Bir damla dahi yağmur yağsa trafiği felç olur İstanbul’un. Altyapı sorunu her yağmur yağdığında karşımıza çıkar. Ev ve işyerlerini su basar.
Bu dünde böyleydi, bugünde böyle…
Bugüne kadar trafiği çözmek için Metro-büs, Tramvay projeleri hayata geçirildi. Deniz yolu ulaşımına ağırlık verildi. Son tahlilde “Üçüncü Köprü” projesi ile trafiğe büyük oranda çözüm bulunacağı ileri sürüldü.
Trafiğe çare ararken ağaçlar kesildi…
Alt yapılar yenilenmedi…
Çarpık kentleşme ile imara uymayan alanlar çıkar uğruna imara açıldı…
İnşa edilen yapılardan daha çok kazanç elde etmek için kalitesiz malzeme kullanıldı…
Gelişi güzel yükselen yapılar şehrin havasını temizleyen rüzgâr akımlarını olumsuz etkiledi…
Her yıl evlerine, işyerlerine su basan insanlara yer gösterilmedi, çare bulunmadı…
Ve metrekareye düşen şiddetti yağmura teslim oldu İstanbul…
Sabah evlerinden işe gitmek için servise doluşan kadınlar,
İşlerine gidebilmek için toplu taşıma araçlarına balık istifi gibi doluşan insanlar,
İşlerini yetiştirmek için gece çalışanlar,
Birçoğu artık hayatta değil.
Birçoğu yaşam mücadelesi veriyor.
Ve birçoğu halen kurtarılmayı bekliyor.
Yardımlar zamanında ulaşamıyor.
Yaralılara ilkyardım müdahalesi zamanında yapılamıyor.
Ve Büyük Şehir İstanbul artık çalışamıyor…
Kadir Topbaş’a göre ölümlerin, kayıpların yaralıların özetle Türkiye’nin en büyük kentinde yaşanan felaketin sorumlusu insanoğlu.
Çok doğru söylüyor altı yıllık Belediye Başkanı.
Altı yıldır İstanbul’un altyapı sorununa çözüm istemeyen,
Çarpık yapılaşmaya destek veren,
İnsanoğlu…
Kimdir sorumlu insanoğlu, kimleri kapsar?
İki kuruş kazanıp evine ekmek getirme derdinde olan mı?
Kirasını denkleştirmek için fazla mesai yapan mı?
Ya da fabrikasında işçi çalıştıran mı?
Yazık her şeyin suçlusu olarak halkı göstermek, sorumluluklarını yerine getirmek yerine suçlu avına çıkmak en kolay çözüm olsa gerek.
Yağan yağmurun üstesinden gelinmediğini, şehrin ortasında yaşanan felaketten kurtarılamayan insanların olduğunu bilmek, göz göre göre tüm bunları izlemek utanç verici.
Hani, İstanbul Büyük Şehir belediyesi her türlü doğal felakete tam teşkilatlı hazırlıklıydı?
Daha yağan yağmurda çuvalladık.
Yarın beklenen Marmara Depremi olduğunda ne yapacağız?
Yaşanacak felaketi ve can kaybının bilânçosunu düşünmek dahi istemiyorum.
Hoş yine o zamanda;
Geçim derdine düşmüş, ekonominin canlanması ve krizin etkilerinin giderilmesi için bel bağlanan, halk suçlu bulunur.
Belki de İstanbul suçludur, tüm güzelliğini bize sunduğu için.
Başımız sağ olsun!
Sen büyüksün İstanbul, affet bizi!
İnsanoğlu…
Nuran.Talay@politikadergisi.com