MELİH AŞIK
m.asik@milliyet.com.tr
Çetin Yetkin’in “Ben Bir Türk’üm” adlı kitabı özellikle bu günlerde okunmaya değer… Diyor ki:
– Türküm diyecek olursanız sizi şovenizmle suçlamaya kalkışanlar kol geziyor. Ama Kürdüm, Ermeniyim demek insan haklarının gereği sayılıyor. Bir tek Türkler için bu “insan hakkı” yok…
Cumhuriyet öncesinde durum aynıymış… Neden mi? Kitaptan okuyoruz: “Osmanlı Devleti’ni Türkler kurmuş olduğu için, köküne yabancılaşan bu devlette Türkler kalkıp da ‘Bu devlet bizim devletimizdir’ filan diyecek olurlarsa, öteki uluslar ve etnik gruplar da kendi devletlerini kurmak amacı ile Osmanlı’dan kopacaklarından korkulduğu için, Türkler’in Türk olarak devlete sahip çıkmaları engellenirdi. Buna karşılık, öteki ulus ve etnik gruplar devletten kopmasın diye, onlara Türkler’in sırtından ayrıcalık üstüne ayrıcalık tanınırdı…”
Ziya Gökalp daha net ve kısa anlatıyor durumu: “Bu milletin yakın zamana kadar kendine mahsus bir adı bile yoktu. Tanzimatçılar ona: ‘Sen yalnız Osmanlısın. Sakın başka milletlere bakarak sen de bir milli ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasına sebep olursun’ demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, ‘Vallahi Türk değilim’ demeğe mecbur edilmişti.” (Türkçülüğün Esasları, Varlık yayınları, s. 34)
Döndük dolaştık… Aynı yere mi geldik? Hayır… Arada Anadolu ihtilali var. Cumhuriyet devrimleri var… “Türk” ortak adı çevresinde kurulmuş bir ulus ve birlikte yaşanmış 86 yıl var. Eşitsizlikler, haksızlıklar vardır, giderilir. Çağa ayak uydurulur. Ama tekrar geriye gidemeyiz…