DTP Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, bütün insanlığın ortak ideali olan barışa yönelik beklenti, özlem ve umutların her zamankinden daha fazla doruğa çıktığı bir dönemde 1 Eylül Dünya Barış Günü’nün kutlanacağı belirtildi.
ANKA
Ankara– DTP, ‘Dünya Barış Günü’nedeniyle yayımladığı mesajda, son günlerde yürütülen Kürt Açılımı’na vurgu yaparak “Bir başka bahara ertelenemeyecek olan barışın yolu ise, çağdaş dünyanın bir gereği olan diyalog ve müzakereden geçmektedir. Bunun dışındaki yol ve yöntemlerin çözüm olmayacağı gerçeğinden hareketle hükümeti ve devleti bir kez daha Kürt halkının iradesiyle müzakereye çağırıyor, Dünya Barış Günü’nün böylesi bir sürecin başlangıcına vesilesi olmasını temenni ediyoruz”görüşünü dile getirdi.
Barışın, ölümleri, acıları ve annelerin gözyaşlarını ortadan kaldıracağı, demokrasi, özgürlük ve adalete giden yolun önünü açacağı belirtilen açıklamada şöyle denildi:
“Toplumsal acıların merhemi de çaresi de, barıştır. Bu nedenle gerek ülkemizde gerekse de Ortadoğu’da ve dünyamızda barışa olan ihtiyacın her zamankinden daha fazla arttığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde çeyrek asırdan fazla süren ve on binlerce insanımızın yaşamına mal olan Kürt Sorunundaki çatışmalı ortamın onurlu bir barışla sonlandırılması, barışını arayan Türkiye’nin önündeki en önemli ve acil gündemlerden biri olduğu gibi aynı zamanda 72 milyonun ortak özlemi ve beklentisidir. Halkımızın yıllardır yürüttüğü ve uğruna bedeller ödediği özgürlük mücadelesi sayesinde ülkemiz artık Kürt sorununun özgür birlik ve demokratik haklar bağlamında çözümü noktasında önemli bir eşiğe gelmiş bulunmaktadır. Bir başka bahara ertelenemeyecek olan barışın yolu ise, çağdaş dünyanın bir gereği olan diyalog ve müzakereden geçmektedir. Bunun dışındaki yol ve yöntemlerin çözüm olmayacağı gerçeğinden hareketle hükümeti ve devleti bir kez daha Kürt halkının iradesiyle müzakereye çağırıyor, Dünya Barış Günü’nün böylesi bir sürecin başlangıcına vesilesi olmasını temenni ediyoruz. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle bütün farklı kimlik ve kültürlerin özgürce, kardeşçe ve eşit bir biçimde birarada yaşayacağı yeni bir Türkiye’nin inşası için barış mücadelesini her zamankinden daha fazla yükseltmemiz, kararlı olmamız, tarihi bir görev olarak durmaktadır.”
Bir yanıt yazın