Vahdettin’in bile söylemediğini Abdullah Gül söyledi!

Sabahattin Önkibar

Yeniçağ

6 Ekim 2009

Abdullah Gül’ün Kürt ya da PKK sorununu kastederek söylediğine bakın!
– “Biz çözmezsek, başkaları
çözer”
Ne demektir bu?
Evet Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan zat-ı şahane (!) ne demek istemiştir?
Biz neyi çözeceğiz?
Biz çözmezsek başkaları gelip neyi çözecek?
Kimdir o başkaları?
Devletin birliği ve bütünlüğünü yani bizatihi devleti temsil eden bir kişi nasıl böyle bir söz eder?
Nasıl Meclis’te kürsüye çıkıp, “Çözelim yoksa çözecekler var haa” korkutmalarında bulunur?
Sayın Gül kendini Orta Afrika’daki Zulu Kabilesinin reisi mi sanıyor?
Kendi vatandaşlarını ilgilendiren bir konuda başkalarını yetkilendirmek anlamında olan bu açıklaması olacak şey midir?
Türkiye AKP’nin iktidar olması ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesiyle manda olmayı resmen kabul etmiştir de bizim mi haberimiz olmadı?
Değilse başkaları sözcüğü ne anlama geliyor?
Birileri Abdullah Bey’e, o başkaları ve Türkleri tane tane anlatmalı!
Başkalarının Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki taleplerini yani Sevr sürecini belletmeli.
İngiliz’inden Fransız’ına, Yunanlı’sından İtalyan’ına,Ermeni’sinden ABD’lisine yedi düvelin neleri istediğini aktarmalı.
Dahası, bunlar için nasıl seferber olduklarını ilave etmeli!
Ama bütün bunlardan sonra şunları da söylemeli!
Türk Milletinin Düveli Muazzama’ya rağmen “Biz çözmezsek, başkaları çözer” gibi bakışlara nasıl başkaldırıp sonuç aldığını ifade etmeli!
Biz çözmezsek başkaları çözermiş!
Böyle bir sözü emin olun Sarayı işgal altında olan Vahdettin bile etmemişti!
Evet biz çözelim yoksa başkaları çözer sözü, koca bir imparatorluğun batışına tanıklık eden Osmanlı Sultanından bile duyulmamış ve artık herkesler tarafından kabul edilmektedir ki o Padişah bile ötekilere teslim olmamak için Anadolu’daki Kurtuluş hareketine bir şekilde destek olmuştu!
Buradan bakınca yani Abdullah Gül ile Vahdettin’in bakışlarını karşılaştırdığımda emin olun şaşırıyor ve Gül’e karşı Vahdettin’i özler gibi oluyorum!
Son bir şey:
Biz çözmezsekden kastınız nedir Sayın Gül, siz neyi çözeceksiniz?
Kürtler bu ülkede ikinci sınıf vatandaş mı, ayrılıkları, farlılıkları mı var? Niçin kafa karıştırıyor ve vatandaşlarınızı adeta tehdit eder gibi konuşursunuz?… Siz Cumhurun reisi değil misiniz?
Not: Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun açıklaması: Rahmi Koç’un CHP yemeğine aylar öncesinden planlanmış Estonya, Letonya ve Finlandiya gezilerim sebebiyle katılamadım.

İnsafInIz kurusun…
İsrail jetleri Konya’da, One Minute’cular susuyor!
Evet Gazze’de Müslüman bebelere ölüm kusan İsrail jetleri hedeflerini iyi vursun diye tatbikatlara başladı.. Nerede mi? Konya’da… Haberi duymamış olanlara duyuralım, AKP iktidarı İsrail jetleri iyi eğitim yapsın diye koca Konya ovası hava sahasını İsraillilere tahsis etti. Yok yok haber gizli değil, birkaç gündür biliniyor lakin sözde İslamcı cenahta tık yok!.. İnsafınız kurusun. Bu kadar mı teslim olur insan! Demek ki ki sizin bütün değerleriniz, inanç ve itirazlarınız AKP’nin siyasi çıkarlarına hapsolmuş!. Hep yazıyoruz, ayinesi işdir kişinin lafa bakılmaz diye.. İşte AKP ve Tayyip Erdoğan budur!.. Seçim sürecinde Davos’da ya da BM kürsüsünde istismar için birkaç laf attırır ama hemen ertesinde o Filistinli bebelere atılan bombalar hedefini bulsun diye Konya’mızda talim sahalarını tahsis eder!..Yalan mı?

AKP ile DTP kolkola….
Öcalan’ın yol haritası AKP incelemesinde!
İddia bana ait değil, DTP başkanı Ahmet Türk’e aittir… Ahmet Bey’e göre Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan avukatları aracılığı ile gönderdiği açılım paketi ya da yol haritası 20 Ağustos’dan beri AKP tarafından inceleniyor. Ahmet Türk bunu önceki günkü DTP kongresinde ifade etti… Tam bu noktada soralım, hani bu açılımda İmralı yani Öcalan yoktu? Efendim Öcalan yok, DTP inceleme olayını uyduruyor.. Öyle ise çıkıp bunu açıkça söylesenize!.. Ahmet Türk bu sözü edeli iki gün oldu, AKP’den tek bir yalanlama yok!.. Görülüyor ki bu açılım hikayesinde AKP ile DTP örtülü olarak kolkoladır. Kuşkusuz AKP açılıma tepki koyanların oyunu kaybetmemek için patinaj ya da bir ileri bir geri yapıyor ama sonuçta ikisinin mutabık olduğu ortadadır.. Öyle çünkü ikisinin de kıblesi Okyanus ötesidir!

Uçuruma doludizgin…
IMF ile bunun için anlaşamadılar
Ali Babacan IMF ile anlaşamıyoruz dedi. Gerekçe olarak da IMF’nin kabul edilemez şartlarının olduğunu söyledi! Peki daha önce anlaşılan ve beraber yol yürünen IMF ile şimdi niçin anlaşılamıyor? Sebep şudur efendim: IMF AKP’nin estirdiği “Ekonomi iyi” rüzgarının yapay olduğunu ve dahası Türkiye’nin uçurumun etrafında gezindiğini rakamlar doğrultusunda biliyor ve dolayısı ile radikal önlemler paketi istiyor. Öyle ki bu önlemler hemen alınmazsa Türkiye’de savaş yılları işsizliği ve kıtlığı bile yaşanabilirmiş.. Hal bu iken Ali Babacan seçimi düşünerek en az 5 yıl sürecek olan sıkı program ya da pakete onay vermiyor ve IMF ile anlaşmaya yanaşmıyor. Sadece bu fotoğraf bile Türkiye’nin uçuruma dolu dizgin gittiğini gözler önüne sermiyor mu?

Yeniçağ - gazze gaza

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir