ABD semalarında Japonların ‘Fu-Go Operasyonu’

11

11 Eylül,


ilk saldırı değildi!

1944’te Japonya’nın düzenlediği ‘Rüzgar Gemileri Operasyonu’ günışığına çıktı. Basit balonlarla ABD’ye saldıran Japonların hedefi, ormanları ve ekinleri ateşe vermekti. Kuzey Amerika’ya bin balonun ulaştığı düşünülüyor; bunlardan 361’inin varlığı kesin olarak saptandı.

Mine Haksal / Popüler TARİH / Eylül 2002

Saldırı kamuoyuna 1985 sonlarında açıklandı

Oregan’da Bly ya­kınındaki Gear­hat Mountain ormanında bir anıt. İkinci Dün­ya Savaşı’nda hayatını kaybe­den Amerikalılar anısına diki­len anıtlardan en az bilineni kuşkusuz. Tarihçilerin gözün­den kaçan ve Amerikan arşiv­lerinin ancak 1985 sonrasında kamuoyuna duyurduğu bir savaş olgusuna tanıklık edi­yor.

2

İlk kurbanlar piknikteki çocuklar

5 Mayıs 1945.Günlerden pazar. Muhterem papaz Arc­hie Mitchell, hamile karısı ve yanlarındaki bir grup çocukla birlikte piknik yapacak bir yer aramaktadır. Papaz otobüsü park ederken çocuklardan bi­rinin ayağı madeni bir nesne­ye takılır. Çocuklar ne oldu­ğunu anlamak için ellerine al­dıklarında bu nesne infilak eder. Elsie Mitchell ve 11-13 yaşlarındaki beş çocuk olay yerinde can verir.

Bu altı Amerikalı, İkinci Dünya Savaşı’nda ABD topra­ğında savaşa kurban giden ye­gane kişiler olarak tarihe ge­çecektir. Çünkü bu patlayan madeni nesne bir bombadır, Japon yapımı bir bomba.

Japonlar gerçi 7 Aralık 1941’de de Pearl Harbor’a saldırırlar; ama Hawaii 1898’den itibaren ABD top­raklarına katılmış olsa da Pa­sifik Takımadaları o tarihte henüz ABD’nin bir parçası değildi ancak 1959’da ellinci eyalet olacaktı.

3

Tokyo saldırısına misilleme olarak yapıldı

Kuzey Amerika kıtasında altı kişinin ölümüne yol açan bomba, 1942’de Hornet uçak gemisinden havalanan Ameri­kan bombardıman uçakları­nın Tokyo saldırısına Japon­ların bir misillemesidir.

Tokyo’ya yapılan saldırı pek maddi bir hasar yaratma­mış olsa da imparatorluk ken­tinin göbeğinde kendilerine meydan okunması, Japonların ulusal onurunu yaralar. Buna mutlaka karşılık verilmelidir, hem de ABD’nin kendi topra­ğında, diye düşünülür.

Genelkurmay, donanması­nı Amerikan sularında tehli­keye atmayı reddeder. Kami­kaze uçaklarına gelince, he­nüz savaşın geleceği belli ol­madığından ve fethedilen top­rakların elde kalması için bir uzlaşma barışı ön­görüldüğünden, bu uçaklara, Asya cephesinde çok iş düşecektir,

4

Balonlarla, hava cereyanından – ‘JET AKINTISI’ yardımı ile saldırı planlanıyor.

Bunun üzerine balon uz­manları devreye girer; coğrafi uzaklıktan ve doğanın sundu­ğu olanaklardan yararlanmayı düşünürler. Evet, Pasifik Ok­yanusu’nun devasa büyüklü­ğü, Amerika kıtasına insan unsuruna dayalı bir saldırıda bulunmaya izin vermemekte­dir. Ama senenin bir döne­minde, 9 ile 10 bin metre yük­seklikte batıdan doğuya doğ­ru esen güçlü hava cereyanın­dan, ‘jet akıntısından’ yarar­lanmak söz konusu olabilir.

5

Bolun saldırısı Japon Genelkurmayı’na sunuluyor

Uzmanlar geliştirdikleri projeyi Japon Ge­nelkurmayı’na su­narlar. Hidrojen gazıy­la şişirildikten sonra at­mosferin üst tabakasına sa­lınacak olan ve üzerlerinde yangın çıkartıcı bombalar taşıyan balonların, saatte 200 ya da 300 kilometre hızla Pasifik’i aşması ve hiç fark edilmeden, 70 saat içinde Kuzey Amerika’ya ulaşması mümkündür.

Balonlar ABD’nin üzerine geldiğinde devreye girecek bir mekanizma, bombaların etra­fa saçılmasını sağlayacaktır. Genelkurmay projeyi benim­ser. Mühendisler 12 bin met­re yükseklikte uçabilecek bir balon geliştirirler. Hidrojenle şişirilen bu balonun yapımında, tabaka­lar halinde dut ağacı ka­ğıdı ile bizde ‘Trabzon hur­ması’ olarak bili­nen Japon hurmasın­dan elde edilen tutkal kul­lanılır. Balonun çapı 10 metreyi geçmez. Ucundaki küçük sepet safra görevi gö­ren kum torbaları, dört ya da altı adet yangın bombası ve balonun kılıfını imha etmeye yarayan bir sistemle donan­mıştır.

Balonlar Amerika toprağı­na vardığında etrafa saçılacak olan bombalar her 24 saatte bir teker teker patlayacak şe­kilde tasarlanmıştır. Bu arada balon da, hidrojeni tutuştura­cak pikrik asit ile magnez­yumdan oluşan bir karışım sa­yesinde, kendi kendini imha edecektir.

Japon Genelkurmayı bu projeye bayılır

Bir de uygun kod adı bulur: Fu-Go Operasyonu, yani ‘Rüzgar Gemileri Saldırısı’

Neredeyse hiç fark edilmeden sessiz sedasız hede­fe doğru yol alan bu silahın ABD’de ve aynı zamanda Ka­nada’da felaketlere yol açma ihtimali yüksektir. İlk başta söz konusu olan, her iki ülke­de de ormanları ve ekinleri ateşe vermektir.

6

Operasyonun ikinci evresinde bakteriyolojik saldırı vardı

Amaç, Amerikan silahlı kuvvetlerinin önemli bir kıs­mının ülke topraklarında kal­masını ve böylece Asya’daki kıskacı gevşetmesini sağla­maktır. Operasyonun ikinci evresinde bakteriyolojik bir saldır öngörülür: Veba ve şarbon taşıyacaktır balonlar. Japonya her gün yüzlerce ba­lon fırlatmak niyetindedir.

İlk girişim başarısızlıkla sonuçlanır

1944 Haziran’ın da uçurulan 200 balondan hiçbiri Amerika kıtasına ula­şamaz. Aynı yılın Ekim ayın­da tasarımlar gözden geçirilir. Bu defa 15 bin balon üretil­mesi öngörülür; fiilen 10 bin adet üretilir ve bunların 9 bin 300 tanesi fırlartılır.

İki hafta sonra Amerikan karşı-casusluk servisleri alarm­dadır. Bir balon kılıfına ait parçalar bulunmuştur denizde. İlk başlarda Amerikalı görevli­ler bunların meteorolojik amaçla ya da hava saldırılarına karşı önlem mahiyetinde kulla­nılan balonlar olabileceğini dü­şünür. Bunu izleyen ay, bir ba­lona ait olabilecek parçacıkla­ra Oregon’da, Montana’da, hatta Birleşik Devletler’in ku­zeydoğusundaki Michigan’da bile rastlanır. Bunun nasıl bir nesne olduğu üç aşağı beş yu­karı kestirilmektedir. Safra olarak kullanılan kum tahlil edilir ve menşeinin Honşu Adası olduğu saptanır.

Japonların balonlarla karşı saldırıya geçtiği farkediliyor

Kaliforniya kıyıları üzerin­de uçmakta olan Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait bir uçak bu balonlardan birini fark edip onu parlamadan ye­re indirmeyi başardığında ar­tık hiçbir kuşkuya yer yoktur: Japonlar Amerika’ya karşı saldırıya geçmiştir… Kağıttan balonlarla!

Amerikan yönetimi çareler aramaya başlar

Roosevelt yönetimi durumun vahametini kavrar. O güne dek Amerikan askerleri en gelişmiş silahlar, en ola­ğanüstü stratejiler konu­sunda kafa yormuştur. Şimdi, yaptıkları bütün tahlilleri bir daha göz­den geçirmek zorunda­dırlar. Ülkeyi yakıp yık­mak için rüzgardan ya­rarlanarak okyanusu aşan, nerdeyse sıfır maliyetli böyle­sine basit bir silah, kelimenin gerçek ve mecazi anlamıyla tam bir ‘bomba’ etkisi yaratır.

7

Yangınlardan çok halkı saracak olan korku dalgasın­dan kaygı duyulmaktadır

Bakteriyolojik tehdidin somut bir biçimde gündeme gelmesi halinde bu korkunun paniğe dönüşmesi olasıdır. Pek çok Amerikan vatandaşı “ne oldu­ğu belirsiz uçan cisimler” gör­düğünden söz etmeye başla­mıştır bile, yerel gazetelerde bu kimselerin tanıklıklarına yer verilir. Amerikan hüküme­ti konuyla ilgili haberlere yayın yasağı koyar, aynı zaman­da da Fire Flye Operasyo­nu’nu başlatır: 3 bin asker sal­dırıya en açık kıyı bölgelerine gönderilir. 300 paraşütçü itfa­iye eri ve onların hava birlik­leri, sürekli alarm durumunda bekletilmektedir. Birçok savaş uçaği kâğıttan küçük balonla­rın yerini tespit etmekle gö­revlendirilir. Bu dut ağacın­dan yapılma balonlardan isa­bet alan tek Amerikan kenti, 4 Ocak 1945’te Oregon’daki Medford olacaktır.

Japonlar operasyona neden son verildi?

Yayın organlarına getiri­len yasağın bir diğer etkisi de Japonlar üzerinde kendini gösterir. Balonlarının ABD’de panik yarattığı kulaklarına gi­decek olsa, Japonların bun­dan cesaret alarak daha çok balon gönderecekleri açıktır. Dolayısıyla “Rüzgar Gemile­ri” saldırısının yol açtığı so­nuçlar açığa vurulmamalıdır. Bu taktik Amerikan yetkilile­rinin umduklarının ötesinde başarılı olur. Gazeteler­de balonlarının yıkıcı et­kisinin izine dahi rastla­mayan Japon Genelkur­mayı, gönderdikleri ay­gıtlardan hiçbirinin he­defe ulaşmadığı sonucu­na varır. Hidrojen sağlama imkanı da sınırlanınca, Ja­ponlar bu operasyona 1945 Nisan’ında son verirler.

Japonlar yanlış zaman seçmişlerdi

Oysa bu uçan kâğıtlar deh­şet verici sonuçlar yaratabilir­di. Yazın başlatılan ilk saldırı başarılı olsaydı ya da ilkba­harda durdurulan ikinci saldı­rı birkaç ay daha sürdürülsey­di, yangın balonlarının Ameri­ka’nın batısında güneşin ka­vurduğu ekinleri ve ormanları yakıp yok etmesi işten bile de­ğildi. Ama operasyon esas ola­rak 1944 sonbaharıyla 1944-1945 kışında yürütülmüştü, yağmurun ve karın bu bölgele­ri yangınlardan koruduğu bir zaman diliminde.. Aslında Ja­ponları Fu-Go Operasyonu’nu sürdürmeye teşvik edecek bir olay da yaşandı, tabii bundan haberleri olsaydı…

8

Basına yapılan sansür çok etkili oldu

1944 sonunda Pasifik’i aşan balonlardan biri Was­hington Eyaleti’nin doğusun­daki Hanford Engineering Works’e elektrik sağlayan yüksek gerilim hatlarına takı­lır. Kaderin bir cilvesi, 9 Ağustos 1945’te Nagasaki kentini yerle bir edecek plu­tonyum bombası bu enstitüde hazırlanmaktadır. Bu balonun tarihteki ilk nükleer felakete sebep olmasına ramak kalmış­tır. Bomba yapımı için gerekli uranyumu üreten nükleer re­aktörün soğutulmasına yara­yan devredeki pompalar bu yüksek gerilim hatlarından elektrik almaktadır. Aşırı ısınma durumlarında, Çernobil’de olduğu gibi, reaktör çı­ğırından çıkar ve kontrol edi­lemez hale gelir. Bereket ver­sin, Hanford Enstitüsü’ndeki yedek devrelerin çalışmasıyla tehlike atlatılır. Buna karşın üç gün üretim durur ve atom bombasının yapımına ilişkin Manhattan projesinin gerçek­leşmesi bir süre gecikir.

Kıtalararası ilk silah denemesi

Kısacası, Japon dut ağaç­larından yapılma kâğıttan ba­lonlar, iyi hazırlanılmadığı için az hasara yol açtı, ama yi­ne de üç binden fazla askerin ve pek çok savaş uçağının se­ferber edilmesine neden oldu. Kıtalararası silahların ilk ha­bercisi olan bu basit aygıtlar, insanoğlunun bir kez azmetti mi amacına ulaşmak için çok fazla maddi olanağa ihtiyacı olmadığını da gösteriyor. Ni­tekim Fu-Go Operasyonu’nun maliyeti sadece iki milyon do­lardır; İkinci Dünya Sava­şı’nda silahlanma için harca­nan servetlerle, kıtalararası balistik füzelere (ICBM) yatı­rılan milyarlarla, Ronald Re­agan’ın Stratejik Savunma İni­siyatifi’nin 40 milyarıyla ya da Başkan Bush’un yıldızlar savaşı projesiyle kıyaslandı­ğında, bu rakam bir hiçtir.

Birçok balonun ne olduğu bilinmiyor

Bugün, Kuzey Amerika’ya bin balonun ulaştığı düşünülü­yor; Kanada’dan Meksika’ya kadar uzanan alanda, bunlar­dan sadece 361’inin varlığı ke­sin olarak saptandı.


Hazırlayanlar : [email protected] üyeleri, Kerem ([email protected]), [email protected],

Kaynak : Popüler Tarih Eylül 2000 sayısında “11 Eylül ilk sardırı değildi” başlığı ile yayınlanan yazıdan derlenmiştir. Paragraf başlıkları ilave edilmiştir. Resimlerde kirlilik yaratmamak için grup adı vs kullanılmamıştır. Saatlerce uğraşarak verdiğimiz emeği bir “Delet” tuşuyla yok etmeyin Lütfen bu kısmı silmeyiniz, kaynak göstererek paylaşınız.


11 Eylül, - 2

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir