Avukat Tarcan , düzenlediği basın toplantısında, Yıldıran ailesinin talebi üzerine açıklama yaptığını ve ailenin mağduriyetini dile getirmek istediğini belirtti. 1980-1982 yılları arasında dört aylık rotasyon görevi nedeniyle Diyarbakır Cezaevi Komutanlığı’na getirilen Binbaşı Esat Yıldıran’ın görev yaptığı süre içindeki uygulamalar nedeniyle cezaevinde PKK’nın doğuşuna neden olduğu yönünde iddiaların ortaya atıldığını belirten Avukat Ülük, şöyle konuştu: “Diyarbakır Cezaevindeki uygulamalarla ilgili çok sayıda iddia da basında sıklıkla yer aldı ve yer alıyor.
Maalesef devlet görevlileri de bunları doğruluyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni idare edenlerin PKK’nın doğumunu 1980-1982 yıllarındaki yönetime mal etmesi çok yanlış. Devlet övünç madalyaları alan bir asker, Genelkurmay’dan şükran belgeleri alan bir asker aradan ne geçiyor da şimdi PKK’nın doğuşuna sebep olmakla suçlanıyor? Bunu kanıtlayan bir mahkeme kararı da yok ortada. Şehit Binbaşı’nın ailesinin şimdi bu belgeleri, takdirnameleri, teşekkür belgelerini devlete iade mi etmesi gerekiyor?”
Avukat Ülük, şehit edilmeden önce Binbaşı Yıldıran’ın MİT raporlarına göre PKK’nın ölüm listesinin ilk sırasında yer aldığını belirterek şunları söyledi: “Kürt açılımı bahanesiyle aziz şehitlerimizin hatıralarına bu derece aleni hakaret edilmesine bizim hukuk sistemimiz müsaade etmez. Ancak vicdanlarda bunun sessiz kalması aileyi çok üzüyor. Eğer aksi bir durum varsa aile tüm bu belgeleri devlete iade etmeye hazır.”
Avukat Ülük, Binbaşı Yıldıran’ın iki oğlunun da TSK mensubu olduğunu, eşi Serpil Yıldıran’ın ise eşine düzenlenen süikastın ardından yıllardır psikolojik tedavi gördüğünü belirterek, Esat Yıldıran hakkında açıklama yapanlar hakkında idari dava açacaklarını, 300 bin TL civarında tazminat talep edeceklerini ve davanın kazanılması durumunda da ailenin bu parayı Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağını sözlerine ekledi.
Bir yanıt yazın