Özcan YENİÇERİ
İsviçre’nin Zürih kentinde dünya kamuoyunun önünde Türkiye, Ermenistan ile diplomatik ilişkilerini normalleştireceği ve belirli bir süre içinde de Ermenistan ile kapalı olan sınırlarını açacağı taahhüdünde bulundu. Protokollerin iki devletin Dışişleri Bakanları tarafından imzalanması sırasında meydana gelen olaylar, her iki tarafın da anlaşmayı istemeye istemeye imzaladığını göstermektedir. Bu durum Ermenistan ve Türkiye hükümetlerinin atılan imzalara rağmen kafalarının karışık olduğunun kanıtıdır. Ermenistan, Azerbaycan topraklarındaki işgalinin sona erdirilmesiyle ilgili herhangi bir “ön koşul”u, Türkiye ise Ermeni iddialarıyla ile ilgili herhangi bir ön koşulu kabul etmeyeceğini ortaya koymuştur.
Azerbaycan olaya nasıl bakıyor?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Türkiye üst düzey yönetimi Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı bize defalarca Ermenistan ile sınır konusunda güvence verdi. Karabağ meselesi çözüme kavuşmadan sınırın kapalı kalacağı teminatı verildi. Azerbaycan, bağımsız devlet olarak başka ülkelerin aralarındaki ilişkilerin nasıl düzenleneceğine karışmayı asla düşünmemekte. Ancak Azerbaycan kendi içişlerine de başkalarının müdahale etmesine karşıdır. Sonuç olarak Türkiye yönetiminin bize verdiği sınır güvencesi sözünün arkasında duracağını ümit ediyoruz”.
Ayrıca Türkiye’deki Ermeni lobisinin liberal ve işbirlikçi çevreleri Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ve sınırın açılmasının Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını boşaltmasına ve iyi ilişkiler kurmasına da yardımcı olacağını iddia etmişti. Bu konuda da Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev somut kanıtlar ortaya koyarak şöyle diyor: “Türkiye ile Ermenistan arasında uzlaşı protokollerinin imzalanmasıyla iki ülke arasındaki sınırın açılacak olmasının Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunması görüşmelerine de katkıda bulunacağı görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Azerbaycan bu konudaki tutumunu daha önce dile getirmiştir; bu iki sürecin paralel, birbirine bağlı yürümesinin sağlanması gerekir. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın ancak ve ancak Karabağ meselesine çözüm bulunduğunda açılması gerektiğini dile getirmiştik.”
Rus Ruleti!
Durum ortadadır. Türkiye’deki iktidarın, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarındaki işgali kaldırılmazsa TBMM’den protokoller geçmez ya da nasıl olsa Ermeni Meclisi bu protokolleri reddeder saikiyle hareket ettiği anlaşılmaktadır. Bu yaklaşımın tutarsızlığını tartışmaya bile gerek yoktur. Türkiye, kendi kendisini uluslararası camiada sıkıntıya sokacak metinlere önce imza atıp sonra da bunun sonuçlarından kurtulmaya çalışan bir ülke konumundadır. Bu durumun benzeri Kıbrıs’ta da yaşandı. Ancak bundan iktidar yanlılarının hiç mi hiç ders çıkarmadıkları anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Ermenistan ile ilişki geliştiriyorum diye Azerbaycan’la olan ilişkileri bozmanın da bedeli çok daha ağır olacaktır. İktidarın dış politika hamleleri Rus Ruleti’ne dönüşmüştür. Silahın ters tepmemesi için dua etmekten başka çare de yoktur.
Bir yanıt yazın