıfat Serdaroğlu (d. 1948, Bergama, İzmir, Türkiye), Türk siyasetçi.
İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümünü bitirdi. Bergama Belediye Başkanlığı, 19.,20., ve 21. Dönem İzmir milletvekiliği ile Sağlık ve Devlet Bakanlıkları yaptı. Evli ve 2 çocuk babasıdır.Babası Kemal Serdaroğlu da bir dönem bergama belediye başkanlığı ve aynı zamanda milletvekilliği yapmıştır.
Bir Türk siyasetçi ile ilgili bu madde taslaktır. İçeriğini geliştirerek Vikipedi’ye katkıda bulunabilirsiniz. |
Önce gelen: Yıldırım Aktuna |
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı 25 Haziran 1993 – 28 Kasım 1993 |
Sonra gelen: Kazım Dinç |
Devrim arabalarının yapımında rol oynamıştır.
|
Bir yanıt yazın