Yıllar öncesinden geleceğe yönelik ekilen mayın tohumları, şimdilerde meyve verdi. Sıra hasada geldi…
ABD ve Nato işbirliği sonucu Türkiye-Suriye sınır bölgesine döşenmiş mayınların, İsrail tarafından temizlenmesi yönünde yasa teklifi sunulmuş, itirazlara, tepkilere rağmen üçlü formül önerisi ile meclisten geçmiş, CHP’nin yasayı Anayasa Mahkemesine götürmesi ile beklemeye alınmıştı.
Ve…
Anayasa Mahkemesi, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesini ve temizleme karşılığı 49 yıllığına arazi tahsisine imkân tanıyan düzenlemenin yürürlüğünü durdu.
Mayınları temizleme işi için ihale yalnızca temizleme ile sınırlı kalacak.
Bir hatırlayalım;
Mayınları İsrail temizlesin, bölge 49 yıl İsrail’in kullanımında olsun diye ısrarla diretildi. Elbette yine ABD’nin dikte ettiği bir karar azimle uygulamaya kondu. Oysa TSK 7 metrekarelik bir alanı 3 ay içinden mayından arındırabiliyor. Teknik ekipmanlar ve yeterli donanıma sahip ekipler ile bu süre daha da kısalacaktır.
Türkiye mayınlardan rahatlıkla arınabilecek durumda. Bunun içinde ciddi yatırımlara da gerek yok. ODTÜ’lü öğrencilerin geliştirdiği mikroorganizmaların şeklini değiştirerek mayınlı alana serpilen ve mayın olan yer ışıtmaya başlayan proje var. Mayın tespit köpekleri ve azot gazını tespit eden cihazlar da var.
Üstelik küresel krizin teğet geçtiği safsatası ile yükselen işsizlik oranlarını görmezden gelen iktidar partisi, temizleme işi için istihdam edeceği personele iş imkânı sağlayabileceği gibi topraklarımızı elde etmek isteyenlerin salyalarını üzerimize akıtma girişiminde bulunmayabilirdi.
Uluslararası destekle bölgeye yerleşmiş işgalci ve yayılmacı bir devlet olan İsrail, bugünkü gücünü terör dahil her türlü aracı kullanması sayesinde.
Ayrıca kendi toprakları dışında görevlendirilenler Mossad ile işbirliği içinde olurlar. Mayınlı bölgenin kültüründen tutunda yer altı zenginliklerine kadar hepsi taranacak. İsrail müthiş bir başarı yakalamış durumda. İşgal ettiği Suriye’nin Golan tepelerine 2,2 milyon mayın döşemiş, Lübnan sınırına da 1,8 milyon mayın döşemiş. Şimdi ellerimizden aldıkları komşularımızı tehdit etmenin dayanılmaz hazını yaşıyorlar. Öyle ya Rusya ile bizi soğuk savaş dalaşına sürükleyen akıl hocalarımız, Suriye ile aramıza mayınlar dizdirip, diğer komşularımız ile de aramızı açmışlardı.
Atalarımız boşuna söylememiş “Ev alma komşu al”, “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” diye..
Amma velakin verimli ve değerli “iki Kıbrıs Büyüklüğü”nde araziyi ellerimiz ile teslimi söz konusu.
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ mayınlı araziye ilişkin “Maşa varken ateşi elle mi tutalım?” sözü esasında durumun vahametini ortaya koyuyor.
ABD İsrail’i İran’ın Nükleer çalışmalarına yönelik üzerine saldığında, Suriye-Türkiye sınırı boyunca ilerleyebilecek, hatta kadim dostlarının toprakları Irak üzerinde yoluna devam edip İran’a ulaşabilecek.
Stratejik işbirliğimiz var, mayın temizleme işi için 49 yıl teslimiyet var, bu durumda bölgede oluşabilecek olası saldırılara müdahale hakkı İsrail’in olacak. Topraklarımızı elinde bulundurması ile hem İran’a, hem Suriye’ye karşı her türlü pazarlıklarda da koz olarak kullanacaktır.
Mayın temizleme işine ilişkin itirazlar ve tepkiler, Anayasa Mahkemesine götürülme nedenleri bunlardı.
İnatla üzerinde durulan yasalaştırmak için bin takla atılan tehlikeli oyunda, bölge tarihi ve kültürel değerleri açısından da ciddi tehdit aldatında olacaktı.
MTA’nın raporuna göre Hatay’da akıllı çay bölgesinde 50 bin metreküp altın rezervi var. Mardin’de 4 bin 76 ton uranyum, Dörtyolda aleminyum, kurşun çinko var. Petrol yatakları ve gelecekte petrolden dahi daha değerli hale gelecek su var.
Ve mayınlı arazinin altında gün yüzüne çıkmayı bekleyen tarihi kentleri, aynı zamanda İnsanlığın en eski kültür merkezlerin barındırıyor. Hem Türkiye hem de Suriye sınırında arkeolojik yerleşim yerleri, höyükler ile Kargamış ve Cyrrhus gibi antik şehirlere sahip.
Tüm bu tarihi miraslarımıza ilaveten, urfakultur.gov.tr adresinden edindiğim bilgiye göre “Mayınlı alanlarda il sınırlarında aşağıdaki tarihi miraslar, bulunmakta”…
Tespit ettikleri höyükler;
1. ZİYARET (BİRECİK)
2. AŞAĞI İÇME (BİRECİK)
3. GÖKTEPE(BİRECİK)
4. KONAK KÖY MEVKİİ(2 KM GÜNEYİ)
5. YUMURTALIK MEVKİİ(1 KM BATISI)
6. KÜÇÜKKENDİRCİ
7. ALANYURT
8. ÇANAKÇI(SURUÇ)
9. MERTİSMAİL(SURUÇ)
10. AŞAĞIOYLUM(2 KM GÜNEYDOĞUSU)
11. BÜYÜKNANELİ (3 KM BATISI)
12. YAĞMURALAN
13. KIRMITLI
14. BİLECE
Osmanlıdan elde edemediklerini Türkiye Cumhuriyetinden almak isteyen emperyalist devletler 50–60 yıl öncesinden bugünleri hesap ederken, biz günlük hesaplarımızın peşinden dahi koşamıyoruz.
Bu tarihi hesaplaşmada sessizliğimizi koruyarak, yabancı bir devletin topraklarımıza konuşlanmasına, tarihi miraslarımızın ve zenginliklerimizin yitip gitmesine seyirci kalınmadığı için, üstüne Anayasa Mahkemesinin de yürütmeyi durdurması kararı bazı kesimlerce iyi karşılanmayacak.
Ve ilk tepki, AKP Grup Başkan vekili Bozdağ’dan geldi.
Bozdağ’ın yorumu “Kararın siyasi olduğu, hukuki olmadığını belirterek, biz zaten 49. yıl kiralama işini 3. seçenek olarak sunmuştuk” şeklinde.
Türkiye Cumhuriyetinin toprak bütünlüğüne, ekonomisine, kültürüne, tarihine alenen meydan okuyan bu yasayı biz nasıl sunabildik demek yerine, hala savunmaya çalışmak yersiz.
Bu ülkenin ulusal çıkarlarını daima koruyacak, kurum kuruluş ve insanları halen var.
İktidar sahipleri umarım idrak eder.
Nuran.talay@politikadergisi.com
Bir yanıt yazın