Gençler Türkçeden vazgeçmiyor

UNESCO’nun Bremen’de düzenlediği Dil Festivali’nde Türkçe tanıtıldığı kısma ikidillik konusu damgasını vurdu. Gençlerin aile, kültür ve dilleriyle olan bağlarını koparmayı düşünmediğini kaydeden uzmanlar, ikidilliğin avantaj  olduğu konusunda birleşti.

UNESCO tarafından düzenlenen Bremen Dil Festivali Bremen Üniversitesi’nin himayesinde gerçekleşti. Dünyada ilk defa Bremen’de düzenlenen dünya dillerini tanıtmayı amaçlayan festival çerçevesinde Türk dili de tanıtıldı. Türkçe Anadili Komisyonu tarafından düzenlenen Türkçe Günün’de Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın da hazır bulundu. Türkçe’nin, tarihi geçmişe dayanan güçlü bir dil olduğunu, Türkçe’nin Türk olmayanlar tarafından da devlet ve medeniyet dili olarak görüldüğünü belirten Akalın, bilinen en eski dil olan Sümerce’de 168 Türkçe kelimenin yer aldığını dile getirdi. Akalın, 26 ülkede Türkoloji enstitüsü bulunduğunu, Almanya’daki Türklerin de Türkçe’ye sahip çıkmaları gerektiğini kaydetti.
Festivale Pamukkale Üniversitesi’nden katılan Dr. Nejdet Keleş ise, Türkçenin söz varlığının 600 bini bulduğunu, diğer dillere Türkiye Türkçesi 11 bin, genel Türk dilinin ise 20 bin kelime verdiğini ifade etti.

Bremen Üniversitesi’nden Prof.Dr. Yasemin Karakaşoğlu, araştırmaların genç Türklerin büyük bir oranda ikidilli yetiştiğini, büyük bir çoğunluğunun ise Almancayı iyi derecede konuştuğunu ortaya koyduğunu dile getirdi. Buna rağmen gençlerin her iki dili de bir arada konuştuklarında kendilerini daha iyi hissetiklerini belirten profesör, “İkidilli yetişen bu kuşağın ileride sahip olacakları çocukların eğitiminde de aynı şekilde hareket etmeyi düşündükleri görülmektedir. Gençlerin ancak yüzde onluk bir bölümü Almanca veya Türkçe olmak üzere çocuklarını tekdilli yetiştirmek istemektedir. Söz konusu kesimin kendi aileleri ve Türkiye’deki akrabalarıyla olan bağlarını koparmamak istememesi, İslam dinine olan bağları ile de ortaya çıkmaktadır” dedi. Camilerin yavaş yavaş görkemli yapıtlar şeklinde göze çarpmaya başladığını ve ikinci ve daha sonraki kuşaklara ait genç ve yüksek eğitimli gençlerin buluştuğu Hıristiyan-İslam diyalog merkezlerine dönüştüğünü söyledi. Aynı üniversiteden Prof. Dr. Katja Cantone, dil öğrenimi araştırmalarının küçük çocukların iki dilli yetişirken hiçbir sorun yaşamadıklarını ortaya koyduğunu, çocuğu ikidilli yetiştirmenin teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi.

24 Eylül 2009, Perşembe Zaman

MEHMET KÜÇÜKKAYA,BREMEN

Bremen Üniversitesi’nden Prof.Dr. Yasemin Karakaşoğlu, araştırmaların genç Türklerin büyük bir oranda ikidilli yetiştiğini, büyük bir çoğunluğunun ise Almancayı iyi derecede konuştuğunu ortaya koyduğunu dile getirdi. Buna rağmen gençlerin her iki dili de bir arada konuştuklarında kendilerini daha iyi hissetiklerini belirten profesör, “İkidilli yetişen bu kuşağın ileride sahip olacakları çocukların eğitiminde de aynı şekilde hareket etmeyi düşündükleri görülmektedir. Gençlerin ancak yüzde onluk bir bölümü Almanca veya Türkçe olmak üzere çocuklarını tekdilli yetiştirmek istemektedir. Söz konusu kesimin kendi aileleri ve Türkiye’deki akrabalarıyla olan bağlarını koparmamak istememesi, İslam dinine olan bağları ile de ortaya çıkmaktadır” dedi. Camilerin yavaş yavaş görkemli yapıtlar şeklinde göze çarpmaya başladığını ve ikinci ve daha sonraki kuşaklara ait genç ve yüksek eğitimli gençlerin buluştuğu Hıristiyan-İslam diyalog merkezlerine dönüştüğünü söyledi. Aynı üniversiteden Prof. Dr. Katja Cantone, dil öğrenimi araştırmalarının küçük çocukların iki dilli yetişirken hiçbir sorun yaşamadıklarını ortaya koyduğunu, çocuğu ikidilli yetiştirmenin teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi. - alman turk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir