Site icon Turkish Forum

ATATÜRK’E KÜSTAH SALDIRILAR ARTARKEN…

Böylesine kritik bir dönemde insan 30 Ağustos kutlamalarında yaşananları uzaktan izlerken bir yandan da ülkenin hergün gerilen nabzını tutmaya çalışıyor. - ataturk

Böylesine kritik bir dönemde insan 30 Ağustos kutlamalarında yaşananları uzaktan izlerken bir yandan da ülkenin hergün gerilen nabzını tutmaya çalışıyor.

İnternetten gazeteleri okumaktan daha da etkili olan iletişim, Facebook’dan vatandaşların, tepkilerini izlemek…Listemdeki arkadaşların çoğunun Ankara’daki coşkulu törenleri izlerken gözleri yaşarmış…

Şu anda da yine bu paylaşım sitesinden Cem Karaca’nın “Resimdeki Gözyaşları” şarkısını üst üste dinleyerek bu makaleyi kaleme alırken, benim de içimi her türlü duygu kaplıyor… Nostalji ve direnç arzusu, yaşama dürtüsü. Geçmiş yıllarımız o kadar güzeldi ki, her eski Türk filmindeki o sokakları ve insanların yobazlıktan uzak hallerini gıpta ile seyrediyorum.

Her ne kadar Facebook arkadaşlarım bana “link”i attılarsa da bu hafta Fenerbahçe maçını izleyemedim. Aslinda iyi de olmuş, o heyecana dayanamazdım. Ama geçen hafta Diyarbakır -Fenerbahçe maçını bu internet maç nakli dünyasının kralı “Justin Tv” den izledim. Maçı ve yaşanan kepazelikleri kenara koyalım, başka bir üzücü vurgu yapacağım sizlere: Yayın sürerken sağ yanda izleyenlerin birbirleriyle yaptıkları anonim chatler var. Ömrümde bu kadar açık yazılı küfürü bu rahatlıkla birbirine edebilen genç insanlar ne gördüm, ne de duydum. Yobazlar, bölücüler ve Kemalistler arasında geçen bu dalaşın ürkütücü yanı, olayların tırmanış hızı konusunda fikir vermeleri. Mustafa Kemal’e salyaları akarak saldıran beyni yıkanmış güruhun pervasızlığı, nankörlüğü had safhada. Ayrıca içleri rahat çünkü, nasıl olsa karşı taraf onların Allah’ına veya Peygamber’ine saygılı davranmaya devam edecek. Olsa olsa müdafada kalacak! Yine tek yönlü bir linç çabası! “Benim büyüğüm Said i Nursi şimdi de Feto” diyen, gücünü bu referanslardan alarak basıyor küfrü Ata’ya… Ne o? “Maç seyrediyorlar sanal ortamda”. Pardon? Duyamadım… “1 Eylül Dünya Barış Günü” mü dediniz??

Dünyada “bu ülke nereye gidiyor?” sorusunu bu kadar kaygıyla soran bizden başka herhalde bir tek Iraklılar vardır. Belki buna İranlıları da ekleyebiliriz ama, onlar hiç olmazsa sahte de olsa bir Molla rejimi toslamışlığı içinde bir girdaba kapılmış gidiyorlar. Irak doğal olarak savaş ve ABD işgali sonrası senaryoların ürkütücülüğü içinde kabuslar görüyor.

Ama inanın hiç biri bizim ülkemiz kadar “Olağan görünüm” altında, panik edici sel suları ile karşı karşıya değil. Bir yandan sahtekarca ve kalleşçe bölme senaryoları, Atatürkçülüğü tasfiye etme planları, bir yandan damardan magazin kültürü… İnanın bu 30 Ağustos ve “Sancak gösterme” fiili, hakkında bir çok yurtsever çok şey hissettiler ama herhalde hiçbirimiz Silivri’de bu anları yaşayan ve masumiyetine tüm hücrelerimizle inandığımız can dostlarımız kadar o Pazar gününü hissedemedik!’ Onların orada ödedikleri bedel, hepimiz adına aydınlanma bedelidir. Gerçek demokrasi bedelidir .Onların hukuk önünde aklanıp çıkacakları an hepimizin yeniden doğacağı an olacaktır. Buna inanıyorum ve onlara en içten dayanışma ve sevgi duygularımı yolluyorum. Adalet hızla doğruları bularak kamu oyunu rahatlatmayı başarmaya mecburdur. Yoksa daha “oğlumu Ergenekon fabrikasına kapatıp kafasına özel yöntemlerle fikirler sokmuş olabilirler” diye zırvalama hakkını kullanan insanların ciddiye alınıyor göründüğü bir ülkede kamu vicdanı bu travmayı unutmaz.

Her ne kadar bu yakışıksız Cumhuriyet saldırıları karşısında şu anda elimiz kolumuz bağlı görünse de, siyasi sorumluluklarımız konusunda çok kritik bir sonbahara giriyoruz. Her birimiz artık şikayet etmeyi, egoizmi, aramızda hesaplaşma hastalıklarımızı bir kenara bırakıp, “nasıl tek vücut olarak bir dahaki seçimleri kazanabiliriz” onu düşünmeye ve bu fikre odaklanmaya mecburuz. Kendini “Sosyalist-Kemalist-Sosyal Demokrat” olarak tanımlayan herkes kendi arasında farklar arama hastalığını yenip, günün gerçeklerini görmelidir. Örneğin bu konuda her sivri insanın Tarık Akan’ın gösterdiği “aklı-selim” in derinliğini algılayabilmesi ve kendine uygulayabilecek kadar uçurumu görmesi lazımdır…

Bugün Amerika’dan Türkiye’ye baktım. Önümüzdeki hafta, sergim bu Perşembe Berkeley de Alphonse Berber Galerisi’nde açıldıktan sonra, son genel ABD izlenimlerimi sizinle paylaşacağım…

Bedri Baykam

Exit mobile version