Site icon Turkish Forum

DEMOKRATİK AÇILIMI SABOTE ETMEYE ÇALIŞANLAR KİMLER?

Yaşar Büyükanıt - İlker Başbuğ

Yaşar Büyükanıt - İlker Başbuğ

DEMOKRATİK AÇILIMI SABOTE ETMEYE ÇALIŞANLAR KİMLER? ATEŞLE OYNAMAK!.. KÜRTLERİ İÇERİDEN KEMİREN KURTÇUKLAR: PKK VE DTP!..

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un basın-yayın organlarına yansıyan açıklamasında net ve açık konuşuyor: “Türk Silahlı Kuvvetleri, teröristler var oldukça görevine devam edecektir!” Şimdi bu sözleri son gelişmeler çerçevesinde irdeleyelim…

Bu açıklama ne anlama geliyor?..

Eğer PKK ve uzantıları barış istiyorlarsa tek çözüm yolu PKK’nın silah bırakmasıdır..

Peki, PKK ve uzantılarının bugünkü tavrı ne?..

PKK ve yandaşları hem silah bırakmaya yanaşmıyorlar hem de doymak bilmeyen bir canavar gibi her şeyi istiyorlar. Öyle anlaşılıyor ki, yapılacak demokratik açılım bunları tatmin etmeyecek. Ne verirseniz verin daha fazlasını isteyecekler. Yani?.. Varlığını teröre borçlu olan PKK ve uzantıları, Kürt gençlerinin kanı üzerinden rant sağlamak ve saltanatlarını sürdürmek isteyeceklerdir. Bazı aydınlar ve gazeteciler diyorlar ki, “Demokratik açılım süreci sonunda Kürtlere demokratik haklar ve eşitlik verilecek…”

Ama, “bunlar zaten var!..”

Bazı önyargılı ve ezberci tayfanın itirazlarını duyar gibi oluyorum…

Onun için kafalarda soru işaretleri kalmasın diye, “bunlar zaten var” cümlesini biraz açayım…

Eğer öyle olmasaydı Kürt kökenli milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı, meclis başkanı, belediye başkanı, general, vali, emniyet müdürü, yargıç, savcı, doktor olabilir miydi?..

Hangi Kürt kökenli vatandaşın, yasal yönden öbür yurttaşlardan eksiği var?..

Güneydoğu Anadolu’da yaşayan yurttaşlar, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi ülkenin her yerinde, her alanda, her konuda serbestçe faaliyet gösteremiyorlar mı?..

Seyahat, eğitim, ikamet, sağlık, yargı, basın vs. özgürlükleri yok mu?..

Anayasa önünde eşit değiller mi?.. T.C. Anayasası’nın 10.maddesi yeteri kadar açık değil mi?..

Yoksa açık da anlaşılmak mı istenmiyor? Kürt kökenli çocuklar okullara alınmıyorlar mı? İlkokul, lise, üniversitelere kayıtları yapılmıyor mu?.. Öyleyse diyorum ki, bunu inkâr edenler “yalancıdır, müfteridir!” Şöyle bir çevrenize bakın…

Sanayide, ticarette, sanat ve eğlence dünyası dahil tüm sektörlerde zirveye tırmanmış Kürt kökenli vatandaşların ne kadar çok olduğunu göreceksiniz. Halen Maliye Bakanı olarak görev yapan Mehmet Şimşek’in “Ben de Kürt’üm” demesi sizce bir şey ifade etmiyor mu?.. Buna rağmen ayrılıkçılar, bölücüler, emperyalist güçlerle işbirliği yapanlar, Kürt gençlerinin kanlarıyla beslenen, onların üzerinden siyaset yapmaya çalışan teröristler, Kürtlerin her şeyden mahrum edildiklerini, hatta dillerini yazmaktan ve konuşmaktan bile mahrum bırakıldıklarını(!) ileri sürüyorlar. Kürt aydınlar ve siyasetçiler, Güneydoğu’daki feodal yapıya, ağalık düzenine karşı neden sessiz kalıyorlar?…

Unutulmamalıdır ki, bölgedeki feodal yapı çökertilmedikçe bölge insanı ezilmekten kurtulamaz. Meşhur bir atasözü var; “Ağacın kurdu içinde olur…”. Evet, bugün Kürtleri ezen, mayınla-bombayla parçalayan, sömüren, kemiren kurtçuklar PKK ve DTP’dir. Etnik milliyetçilik söylemlerle Türkiye Devletini inkâr edip, milleti bölerek hak aradıklarını iddia eden PKK ve uzantıları, Türkiye’yi parçalamak isteyen emperyalist güçlerin maşasıdır! Bunların Kürtlerin haklarıyla falan bir ilgileri yoktur. Onların tek bir hedefi vardır: Yargılanarak ömür boyu hapse mahkum olan cezaevindeki Abdullah’ı kurtarmaktır! PKK=Abdullah, Abdullah=Dava! Varsa yoksa Abdullah’ın burun akıntısı, saçlarının uzunluğu, baş ağrısı, diş ağrısı, kadın ihtiyacı, plazma TV eksikliği, gazetesi vesaire…

Peki, Kürtlerin, sosyal, ekonomik ve kültürel alandaki kalkınması, aşiret düzeni, töre cinayetleri, Diyarbakır sokaklarının altyapısı, işsiz gençler, fuhuş, uyuşturucu, sosyal adalet, din sömürünün engellenmesi, hurafelerle mücadele ve dolayısıyla demokrasinin nimetlerinden yararlanması için verilecek mücadele ne olacak?…

Ne PKK’nın, ne de Abdullah, ne Osman’ın, ne de siyasi baronların (DTP) umurunda değil… Demokratik açılıma katkı yapması ve öncülük etmesi için göreve davet edilen DTP, “Öcalan’la anlaşmadan barış olmaz!” diyerek, gerçek niyetini ortaya koyarken, demokratik açılım sürecinin önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır. Abdullah’ın yakalanmasının üzerinden 10 yıl geçti. Abdullah 62 yaşına girdi. Hayatını cezaevindeki hücrede tamamlamak istemiyor. “Sorunu çözmek için işbirliğine hazırım” demesinin sebebi budur. “Türkiye’nin partisi olacağız” iddiasıyla ortaya çıkan DTP, etnik siyasete dayalı görüşün temsilcisi olarak Türkiye’nin Güneydoğusu’na sıkışıp kalmış bir parti olmaktan öteye geçememiştir.

SON SÖZ…

Ülkenin bütünlüğü elden giderse Anadolu etnik bir cehenneme dönüşür! Ateşle oynamak doğru değildir! Anadolu, etnik kaynaşmanın etnik ayrışmayı her zaman yendiği bir yerdir ve hep öyle kalmalıdır…

Kürtler başta olmak üzere, Türkiye’de yaşayan sağduyu sahibi herkesin vakit çok geç olmadan idrak etmesi gereken tek gerçek de budur diye düşünüyorum.

Nail Amudi

rticles de cet auteur

Exit mobile version