ERMENİSTAN SINIR KAPISI AÇILACAK MI?

Kafkasların bugünü                          

Türkiye çok yoğun ve kritik açılımlar dönemine giriyor. Kürt açılımı ve Kıbrıs bandıralı Rum gemilerine Türk limanlarının açılması olağanüstü önem taşıyor. Bunlar kadar olmamakla birlikte, Ermeni sınır kapısının açılması da dış politikada bir başka önemli gündem maddesi oluşturuyor.

Ermenistan sınırının açılması sorunu birkaç başlık halinde değerlendirilebilir . Kafkasların bugünkü konumunu Rusya açısından ele aldığımızda, bu ülkenin bölgeye mutlak biçimde egemen olduğu görülüyor. Geçen yazılarımda da belirttiğim üzere, 2008 Ağustos’unda Rusya-Gürcistan Savaşı sonrasında Kafkaslarda ABD çok önemli bir konum kaybına uğramış, dahası tek kutuplu dünyanın sona erdiği gerçeğini kabullenmek zorunda kalmıştır. Hazar’dan kuzeye uzanan enerji hatları güzergâhı Rusya için yaşamsal önem taşımaktadır.Rusya burada ABD’nin Truva atı Gürcistan’a tahammülsüzlüğünü açıkça göstermiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ABD, Rusya’yı Hazar’ın kuzeyine hapsetmek ve etkisiz bir ülke durumuna düşürmeyi amaçlamıştı. Bugün bu politika iflas etmiş, Rusya dünya merkezlerinden biri olarak siyasal arenada yeniden yerini almıştır. ABD  Ermenistan’I yanına çekerek, kolu kanadı kırık Gürcistan’dan sonra Doğu Karadeniz’de yeni bir müttefik ve konum kazanmak amacındadır. İşte bütün sorun buradan kaynaklanıyor. Bölgede-artık- kazanma şansı olmayan ABD bu politika için Türkiye’yi kötü biçimde kullanmak istiyor.

Çok önemli bir çarpıtma

Bu konuda çok ciddi bir çarpıtma var. Sorun kamuoyuna farklı yansıtılmaya  ve sınır kapısının neden kapatıldığı konusu karartılmaya çalışılıyor. Ermenistan ile Türkiye arasında ciddi sorunlar var ama Türkiye’nin Ermeni  sınır kapısını kapatmasınının  bunlarla   bir ilgisi yok. Ermenistan Doğu Anadolu’yu Batı Ermenistan olarak görüyor, 1921 Kars Anlaşmasını tartışmalı hâle getiriyor. Ayrıca Türkiye’yi, Ermeni soykırımını tanımaya zorluyor. Bunlar –genellikle toplum tarafından da-bilinen şeyler.Sanki Ermenistan bu taleplerinden ödün verdiğinde sınır kapısının açılacağı izlenimi yaratılıyor.Ayrıca protokol incelendiğinde Ermenistan’ın bu konularda  geri adım atacağı da kuşkulu görünüyor…Ama-zaten- sorunun özü burada değil. Türkiye sınır kapısını-bu nedenlerden ötürü değil- 1992 yılında Ermenistan’ın Azerbaycan’a ait Dağlık Karabağ’ı işgal etmesi üzerine kapatmıştı. Bu tercihin kökeninde Azerbaycan’la soydaşlık bağlarımız, duygusal yakınlığımızdan önce ekonomik çıkarlarımız yatıyordu.Azerbayçan –bugün itibariyle- 7 milyona yakın nüfusu, zengin enerji kaynakları, sosyalist eğitim sisteminden devraldığı nitelikli insan malzemesiyle bölgenin ışıl ışıl geleceği olan, parlak bir ülke fotoğrafı sunuyordu.

Şimdi Türkiye bütünüyle ABD’nin çıkarları için önemli bir adım atmaya hazırlanıyor. Ancak unutulmaması gereken bir nokta var. Uluslararası ilişkilerde her atılan adımın bir karşılığı vardır ve –aslında- her tercih bir şeylerden  vazgeçiştir.Her adım öncesinde her şey kılı kırk yararak değerlendirilmelidir. Enerji kaynaklarının başındaki bir Azerbeycan’la ilişkimizin bozulması önemli sorunlar yaratabilir…Bunun dışında komşularımızla ilişkilerimizin iyi olması-kuşkusuz-önemlidir.Ancak mevcut durumda sıkıntıı çeken ülke Türkiye değil,Ermenistan’dır,daha doğrusu yoksul Ermeni halkıdır.Baskıcı ve oligarşik Ermeni yönetimlerinin buna öyle pek  aldırdıkları da yoktur.Kapının açılmasının Türkiye’ye sağlayacağı önemli bir kazanım olmayacaktır.Burada ise sorun Ermenistan yönetimlerinin, diasporanın, -ve aslında- Batı’nın dümen suyunda gitmeleridir 

Ermenistan-Azerbaycan gerilimi

Bu arada Ermenistan-Azerbaycan arasındaki gerginlik ve tartışmalar sürüyor. Yeltsin döneminde, bölgeyi denetim altında tutmak için Ermenistan’ın yanında yer alan ve bu ülkeye önemli askeri destek veren Rusya, burada da belirleyici rol oynuyor.Yani sorunun en son gözlemde çözümleneceği noktanın Rusya-Ermenistan-Azerbaycan üçgeni olacağı anlaşılıyor. Ermenistan, Karabağ’da ve Ermeni halkının çoğunlukta  olduğu bölgelerden kesinlikle çıkmayacağını belirtirken,Azeri halkın yoğun olduğu Kubatlı, Fuzuli, Zenyılan, Akdam ve Cebrail’den çekilebileceğini ifade ediyor.Yani kıran kırana bir çekişme ve diplomasi savaşı yaşanıyor.Türkiye- Ermenistan sınır kapısının kapalı olması ve Ermenistan’ın ekonomik açıdan çok zorlanması, bu tartışma sürecinde Azerbaycan’ın elini kuvvetlendiriyor.Dolayısıyla Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destek büyük önem taşıyor.Durum böyleyken Türkiye niçin simdi  kendi çıkarlarıyla taban tabana zıt politikalara yöneliyor,bölgede hangi gelişme yaşanmıştır da Türkiye Azerbaycan’a sırtını dönüyor?.. Baku ziyareti esnasında Azerilere Ermenistan’ın Dağlık Karabağ işgali sona ermedikçe sınırın açılmayacağı sözünü veren Başbakan,şimdi bir yandan Ermenilerle anlaşma zemini arıyor bir yandan da Azerilere protokolün imzalanmasından iki ay sonra bunun Mecliste oylanacağını hatırlatıyor.Yoksa yeni bir 1 Mart 2003 Olayı’nın yaşanmasını,protokolün Parlamentoda reddedilmesini mi bekliyor?..Soruları uzatmak mümkün.Ama durum hiç karmaşık değil.Yukarıda belirttiğim üzere,Hükümet bu kapıyı ABD istediği için açmaya çalışıyor ve bu yüzden sıkışıyor.Bunun başka hiçbir açıklaması yok.

Bundan sonrası…

Bundan sonra-yukarıda belirttiğim üzere- bu sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin iki önemli tarih var. Sınırın açılmasına ilişkin protokolün 13 Ekim 2009’da imzalanacağı konuşuluyor. Bu tarih çok önemli. Hemen ertesi gün 14 Ekim 2009’da Bursa’da Türkiye-Ermenistan futbol maçı oynanacak. İşler ABD ve Ermenistan’ın istediği  gibi gider, protokol sorunsuz bir şekilde imzalanırsa Ermenistan Devlet Başkanı Ser Petrosyan, maça gelecektir. Maç tarihi imza tarihinin sonrasına sarktığı için bu ziyaret artık pek önem taşımayacaktır… Bunun ardından iki ay sonra konu TBMM’ye gelip oylanacak. İşte Midas’ın kördüğümü de burada çözülecek. ABD ile Azerbaycan yönetimi ve Türkiye kamuoyu arasında iyice sıkışacak olan Hükümet bu süreçte daha da  zorlanacağa benziyor…Ancak o dönemde Kıbrıs sorunu, bütün diğer konuların çok ötesine geçecek. Dikkatler başka yöne çekilmişken bu konu arada boğuntuya   getirilmeye çalışılabilir

Ermenistan sınır kapısının açılması, diğer sorunlarla birlikte ABD’nin Türkiye üzerindeki ağırlığının sorgulanması açısından da büyük önem taşıyor.

 Dr.Vakur Kayador

Kafkasların bugünü                           - ermeni turk bayrak

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir