Dil birliğinin bozulmasına tepkiler

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti’nin, ”Türk milletini çok dilli, birbirini anlamaz hale dönüştürmek istediğini açıkça ifade ettiğini” savundu.

07 Eylül 2009 Pazartesi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti’nin, ”Türk milletini çok dilli,
birbirini anlamaz hale dönüştürmek istediğini açıkça ifade ettiğini” savundu.
Bu girişim, RTÜK kanuna aykırı, AKP’nin girişimlerini Siyasi Partiler Kanunu’na göre yeni azınlıklar oluşturma girişimi olarak görüyorum. Bu durumda da bu kanunlar çerçevesinde, hukuk çerçevesinde Cumhuriyet savcılarını göreve
çağırıyorum. Kim koruyacak? Hukuku kim koruyacaktır, hukukun gereğini kim yapacaktır? Savcılarımız ne yapmaktadır? Hukuku değiştirmek istiyorsanız çıkın, karnınızdan konuşmayın, hukuku değiştirmek için adım atın.”

Vural, düzenlediği basın toplantısında, hukukun üstün olması gereken bir
ülkede bir taraftan Başbakan’ın bir taraftan Başbakan Yardımcısı’nın, ”Türk
milletinin dilini bozmaya, milleti çok dilli bir toplum haline dönüştürmek
isteyen siyasi hezeyanını gerçekleştirme çabasına girdiğini” ileri sürdü.

Bu çabaların ”kanunlara, Anayasa aykırı eylemlerle sözde açılım adı
altında gündeme getirildiğini ve bunun da sorunları çözeceğinin iddia
edildiğini” belirten Vural, ”Bugün AKP artık Türk milletini çok dilli,
birbirini anlamaz hale dönüştürmek istediğini açıkça ifade etmiştir” dedi.

”Türk milletini dillerine göre bölmek isteyen, sınıflarını, camilerini,
televizyonlarını ayırmak isteyen bir siyasi düşünceyle karşı karşı olunduğunu” savunan Vural, ”Bunun amacı toplumu ayrıştırmaktır” diye konuştu.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Manisa’da yaptığı
konuşma ile ”Siyasal düşüncelerinin DTP’den farklı olmadığının” ortaya
çıktığını söyledi.

Vural, Başbakan Erdoğan’ın RTÜK üyeleriyle toplantı yaptığını
anımsatarak, ”Siz, kanunlar çerçevesinde görev yapan kuruma nasıl müdahale ediyorsunuz? RTÜK hükümete bağlı bir kurum değildir, özerk bir kurumdur. Hani RTÜK özerkti, tarafsızdı. RTÜK adeta hükümetin memuru haline dönüştürülmüştür” diye konuştu. Vural, şunları kaydetti:

”RTÜK’ün kanunun 4. maddesinde ‘yayınların Türkçe yapılması esastır’
diyor. Şimdi siz bunu başka dillerde yayın yapılması esasına getiriyorsunuz. Bu, toplumu ayrıştırmaktır, milletin bölünmezliği ilkesine aykırılık teşkil eder. Biz, Türkçe iletişim kurarak birbirimizi anlayacağız. Farklı dillerde, lehçelerde ana dili konuşan vatandaşlarımız olabilir, buna saygı göstereceğiz ama unutmayalım ki konuşma dilimiz Türkçe’dir ve birbirimizi bu dil üzerinden anlayacağız. Kimse bunu bozmamalıdır. Bu, bir fitnedir, fesattır. Bu, doğuyu batıdan kopartmaktır. Kürtçe konuşan vatandaşlarımızı Türk milletinden kopartma operasyonunun bir parçasıdır. ‘Ne olacak’ diyenler… Bundan sonra 36 etnik gruba göre trafik levhası mı düzenleyecekler? Bu milletin çok dilli olmasına izin vermemiz mümkün değildir.

Başbakan, ‘konuşamıyorum’ diyor. Spor sayfasında, soyunma odasında, haber bültenlerinde, meteoroloji haberlerinde bile sen varsın. Senden başka konuşan yok bir de ‘konuşamıyoruz’ diyor. Bu millet sana daha ne versin? Neyi konuşamıyorsun daha? Bu baklayı bir açıkla. Bakla nedir? Söyleyemediğin ne var? Demek ki gizli bir gündemi, düşünceleri var. Hep kafalarının arkasında sorun var. Sorun, Cumhuriyetin kuruluş felsefesidir. Bir Başbakan’ın kafasında olup da söylemediği ve paylaşmaktan çekindiği ne olabilir? Demek ki bu açılımın arkasında başka amaçlar var.”

Vural, AK Parti ile DTP’nin ”siyasal Kürtçülük konusunda, PKK’nın
isteklerini yerine getirme konusunda adeta bir yarış içerisinde” olduklarını
ileri sürdü.

”CUMHURİYET SAVCILARINI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM”

Yayınların Türkçe yapılması esası dışına çıkan adım atılmasının doğrudan
doğruya hukuka ve Anayasa’ya aykırı olacağını ileri süren Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:

”TRT’nin Kürtçe yayın yapmasıyla ilgili yasa görüşülürken Meclisi
yöneten başkanvekilinin odasında bunun yapılmasının doğru olmadığını söyledim. Yayın süresi yetmiyorsa bunu artırın dedim. Bana ‘biz aslında başkalarının yapmaması için TRT olarak yapıyoruz, eğer başkalarına, özel televizyonlara bunu verirsek yanlış olur’ dediler. Allah şahit olsun ki. O günkü o dar toplantıda yöneticiler bunu söyledi. Şimdi onu söyleyenler bugün özel televizyonlara bunu getiriyorlar. Bunların abdestinden şüpheliyiz. Niyetlerinden şüpheliyiz. Onun için abdesti şüpheli olanın namazı da şüpheli olur. Niyeti şüphelinin emelleri de şüphelidir. O bakımdan Türkiye’yi getirmek istedikleri noktayı sizlerle paylaşmak için bu anekdotu anlattım. Amaç ve hedef; Türk milleti tabirini, milletin bölünmezliği, ulus devlet ilkesini Anayasa’dan çıkartmaktır.

Bir gazetecinin, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in ”yandaş yargı
olmaması gerektiği” yönündeki sözlerini anımsatması üzerine Vural, ”Kesinlikle. Yargı, hakkın, hukukun yanında olmalıdır. Yandaş yargı oluşturma çabalarını demokrasiye darbe çabaları olarak görüyorum” dedi.

Vural, ”Türkiye giderek, AKP hükümeti döneminde faşizmin ayak sesleriyle
demokrasiyi ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerin yaşandığı bir ülke haline gelmiştir. Başbakan, korku imparatorluğunda iktidarını devam ettirme çabası içerisindedir” diye konuştu.

Vural, Yargıtay Başkanı’nın ”Yüce Divan yetkisinin Yargıtay’a
verilmesi” yönündeki görüşüne ise öz olarak katıldıklarını kaydetti.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, AK Parti'nin, ''Türk milletini çok dilli, birbirini anlamaz hale dönüştürmek istediğini açıkça ifade ettiğini'' savundu. - oktay vural

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir