Türk ordusunu PKK’ya yenik ilan ettiler

Savaş Süzal

savassuzal@habergazete.com

Üstteki başlığın sizleri tedirgin ve rahatsız ettiğini çok iyi biliyorum. Amacım bu değil. Ayrıca kimseyi de gücendirme gibi bir niyetim yok. Yalnız ortada oynanan orta oyun ile nereye varılacağını ve sonucun ne olabileceğini anlatmaya çalışıyorum. Evet, acı ama gerçek bu. Ne yazık ki Türkiye’de işbaşında bulunan iktidar kendi ordusunu kendi askerini yenik ilan etmiş bulunuyor, hem de teröristlerin ve Türkiye düşmanlarının beceremediği ölçüde.  

Televizyonlarda görmüşsünüzdür, hatırlayın, boks maçlarında bir kural vardır. Ringdeki boksörlerden birinin menajeri boksör ne kadar dövüşmek isterse istesin havluyu ringe attı mı maç durur ve o boksörü hakem yenik ilan eder. Bizdeki durum ise bundan daha ciddi ve ağır bana göre.

 

Şöyle ki;  

Türk Silahlı Kuvvetlerinin anayasaya göre başkomutanı Cumhurbaşkanıdır ve orduda Başbakana bağlıdır. Asker, siyasi iktidarın aldığı kararlar ve politikalara göre savaşır, ülke savunmasını yapar. Şimdi sorarım size? Çankaya’daki ortam uygun lafları ile bu işi başlatmadı mı? Bir gece Washington’dan içine doğan güneşten ilham alıp zamanlama konusunda laflar etti. Ondan sonra öteki aldı sazı, açılım-saçılım diye ülkenin çocuklarını öldüren katillerle masaya oturmak için her türlü girişimi yaptı. Hatta öyle girişimlerde bulundu ki işsiz kalacak kişilerin ödenecek işsizlik maaşı paralarını bile Türkiye’nin vergi kaçakçılık merkezi bölgesine aktardı. Daha önce de oralara bedava elektrik, beyaz eşya verdiler mi. Sanki Anadolu da fakir yer yokmuş gibi.  

Şimdi, askerler kendi çaplarında bu terör örgütü ile mücadele eder ve her gün bir ana babanın yüreği yanarken olayı İmralı’daki katilin yumurtlayacağı cevherlere bıraktılar. Tam da askerin bu canilerin ağzının payını fazlasıyla verdiği bir sırada. Sanki bu teröristleri bir felaketten korur gibiler. Bu milletin onuru gururu olan askerlerini ayaklar altında ezdiler. Ben Asker kökenliyim. Asker ocağında kaşıkladığım kuru fasulyenin borcunu ödemek ettiğim yemine uymak durumundayım. Aslında Meclisteki herkeste öyle ya.  

Savaşlarda ordular, bir savaşı, bir cepheyi kaybedebilir. Türk tarihinde bunlara rastlamak mümkün. Ama Türk tarihinde askerini teslim eden komutan yok. O komutanlar bu tür yenilgiler sonunda bedeli hep canları ile ödemiştir. Ama askerlerinin kafasına torba geçirildiğinde kafalarını kuma gömenler şimdi kendi ordusuna bunu da yapıyor. O dönemde bundan sorumlu olan Genel Kurmay Başkanı da utanmadan çalımla Ergenekon konusunda demeçler verebiliyor, konuşabiliyor. Aslında Divan-ı harpte yargılanması gereken tek asker bence o.

 

Diyeceksiniz ki bunu ben uyduruyorum. Hayır, efendim hayır. Hani size Washington’daki tarikatın Abant toplantısında bir resimden söz etmiş ve Kürt açılımında rol alan kişilerin bu tabloda yer aldığını anlatmıştım. Ve sizlere o resimde bir kişi eksik demiştim. İşte o kişi de şimdi sahneye çıktı. Bu tabloda adını vermediğim kişi Washington’da PKK’nın bürosu sayılan AKIN’ın başında bulunan ve pasaport sahtekârlığından mahkûm olan Kani Xulam’a siyasi sığınma hakkı verilmesi için referans verenlerden biri.  

Henri Barkey’den söz ediyorum. Kendisi Taraf’tan Yasemin Çongar ile Cengiz Çandar’ın kadim dostudur ve geçenlerde bu kürt açılımı konusunda yazdığı ve Haber3 adlı internet sitesinde tercümesi yayınlanan bir makalede resmen Türk ordusunun PKK’ya savaşta yenildiğini vurgulamış. Hiç mi hiç şaşırmadım. Radyo Free Europe (RFE) ile Haber3’de yayınlanan metne göre şöyle diyor;

“- Ordunun nihayet PKK’yla veya Kürtlerle 25 yıldır süren bu savaşı kazanamayacağını idrak eder noktaya geldiğini söylemeliyim. Türkiye tarihi boyunca çok sayıda isyan patlak verdi, fakat bu en uzun olanı ve hâlâ sürüyor. 25 yıl önce dağda kaç kişi varsa, bugün de neredeyse o kadar var. O yüzden en nihayetinde, bu savaşın sona ermeyeceği ve bitmesinin tek yolunun bir tür siyasi çözüm olduğu sonucuna vardılar. Fakat ordu için siyasi çözüm, Türk devletinin temel ilkelerinden ve öğretilerinden en azını vermek anlamına geliyor.”

Arkadaş kibarca TSK savaşı kaybetmiştir demek istiyor. Şimdi anladınız mı yaptığınızı beyler. O şehit ailelerine verdiğiniz yanıt sanarmısınız ki su serpmiştir içlerine. Uyanın efendiler uyanın. Fenerbahçe’ye, Galatasaray’a ve Beşiktaş’a gösterdiğiniz hassasiyeti ülkeniz için de gösterin ülkemizi toprak ve millet açısından parçalıyorlar, bölüyorlar. Türkiye, İstanbul, İzmir veya Ankara’da bitmiyor. Sınırlarımızı oralara çekmeye çalışıyorlar. Unutmayın bugün baba toprağına el koyanlar yarın İstanbul, Ankara ve İzmir’e de el koyacaklar. Bizlerse kumda oynayacağız.
17.Ağustos.2009

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir