Site icon Turkish Forum

Sınırdışı kabusu

30 Ağustos 2009, Pazar Hürriyet Çarpıcı üç örnek: Almanya’dan emekli Ramazan Karaca bir yıl Türkiye’de kaldığı için Landshut yabancılar dairesi tarafından oturma hakkı öldürülerek, Türkiye’ye gönderildi. Karaca, “42 yıllık emeğin karşılığı bu mu? Almanya’ya küs gidiyorum” diyerek Almanya’yı terketti. 25 yıl Almanya’da çalışmış, Frankfurt’lu emekli 65 yaşındaki Battal Yıldırım da aynı kaderin kurbanı. Altı ayı aşkın Türkiye’de yaşadığı için pasaportundaki oturma hakkının üzerine geçersizdir damgası vuruldu. İki emeklinin Almanya’ya hizmetleri bir damgayla silindi. Almanya doğumlu 22 yaşındaki Burcu Durmaz da yurtdışında en fazla 6 ay kalma sınırını aştığı için tüm haklarını kaybetti. Bu haberleri Hürriyet’te okudunuz. Sınırdışı haberleri Türk toplumu içinde çok büyük endişe ve tepki yarattı. Bu konuda çok sayıda okuyucu mektubu ve telefonu aldık.
***
Almanya’da sınırdışı edilen ya da oturma hakları iptal edilerek, ülkeyi terketmeleri istenen yabancıların başını Türkler çekiyor. Federal Meclis’in raporuna göre 2008 yılında havayoluyla 7 bin 778 yabancı sınırdışı edildi, bunlardan 807’si Türk vatandaşı. Türkleri 754 kişiyle Vietnam ve 499 kişiyle Sırplar izliyor. Deniz ya da karayoluyla sınırdışı edilenler bu rakama dahil değil.
28 Ağustos 2007 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ise bin 319 yabancının oturma izinleri iptal edilerek Almanya’yı terketmeleri kararı verildi. Bunların 509’u, yani çoğunluğu yine Türk vatandaşı. Türkleri 211 kişiyle Sırplar izliyor.
***
Yabancılar Yasasına göre bir yıl içinde toplam 6 ayı aşkın bir süre izinsiz Almanya dışında kalan yabancıların oturma hakları ölüyor. Bu nedenle 6 aydan fazla Almanya dışında kalmak isteyenlerin bağlı bulundukları yabancılar dairesinden bir izin belgesi almaları gerekiyor. Gerçi yeni Yabancılar Yasasının 51. maddesinin 2. şıkkı şöyle diyor: “En az 15 yıldır yasal olarak Almanya’da yaşayan bir yabancının, eğer kendi geçimini sağlıyorsa, oturma hakkı ortadan kalkmaz.” Ama yabancılar dairesi buna rağmen, oturma hakkını iptal edebiliyor ve sosyal yardım alanlara da 6 aydan uzun yurtdışında kalabilmeleri için izin belgesi vermiyor. Oturma hakkı iptal edilen emekliler ise avukat tutup uğraşmak yerine genellikle kaderine boyun eğip Almanya’yı terkediyor.
***
Şimdi gelelim işin insani boyutuna: Almanya’da 40, 50 yıldır yaşayan birinci kuşak Türklerin Alman ekonomisi ve refahına katkısı övmekle bitmez. Onlar Almanya’da bir tarih yazdılar, Alman ekonomisini sırtladılar. Maden ocaklarında, fabrikalarda, dökümde, inşaatta en ağır işlerde, en ucuz ücretle çalıştılar. Onlar için önemli olan Almanya’nın kendilerine bir ekmek kapısı olarak kucak açmasıydı. Tüm enerjilerini Alman ekonomisine harcadılar. Krizlerde en çok onlar etkilendiler, ama çalışkanlıkta iddialı oldukları için yılmadılar. Birinci kuşak Türkler düşük ücretin düşük emekli maaşı anlamına geldiğini de pek hesap edemediler. Şimdi 500 ile 900 Euro arasında emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorlar ve hiç olmazsa, son yıllarını huzur içinde anavatanlarında geçirmek istiyorlar. Ancak bu son arzuları yabancılar dairesindeki memurun takdirine bırakılıyor. Almanya’nın birinci kuşağa bir şükran borcu var. Kaldı ki, Alman siyasiler her fırsatta en iyi uyumu birinci kuşak Türklerin sağladığını söylüyor. O halde bu eziyet niye? Almanya artık bu ayıba bir son vermeli. - alman turk
30 Ağustos 2009, Pazar Hürriyet
Çarpıcı üç örnek: Almanya’dan emekli Ramazan Karaca bir yıl Türkiye’de kaldığı için Landshut yabancılar dairesi tarafından oturma hakkı öldürülerek, Türkiye’ye gönderildi. Karaca, “42 yıllık emeğin karşılığı bu mu? Almanya’ya küs gidiyorum” diyerek Almanya’yı terketti. 25 yıl Almanya’da çalışmış, Frankfurt’lu emekli 65 yaşındaki Battal Yıldırım da aynı kaderin kurbanı. Altı ayı aşkın Türkiye’de yaşadığı için pasaportundaki oturma hakkının üzerine geçersizdir damgası vuruldu. İki emeklinin Almanya’ya hizmetleri bir damgayla silindi. Almanya doğumlu 22 yaşındaki Burcu Durmaz da yurtdışında en fazla 6 ay kalma sınırını aştığı için tüm haklarını kaybetti. Bu haberleri Hürriyet’te okudunuz. Sınırdışı haberleri Türk toplumu içinde çok büyük endişe ve tepki yarattı. Bu konuda çok sayıda okuyucu mektubu ve telefonu aldık.
***
Almanya’da sınırdışı edilen ya da oturma hakları iptal edilerek, ülkeyi terketmeleri istenen yabancıların başını Türkler çekiyor. Federal Meclis’in raporuna göre 2008 yılında havayoluyla 7 bin 778 yabancı sınırdışı edildi, bunlardan 807’si Türk vatandaşı. Türkleri 754 kişiyle Vietnam ve 499 kişiyle Sırplar izliyor. Deniz ya da karayoluyla sınırdışı edilenler bu rakama dahil değil.
28 Ağustos 2007 ile 30 Nisan 2008 tarihleri arasında ise bin 319 yabancının oturma izinleri iptal edilerek Almanya’yı terketmeleri kararı verildi. Bunların 509’u, yani çoğunluğu yine Türk vatandaşı. Türkleri 211 kişiyle Sırplar izliyor.
***
Yabancılar Yasasına göre bir yıl içinde toplam 6 ayı aşkın bir süre izinsiz Almanya dışında kalan yabancıların oturma hakları ölüyor. Bu nedenle 6 aydan fazla Almanya dışında kalmak isteyenlerin bağlı bulundukları yabancılar dairesinden bir izin belgesi almaları gerekiyor. Gerçi yeni Yabancılar Yasasının 51. maddesinin 2. şıkkı şöyle diyor: “En az 15 yıldır yasal olarak Almanya’da yaşayan bir yabancının, eğer kendi geçimini sağlıyorsa, oturma hakkı ortadan kalkmaz.” Ama yabancılar dairesi buna rağmen, oturma hakkını iptal edebiliyor ve sosyal yardım alanlara da 6 aydan uzun yurtdışında kalabilmeleri için izin belgesi vermiyor. Oturma hakkı iptal edilen emekliler ise avukat tutup uğraşmak yerine genellikle kaderine boyun eğip Almanya’yı terkediyor.
***
Şimdi gelelim işin insani boyutuna: Almanya’da 40, 50 yıldır yaşayan birinci kuşak Türklerin Alman ekonomisi ve refahına katkısı övmekle bitmez. Onlar Almanya’da bir tarih yazdılar, Alman ekonomisini sırtladılar. Maden ocaklarında, fabrikalarda, dökümde, inşaatta en ağır işlerde, en ucuz ücretle çalıştılar. Onlar için önemli olan Almanya’nın kendilerine bir ekmek kapısı olarak kucak açmasıydı. Tüm enerjilerini Alman ekonomisine harcadılar. Krizlerde en çok onlar etkilendiler, ama çalışkanlıkta iddialı oldukları için yılmadılar. Birinci kuşak Türkler düşük ücretin düşük emekli maaşı anlamına geldiğini de pek hesap edemediler. Şimdi 500 ile 900 Euro arasında emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorlar ve hiç olmazsa, son yıllarını huzur içinde anavatanlarında geçirmek istiyorlar. Ancak bu son arzuları yabancılar dairesindeki memurun takdirine bırakılıyor. Almanya’nın birinci kuşağa bir şükran borcu var. Kaldı ki, Alman siyasiler her fırsatta en iyi uyumu birinci kuşak Türklerin sağladığını söylüyor. O halde bu eziyet niye? Almanya artık bu ayıba bir son vermeli.
Exit mobile version