Belçika’nın Jamioulx Hapishanesi’nde geçen cumartesi günü işkenceden hayatını kaybeden Mikail Tekin olayına tepkiler devam ederken, olayı soruşturan savcılık skandal bir karara imza attı. Belçika savcılığı, Tekin’in ölüm sebebinin “fiziksel şiddet” olduğunu ortaya koyan otopsi raporuna rağmen olayla ilgili olarak sorgulanan 3 gardiyanı serbest bıraktı.
Gözaltındaki gardiyanların herhangi bir suçlamaya veya disiplin cezasına hedef olmadıkları bildirildi. Skandal olayın ardından Ankara harekete geçerken, Türkiye’nin, Belçika hükümetine nota verdiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre Dışişleri Bakanlığı, hem Ankara’da, hem de Brüksel’de eşzamanlı olarak olayla ilgili girişimlerde bulundu. Belçika makamlarından Tekin’in ölüm sebebinin araştırılmasını ve olayın en kısa zamanda aydınlatılmasını istedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Belçikalı muhatabı Yves Leterme’yle bir telefon görüşmesi yaptı. Davutoğlu, 14 Temmuz’da dışişleri bakanlığı görevine başlayan Leterme’e, Tekin’in ölüm sebebinin araştırılması için kendisinin özel ilgisini beklediklerini belirterek, soruşturmanın tüm tarafları tatmin edecek bir şekilde bir an önce sonuçlandırılmasını istedi.
Tekin’in işkence ile öldüğünü morgda çekilen fotoğraflarla ispatlamaya çalışan acılı aile ise önceki gün Sivas’a getirilen cenazeye Türk doktorlarının otopsi yapması için başvuruda bulundu. Bunun üzerine Tekin’in cenazesine, Sivas’ta da otopsi yapıldı. Tekin’in ailesi adlî süreç başlatırken, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül’ün Belçika Parlamentosu’na gönderdiği ve olayla ilgili bilgi istediği mektubun Brüksel’e ulaştığı belirtiliyor.
Oğlunu kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan anne Dönüş Arslan olayın sorumlularının cezalandırılmasını istiyor. Oğlunun fotoğraflarına sarılan acılı anne Arslan, oğluyla telefonla en son görüştüğünde kendisine ‘Ben ölürsem sakın üzülme. Sen üzülme anne, benim ölümüm sizi rahat ettirecek.’ dediğini anlatırken, “Sır var bunda. Öleceğini nasıl biliyordu, bir şey var, bunu tehdit ediyorlardı.” diye konuştu.
Türk vatandaşı Tekin, geçen cuma günü polis memurlarıyla bir tartışma çerçevesinde gözaltına alınmış, bilinen sağlık sorunlarına rağmen, henüz net olarak açıklanmayan gerekçelerle adlî bir karar olmadan hapishaneye kapatılmıştı. Hapishane yönetimi, ertesi gün, Tekin’in ailesini arayarak, “yemek yerken boğulduğunu” bildirmişti.
BELÇİKA BASINI SKANDALI ES GEÇTİ
Olayı mümkün olduğunca görmezden gelen Belçika basını, Türk basın ve kamuoyunun tepkilerini eleştirme girişiminde bulunuyor. Belçika ulusal haber ajansı Belga, konuya ilişkin yazısında yer verdiği bir paragrafta, Türk hapishanelerinde de sorunlar olduğunun, “1978’de yapılan Geceyarısı Ekspresi filminden” bilindiğini ifade etti. Haber ajansı, bu yazısında, öldürülen Tekin’in, “100 kilo ağırlıkta ve 1.90 metre boyunda olduğunu”, psikolojik sorunları bulunduğunu belirtmek ihtiyacı duyarken, söz konusu “hasta” şahsın neden hapishaneye atıldığı, ellerinin neden bağlandığı ve neden şiddetle dövüldüğü ve öldürüldüğü hakkında bilgi vermedi. Hapishane yönetiminin, daha sonra tamamen gerçek dışı olduğu kanıtlanan, “yemek yerken boğuldu” iddiasının kaynağı ve sebebi üzerinde de durulmadı. EYÜP BOGAZKESEN İSMAİL YILDIZ SİVAS, ANKARA AA
Hollandalılar Çakmakçı için yürüdü
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da hafta başında uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden Türk iş kadını Arzu Erbaş Çakmakçı (33) için sessiz yürüyüş düzenlendi. Sevenleri tarafından düzenlenen 5 km’lik sessiz yürüyüşe çoğu Hollandalı, yaklaşık 200 kişi katıldı. El ele veren Türk ve Hollandalılar, hayırseverliği ile bilinen genç kadın için gözyaşı döktü. Çakmakçı’nı işlettiği Moeders Schoot kreşi önünde dualar edildi. Kreşe çiçek bırakıldı, Çakmakçı adına açılan anı defteri imzalandı. Yürüyüşe katılan Amsterdam Geuzenveld-Slotermer Belediye Başkanı Robin de Bood, Çakmakçı’nın anısını yaşatmak için kreşin pazartesi günü yeniden açılacağını duyurdu. Amsterdam polisi, olaya ilişkin kapsamlı bir soruşturma yürütürken, katil zanlısının yakalandığı iddia edildi. Zanlının kimliği henüz açıklanmadı; ancak Çakmakçı’nın yakınları, katilin kreşteki Türk öğrencilerden birinin babası olduğundan şüpheleniyor. Türkiye, cinayetle ilgili olarak, bu ülke makamları nezdinde yoğun girişimlerini sürdürüyor. ZAMAN
BASRİ DOĞAN AMSTERDAM
Bir yanıt yazın