Arslan BULUT
Türk-Ermeni ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerini inceleyerek bu alanda önemli bir eser veren Av. Gülseren Aytaş’dan yine önemli bir mektup aldım. Aytaş, “31 Ağustos Protokollerini, açıklandığı günden beri incelemeye çalışıyorum. Maalesef en sonunda Türkiye sanık sandalyesine oturmayı kabul ediyor. Türkiye, Ermeni iddialarını milletlerararası hukuk alanına taşıyor. Türkiye’nin sınırları hukuki tartışmaya açılıyor. Kars Antlaşması’ndaki haklarımız yok sayılıyor. İleride Kars Antlaşması’nın geçersiz olduğu iddia edilebilecek, başta Yunanistan ve Irak olmak üzere menfaati olan diğer devletler de uyuşmazlıklara müdahil olabilecek” diyor.
Aytaş, konuyla ilgili olarak hazırladığı kapsamlı bir incelemeyi de göndermiş. 8 bin kelimeden oluşan bu incelemenin ana başlıkları şöyle:
“-Ermenistan’a toprak ve tazminat yolu açılıyor:
Ermeni iddiaları hakkında uluslararası komisyonlar ve mahkemeler kurulması talepleri ülkemiz düşman işgali altında iken dahi kabul edilmemiştir. Bu talepler Sevr Projesinde kalmıştır. 1921 Kars Antlaşması ile Ermeni sorunu hukuken çözümlenmiş, Sevr Projesinin geçersiz olduğu kabul edilmiştir. Türkiye’nin kısmen de olsa haksız bulunması halinde Ermenistan’a toprak ve tazminat yolunu açacak bir girişim, hiçbir gerekçe ile kabul edilemez.
-Türkiye, soykırım sanığı sandalyesine oturmayı kabul ediyor:
31 Ağustos Protokollerine göre, Türkiye ile Ermenistan arasında hükümetlerarası bir komisyon ve çeşitli alt komisyonlar kurulacaktır. Bu alt komisyonlardan ikisi hukuki konulara ilişkin alt komisyon ve tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon olacaktır. Tarih Komisyonunda Türkiye’nin, Ermenistan’ın ve İsviçre’nin temsilcileri yer alacak, tarihsel kaynak ve arşivler incelenerek bir karara varılacaktır.
-Ermenistan sınırı tartışmaya açılıyor:
Türkiye ile Ermenistan arasındaki mevcut sınırları tespit eden antlaşma, 1921 Kars Antlaşması’dır. Oysa 31 Ağustos Protokollerinde, mevcut sınırların “uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle” tanındığı gibi muğlak bir ifade tercih edilmiştir. Ermenistan, “Kars Antlaşması’nda tespit edilen sınırların tanınması” koşulu dahil olmak üzere Türkiye’nin hiçbir ön koşulunu kabul etmediğini açıkça beyan etmektedir. Bu durum Ermenistan’ın Türkiye sınırlarını hukukî tartışmaya açmasına gerekçe olacaktır.
Nitekim Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci kapsamında alınan 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi kararında, Türkiye’nin “süregelen sınır ihtilâfları” için Lahey Adalet Divanı’na başvurulması gerekli görülmüştür!
Kars Antlaşması tartışmaya açılıyor:
Onay kanunu ile yeni bir milletlerarası antlaşma niteliği kazanan 31 Ağustos Protokolleri hakkında Anayasa’ya aykırılık iddiasında bulunulamayacaktır
Protokoller uluslararası ve bölgesel antlaşmalara dayandığından, bu antlaşmaların hükümleri, daha önce yapılan Kars Antlaşması’nın hükümlerinden üstün hale getirilmiştir.
Protokoller, Kars Antlaşması’nın yıldönümünde imzalanıyor:
Dışişleri Bakanlığı protokollerin 13 Ekim 2009 tarihinde imzalanacağını bildirmiştir. 13 Ekim, Ermenistan’ın milletlerarası mahkeme ve komisyonlar öngören Sevr’in geçersiz olduğunu kabul ettiği 1921 Kars Antlaşması’nın imzalandığı gündür. Komisyon kurulmasını öngören 13 Ekim 2009, komisyon kurulmasını reddeden 13 Ekim 1921’in rövanşı olarak algılanabilir. İlginçtir, 14 Ekim 2009 tarihinde Türkiye-Ermenistan rövanş maçı oynanacaktır.”
Bir yanıt yazın