Site icon Turkish Forum

“Çare, kırmızı çizgileri duyurmak”

Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kıbrıs meselesinde çarenin Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Devleti’nin müşterek kırmızı çizgilerini duyurması olduğunu bildirdi.

AA

Ankara– Türkiye Gazeteciler Federasyonu 6. Olağan Genel Kurulu, Ankara Ticaret Odası Konferans Salonu’nda başladı.

Genel kurula, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş, KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Namık Korhan, DSP Genel Başkanı Masum Türker, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Salih Melek, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Ertan Cillov, bazı DTP ve CHP milletvekilleri ile delegeler katıldı.
Toplantının başlangıcında ”Sarı saçlı, mavi gözlüm” türküsü eşliğinde Atatürk ile ilgili sunum yapıldı.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nazmi Bilgin, açılışta yaptığı konuşmada, ”Cumhuriyetimizin kahramanlarından biri” olarak tanımladığı Denktaş’a toplantıya onur verdiği için teşekkür etti.

Bilgin, ”Kıbrıs meselesi 30 yıldır bizim çözmeye çalıştığımız, başkalarının çözmemeye çalıştığı ama biz ‘ver kurtul’ demeyeceğiz” dedi. Cindoruk’a da ”baba dostum” diye hitap eden Bilgin, kendisini burada görmenin Türkiye’nin geleceği için moralini düzelttiğini söyledi.

Gazetecilerin iş yerlerine geldiklerinde siyasi görüşlerini kapıda bıraktıklarını belirten Bilgin, Türkiye’nin şu anda bazı sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu, bunların en önemlisinin ise ”aidiyet” olduğunu dile getirdi.

Türkiye’de medyanın ”önce Türkiye’nin sesi, sonra patronların sesi, şimdi de gücün ve iktidarın sesi haline gelmeye başladığını” öne süren Bilgin, yazar, çizer ve gazetecilerin iktidarı desteklemedikleri için yerlerini kaybedebildiklerini savundu.
Bilgin, ”demokratik açılımla” ilgili ‘‘Biz Lazı, Kürdü, Çerkeziyle etle tırnağız. Kürdü, Lazı, Çerkezi severim ama Kürtçüyü sevmem. Yani bizim yüzyıllardır yaşadığımız dostlukları ayıracak varsa karşı çıkarım” diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmesine razı olmadıklarını, ABD, AB ve özellikle ‘İmralı’nın sesini” dinlemeyeceğini bildiren Bilgin, ”Benim dinlediğim ses Atatürk’ün, Misak-ı Milli’nin ve bu ülkeyi sevenlerin sesidir. ‘Açılım’ deyip Türkiye’yi bölmek, parçalamak isteyenler ‘Kıbrıs’ı ver kurtul’ diyen insanlarla kavga ettim, hayatımın sonuna kadar da kavga edeceğim” dedi. Bilgin, ayrıca Türkiye’nin ”bir mozaik değil, birbiriyle kaynaşmış bir ebru olduğunu” ifade etti.

KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş

KKTC Kurucu Başkanı Rauf Denktaş da Kıbrıs’ın milli bir dava olduğunu söyledi. ”Kıbrıs meselesinde asıl hedefin garanti anlaşmasını ortadan kaldırmak, Türkiye’nin adadan askerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen vatandaşlarını geri göndermesini sağlamak olduğunu” ileri süren Denktaş, ”Tek devlet, tek vatandaş, tek halk esasları üzerinde anlaşma yapılmak istendiğini” kaydetti. Denktaş, ”Şimdi görüyorsunuz son beyanatlarda özellikle Washington ve New York’ta yapılan beyanatlarda Rumların uzlaşma istemediği anlaşılmışmış. Bu kaç sene evvel anlaşılmıştı, anlaşılmıştı istemediği. Çare nedir? Çare, Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Devleti’nin müşterek kırmızı çizgisini dünyaya duyurmasıdır. Türkiye orada işgalci değildir. Türkiye hak sahibidir. Çünkü Kıbrıs Antlaşması Türk-Yunan kavgası olmasın diye meydana getirilmiştir” dedi.
Türkiye’nin bu konuda ABD’yi yardıma çağırdığını kaydeden Denktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
”ABD, bir 45 yıldır Kıbrıs meselesinin hallini önleyen odur. Bize gözümüzün içine baka baka ‘Rum idaresini tanırım sizi tanımayacağım’ diyen odur. Bize Annan Planı denilen mahrumiyet planını kabul ettiren ve kabul ettirdikten sonra da yorum getiren, ‘madem ki onu kabul ettiler ayrı devlet isteyemezler…’ Türkiye bu çizginin altındadır ve maalesef görüşmelere bu çizginin altında başladık.

Daha ne diyor Amerika? ‘Türkiye önerilerini Rumların kabul edebileceği şekle soksun’. Sayın Talat ne diyor? ‘Uzlaşmaya mecburuz’. Niçin mecburuz anlamadık? Mecburuz uzlaşmaya, uzlaşabilmek için de önerilerimizi Rumların kabul edebilecekleri düzeye çekmek mecburiyetindeyiz. Masaya böyle oturduk.”

Denktaş, Kıbrıs meselesinin 1974’te başlamış gibi gösterilmeye çalışıldığını, 1964-1974 yıllarında hiçbir şey olmamış gibi gösterildiğini belirtti. ”Tek devlet, tek halk şeklinde bir anlaşmanın olmasını istemedikleri, bunun boyun eğmek anlamına geldiğini” ifade eden Denktaş, tek halklı, devletli anlaşmaya razı olunursa 3-5 yıl içinde Kıbrıs’ın boşaltılacağını savundu. Denktaş, şunları kaydetti:
”Üzüntülüyüz, kaygılıyız. Ümit ediyoruz ki bir noktada Türk hükümetiyle bizim hükümetimiz bir araya gelip ve kırmızı çizgilerimizi dünyaya açıklar. Nedir onlar? Mecliste, Annan Planı’ndan önce oy birliği ile alınmış olan karar. Nedir o karar? Kıbrıs’ta iki eşit egemen halk vardır, iki ayrı devlet vardır, bunların ortaklığı mümkündür. Bunda varız, başka bir şeyde yokuz. Bunun yapılması lazım. AB Türkiye’yi tehdit ediyor ‘Kıbrıs’ı tanı’ diye. Rum da ‘beni tanımazsan üyeliğini veto ederim’ diyor. Türkiye’nin bunun karşısında son zamanlarda söylediği şeyi, ümit ederiz ki bütün basın destekler. Ne diyorlar, ‘Eğer bizim karşımıza KKTC mi, yoksa AB mi diye bir şey getirirlerse o zaman Kıbrıs deriz. Bu milli davadan vazgeçmeyiz’. Bunda ısrar etmek lazım, tüm dünyayı kandırmak lazım.”

Rauf Denktaş, Türkiye’nin petrol konusunda da artık ”dişini göstermesi” gerektiğini, çünkü Rum yönetiminin ihalelere başladığını anımsattı.

Exit mobile version