ŞAKKIDI, ŞAKKIDI..
Hüseyin MÜMTAZ
İçinde bulunduğumuz durumu çok iyi aksettiren başka şarkı bulamadım; Şakkıdı-şakkıdı..
Önce hip-hop tarzında ve global ölçekte dinleyelim..
Avrupa Birliği üyesi Bulgaristan’da ırkçı ve aşırı milliyetçi ATAKA partisinin yayın organı Türkçe haberlerin kaldırılması için imza kampanyası başlatmış. Ülkede 8 yıldır günde 15 dakika olarak yayınlanan Türkçe haber bülteninin yasaklanmasını talep eden ATAKA partisinin isteği üzerine başlatılan kampanya çerçevesinde SKAT TV elemanları başta Başkent Sofya olmak üzere büyük şehirlerin merkezlerine kurdukları standlarda halktan imza toplamışlar. Kampanya sorumlusu Nenço Nenov, “BNT;de Türkçe haber yayınlarının yasaklanması SKAT izleyicilerinin bir talebidir. İzleyicilerimiz Devlet Televizyonunda Türkçe yayın istemiyorlar. Toplanan imzaları Eylül ayında parlamentoya ulaştıracağız” demiş. Büyük bir bölümü orta yaşın üzerindeki vatandaşlardan olmak üzere Sofya;da 2 bin 200, ülke genelinde ise 40 bin imza toplandığını belirten Nenov, “Bulgaristan;da Türk yok. Müslümanlar var. Kendini Türk olarak görenler sadece kendilerine zarar veriyorlar” iddiasında bulunmuş. BNT;deki Türkçe haber yayınların halk arasında ayrım yarattığını öne süren Nenov Bulgaristan’ın resmi dilinin Bulgarca olduğunu ve her Bulgar vatandaşının Bulgarca bilmesi gerektiğini söylemiş. Nenov, Eylül ayı sonuna dek sürdürmeyi planladıkları kampanyadan sonra bu kez de TRT’de Bulgarca yayın yapılması talebi ile başka bir kampanya başlatacaklarını bildirdi. Nenov Türkiye;de yaşayan Bulgaristan vatandaşlarından bu konuda istek geldiğini ileri sürmüş..
Şakkıdı…şakkıdı….
Avrupa Birliği üyesi Slovakya’da bir süre önce kabul edilen yeni dil yasası 1 Eylülde yürürlüğe girmiş..
Yasa çerçevesinde Slovak halkı, kamuya açık yerlerde Slovakçanın dışında başka bir dil konuşamayacakmış.. Slovakçanın dışındaki diller sadece evlerde konuşulabilecekmiş.
Slovakya Kültür Bakanı Marek Madaric, yeni yasayla ilgili yaptığı açıklamada, ilk üç ay para cezası verilmeyeceğini, Slovakça yerine başka dil kullananların şimdilik sadece uyarılacağını söylemişti. Slovakya’nın 5,4 milyon dolayındaki nüfusunun 500 bin kadarını, çoğu ülkenin Macaristan sınırındaki güneyinde yaşayan Macarlar oluşturuyormuş. Yasa ayrıca Kültür Bakanlığına, cadde ve bina isimlerini Slovakça yazmayan belediyeler ve iş yerlerini cezalandırabilme yetkisi veriyormuş…
Şakkıdı…şakkıdı…
Avrupa Birliği aday adayı olan, bazen de ”imtiyazlı ortak” olacağı duyurulan Türkiye’de ise Mardin’in Midyat ilçesinde Ramazan ayının en mübarek gecesi olan Kadir Gecesini idrak etmek için camiler doldu taşmış, Camilerde Türkçe, Kürtçe ve Arapça ilahiler okunmuş.. Zaten daha önce de TRT Şeş’te, Diyarbakır Ulu Cami’de yapılan Kürtçe mevlid canlı olarak verilmişti.
Şakkıdı, şakkıdı..
Avrupa Birliği aday adayı olan, bazen de ”imtiyazlı ortak” olacağı duyurulan Türkiye’de TRT Şeş’ten sonra Devlet Tiyatroları’nda da ilk kez bir Kürtçe Tiyatro oyunu Van Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiş.
Şakkıdı, şakkıdı…
Afganistan’daki Amerikan ve NATO kuvvetlerinin komutanı Amerikalı General Stanley McChrystal, Afganistan’a ek kuvvet gönderilmesi gerektiğini, aksi halde direnişçilere karşı verilen mücadelede başarıya ulaşamayacaklarını belirtmiş. Ek kuvvet çağrısının ”daha çok direnişçi öldürmekten” ziyade Afganların korunmasına yönelik yeni stratejinin bir parçası olduğunu kaydeden McChrystal, yeni stratejiye duyulan ihtiyaca değinmiş. Afganistan’daki Amerikalı asker sayısı bu yıl 32 binden 62 bine çıkarılmıştı Yıl sonuna kadar 6 bin askerin daha bölgeye gönderilmesi bekleniyormuş…
Şakkıdı…şakkıdı…
Şimdi biraz da, coğrafyamıza uygun ”Arabesk” düzenlemesi Şakkıdı’nın…
Merkezi ABD California’da bulunan think thank kuruluşu Rand Corporation ABD’nin Irak’tan çekilmesine ilişkin bir rapor hazırlamış. Raporda Türkiye’nin Kuzey Irak’ı kendisine dahil etme ihtimalinden söz ediliyormuş. ABD’nin Irak’tan çekilmesinin ardından Türkiye’nin Kuzey Irak’a girebileceğini iddia eden kuruluş, bu ihtimalin resmi makamlar tarafından da kabul gördüğünü belirtmiş..Rapora göre Kuzey Irak’ta Kürtlere ait bölgeleri ‘işgal edecek’ Türkiye bu süreçte PKK’nın tasfiye edilmesi amacıyla Bölgesel Kürt Yönetimine de baskı uygulayacakmış. Rapor, Türkiye’nin muhtemel bir saldırısının önünün alınması için ABD hükümetine öneri olarak şunu dile getiriyormuş: “Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’ye de baskı yapılarak PKK’ya karşı baskılarını arttırması ve tasfiye edilmesine yönelik çalışmalara destek sunmasının sağlanmalıdır.
Ben bize burada tavşan mı, yoksa tazı rolü mü biçildiğini pek anlayamadım..
Şakkıdı….şakkıdı..
Mehmet Ali Güller, 15 Eylül 2009 günü yazdı..
”Em. Mu. Kur. Kd. Albay Nazmi Çora: 1994-1995 yıllarında Irak’ın kuzeyinde Askeri Koordinasyon Merkezi Türk Komutanlığı yaptı. Yani Çekiç Güç Eş Komutanlığı. Albay Çora’ya göre, ABD Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurmak için çalıştı. Ve hatta Albay Çora’ya göre ABD’nin Irak’a müdahalesinin temel nedenlerinden biri de bu. Albay Çora iki yıllık Çekiç Güç komutanlığı boyunca bunu kanıtlayacak onlarca olayla karşılaşmış.
Örneğin: ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Downing Zaho’ya geldiğinden Albay Çora şöyle der: “Türkiye ve ABD senelerdir müttefik ülkeler, buna rağmen Kürdistan’ı kurmaya çalışıyorsunuz. Türk halkının tepkisi ile dostluğunuzun bozulacağından korkmuyor musunuz?”
ABD Özel Kuvvetler Komutanı şöyle yanıtlar Albay Çora’yı: “Merak etme, biz her şeyi planladık. 2007 senesinde Kürdistan kurulduğunda önce Türkiye tanıyacak!”
Şakkıdı…şakkıdı…
Hakkâri’deki çatışmalarda ölü olarak ele geçirilen Van doğumlu kadın teröristin cenazesi miting havasında toprağa verilmiş. DTP milletvekilleri ve belediye başkanlarının da katıldığı cenaze törenine yaklaşık 10 bin kişi katılmış.
Hakkâri’nin Çukurca ilçesi Kazan Vadisi’nde terör örgütü ile çıkan çatışmada ölü olarak ele geçirilen Van doğumlu ‘Sıla Van’ kod Aliye Timur’un cenazesi sabah Hakkâri Devlet Hastanesi morgundan Van Belediyesi’ne ait cenaze aracıyla alınarak Van’a getirilmiş. Toplanan kalabalık sürekli terör örgütü PKK ve elebaşı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atmış. Grup, “intikam, intikam” sloganları atarken cami minaresine asılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) bayrağı dikkat çektmiş. Cenazeye; DTP Van Milletvekilleri Özdal Üçer, Fatma Kurtulan, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, İl Başkanı Selim Ertaş, çevre ilçelerin belediye başkanları ve parti yönetimi katılmış. DTP’ye ait seçim aracının üzerine çıkan İl Başkanı Selim Ertaş ile Milletvekili Özdal Üçer Kürtçe konuşma yapmışlar. Milletvekili Üçer, demokratik açılımın “Kürtleri kandırma açılımı” olduğunu savunarak, “Diyorlar ki biz Kürtleri kandıracağız, çocuklarını öldüreceğiz. Biz buna izin vermeyeceğiz.” demiş.
Fatma Kurtulan ise, konuşmasını Türkçe yapmış.”Bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Bu ne açılımı? Parçalanmış cenazelerin başında oturup ağlamak mı, dağdaki yakınlarımızı kimyasal silah ve her türlü ateşli silahla imha etmek mi açılım? Artık Kürtler kandırılmaya gelmiyor” şeklinde konuşmuş. Konuşmalar yapılırken terörist cenazesi kalabalıkta omuzlarda bekletilmiş. Terör örgütünün sözde bayrağı ile Öcalan’ın posterleri açılmış.Konuşmaların ardından teröristin cenazesi kadınların omuzlarına alınmış..
Ve son olarak ”Şakkıdı Şakkıdı”yı keyfe keder ”Sultan-ı Yegâh” makamında dinliyoruz..
Yukarı Karabağ sorununun çözümü için Azerbaycan’a tek taraflı taviz vermeyeceklerini söyleyen Ermenistan Cumhurbaşkanı Sej Sarkisyan, 3 şart öne sürmüş.
Rus Moskovski Komsomolets gazetesine demeç veren Sarkisyan, “Azerbaycan barış için tek taraflı tavizler kesinlikle olmayacaktır. Biz göğsümüze vurarak bağırmadığımız için geri çekileceğimizi düşünüyorlar. Rusya’da, Batı’da ve Bakü’de bazıları böyle düşünüyor. Biz Yukarı Karabağ topraklarını tekrar geri vermeyi asla düşünmüyoruz. Karabağ bağımsız oldu ve öyle kalacak.” demiş.
Azerbaycan’ın talep ettiği toprakların sınırda güvenlik bölgesi oluşturduğunu iddia eden Sarkisyan, “Biz bu toprakları geri vermeyi düşünmüyoruz. Bize bunun için işgalci denmesine kızmıyorum. Eğer Azerbaycan’ın güç kullanarak bu toprakları alma imkanı olsa idi, inanın bunu yapardı. Yok böyle bir imkanları. Bizim görüşümüze kulak asmak zorundalar” iddiasında bulunmuş.
Eninde sonunda Azerbaycan’la uzlaşı sağlanacağını kaydeden Sarkisyan barış için şartlarını şu şekilde sıralamış; “Biz uzlaşı için üç şart ortaya koyuyoruz. Bir, öncelikle, Yukarı Karabağ hiçbir zaman Azerbaycan’a verilmeyecek. İkincisi, Yukarı Karabağ’ın bağımsızlığı siyasi düzeyde tanınacak. Üçüncü olarak da Bağımsız Yukarı Karabağ’ın Ermenistan’la güvenli bir karayolu bağlantısı olması lazım.”
Rusya ile ilişkilerin gelişimine engel olacak hiçbir adım atmayı düşünmediklerini ifade eden Ermenistan Cumhurbaşkanı, “Türkiye ile ilişkilerimizin değişmesi kabul edilemezse, neden Moskova Ankara’yı stratejik ortak görüyor? Azerbaycan da Rusya için stratejik ortak. Rusya güçlü ülke ve istediği ülke ile dostluk kurabiliyor. Biz neyle besleneceğiz? Hava ile mi? Gürcistan’la ilişki kuruyoruz diye bazıları bize sitem ediyor. Kim söylerse söylesin, biz Gürcistan’la ilişkilerimizi bozmayız. İki ülke çok yakın” demiş..
Rusya ile Gürcistan arasında yaşanan beş günlük savaş sırasında Tiflis’ten gelen tren seferlerin durduğunu ve Ermenistan’da benzinin bile tükendiğini kaydeden Sarkisyan, “Bizim dünyaya çıkış kapımız yok. Bir tarafta Türkiye, diğer tarafta Azerbaycan ve çözülemeyen Yukarı Karabağ sorunu. Biz İran’la demiryolu ulaşımı kurmak istiyoruz. Ancak Rusya bize bu konuda yardımcı olmuyor. İstanbul 100 yıl önceki İstanbul değil. Bakü de 20 yıl önceki Bakü değil. Bu yüzden müzakere süreçlerine devam ediyoruz” değerlendirmesinde bulunmuş..
Şakkıdı…şakkıdı..
Avrasya uzmanı Paul Goble, “Moscow News” gazetesindeki yazısında, “Şimdi resmen yalanlamasına karşın Türkiye’nin tanınma konusundaki ambargoyu kırma şansı var görünüyor. Çünkü, Kafkasya bölgesinde daha önemli rol oynamak isteyen Ankara’nın KKTC’yi tek tanıyan ülke olarak deneyimi var. Ayrıca ülkesinde yaşayan Abhaz ve Çerkez topluluklarının etkisi söz konusu” demiş. Yorumda ayrıca, “Belki Moskova, Ankara’nın Abhazya’yı tanımasını sağlayacak maddi bir teşvik sunamaz ama Kuzey Kıbrıs konusundaki tutumunu değiştirebilir. Bu tür hamleler Güney Kafkasya’daki siyasi satrançta olağanüstü ve inanılmaz görünebilir ama Türkiye’nin Ermenistan’la yakınlaşmasından daha inanılmaz olmaz” denilmiş. Internetteki “polit.ru” sitesi, iki cumhuriyet arasında benzerlikler bulunduğunu belirterek KKTC’den “Abhazya’nın ağabeyi” diye söz etmiş. Kafkasya uzmanı Sergey Arutyunov ise, “Rusya Türkiye’nin Abhazya’yı tanımasını sağlamaya çalışabilir ama önce KKTC’yi tanıması lazım” demiş.
Burada ikinci bir tavşan-tazı tiplemesi seziyorum ama ben böyle bir Abhazya-KKTC denklemine balıklama atlarım..
Atlarım ama, Talât ”yoldaş” izin verir mi?
Rum Ulusal Konseyi’nde; tüm Rum Partilerin oybirliği ile onayladığı ve bundan böyle ”Yoldaş” Hristofiyas’ın aynen izleyeceği strateji,’yâni ‘SON KARAR” şöyleymiş,
”Bütün yerleşikler ve Türk askerleri adadan gidecek, garanti anlaşmaları iptal edilecek, Türkiye limanlarını açmazsa AB üyeliğine karşı çıkılacak, çözümden önce nüfus sayımında ısrar edilecek”.
Şakkıdı, şakkıdı…
Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Büyükelçisi Jim Jeffrey görevli bulunduğu Türkiye’de Maliye’nin, bir basın kuruluşuna kestiği vergi cezası nedeniyle duruma müdahil olarak ”kendisini ilgilendirmemesi gereken bir konuda” fikir beyan etmiş ve ”Eleştiri özgürlüğüne sınırlama getirilirse büyük kaygı duyarız” demiş…….
Şakkıdı, şakkıdı…
Bu gün, yâni Bayram’ın son günü Milliyet gazetesi’nde Devrim Sevimay’ın ”Merhaba Rumeli” isimli bir yazı dizisi başladı.. İlk günün en çarpıcı bölümü şu;
”620 yıldır Makedonya’da yaşayan Rumeli Türkleri, dört kitlesel göç döneminden sonra şimdi azınlık… Büyük bir devletin parçası oldukları günleri özlüyorlar…Rehberimiz Enver Ahmet’e göre bölgede kimse mutlu değil… Ahmet, -O zamanlar büyük bir ülkenin parçasıydı herkes. Şimdi ise küçük bir ülkede, küçük bir azınlık- diyor.”
Yoksa bütün mesele zaten bu mu?
Şakkıdı, şakkıdı..
Timur’a atfedilen hikâyedeki gibi bütün köy oynuyor mu?…
Elleri göreyim, elleri…
Haydi bütün eller havaya….
İyi bayramlar efendim…22/09/09
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ
mumtazbay@hotmail.com
Bir yanıt yazın