Date: Friday, July 31, 2009, 12:41 PM
Güngör URAS / 29 Temmuz 2009 Rakamlara bakınız… Ekonominin ve halkımızın ne durumda olduğuna siz karar veriniz:
– Dünyada krizin en ağır yaşandığı ülkeler sıralamasında 3. sıradayız. 2009 yılının birinci çeyreğinde ekonomimiz % 13,8 oranında küçüldü.
– Son bir yılda imalat sanayiinde üretim yüzde 24,5 oranında geriledi. İstihdamdaki daralma yüzde 10,6 oranına ulaştı.
– İhracat gelirimiz yüzde 30 azaldı.
– İç borç stokumuz 30.6 milyar TL artışla 302 milyar TL’ye çıktı.
– Bu yıl bütçe 50 milyar TL dolayında açık verecek. Bunu iç borç ile kapatacağız.
– 1 milyon 250 bin sigortalı işçi işini kaybetti. Türkiye İş Kurumu’na başvurdu. İşsizlik oranı ilk defa Türkiye rekorunu kırarak % 16’ların üzerine çıktı. Genç işsizlerin oranı ise % 30’ları aştı. 450 bin civarında üniversite mezunu gencimiz işsiz.
45 bin araç haczedildi
– Cumhuriyet tarihinde ilk defa ceza ve tevkifevlerinde mahkûm ve tutuklu sayısı 100 bin barajını aşarak 111 bin kişiye ulaştı.
– Son bir yılda 950 bin kişinin evine, işyerine ya da maaşına icra geldi. Bunu 365 güne bölersek her gün ortalama 2.600 ev veya işyerine icra memurunun gittiğini görürüz.
– 45 bin araç haczedildi. Bunu 365 güne böler isek, günde ortalama 123 aracın haczedildiği ortaya çıkar.
– Kapanan işyeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Bölelim 365 güne… Her gün ortalama 270 işyeri veya fabrikanın kapısına kilit vuruluyor demektir.
– Son bir yılda kanuni takibata intikal eden karşılıksız çek sayısı 1 milyon 600 bin. Her gün ortalama 4.400 dolayında karşılıksız çekin kanuni takibata intikal ettiği anlaşılır.
– Protestolu senet sayısı 1 milyon 574 bine çıktı.
Prime vergi borcu 130 milyar TL
Bu rakamları Kamu-Sen için iktisatçı Ercan Han’ın hazırladığı rapordan aktardım…
Bir ekleme de Şükrü Kızılot’tan yapayım. Şükrü Kızılot’un tahminine göre,
– Kayıtlı işverenlerin (Kümese girmiş kazların) SSK, Bağkur ve vergi borçları ile bu borçların gecikme faizleri toplamı 130 milyar TL’yi (yaklaşık 90 milyar dolar) buldu. Bu borçlara yıllık yüzde 30 faiz işliyor. Bu borçları ödeyemeyenlerin işyerleri, evleri icra ile satılıyor. Bu işverenler keyiflerinden değil, çaresizlikten SSK, Bağkur ve vergi borçlarını ödeyemiyor.
İyi de bu tablo karşısında Büyük Türk Büyükleri acaba neden ilgisiz?
– Bu rakamlardan haberleri mi yok?
– Rakamları bildikleri halde, rakamların önemini mi anlamıyorlar?
– Bu sorunların kendi kendine çözüleceğini mi sanıyorlar?
– Batana batar… Kalan sağlar bize yeter mi diyorlar?
Büyük Türk Büyükleri’ne birilerinin anlatması gerekiyor. Her şeyin başı üretimdir. Üretim olmaz ise iş olmaz, aş olmaz. Gelir olmaz. Refah olmaz. Ekonomisi çöken bir ülkede iktidar olmak hiçbir işe yaramaz.
=====================
Güngör Uras-MİLLİYET
2009’da neler olabilir?
Ekonomide işlerin düzelmesi 2009 yılının sonunu bulur
2009 yılı çok kimsenin beklediği kadar kötü geçmeyecek. 2009 yılına girerken esen kriz rüzgârları, yılın ilk üç ayında hafifleyecek. Yılın üçüncü üç ayında yavaşlayacak. Yıl sonuna doğru morallerimiz düzelecek.
Unutmayınız… Türk ekonomisi bugüne kadar kaç defa battı, kaç defa çıktı ? Bu defa biz kendiliğimizden batmadık. Dünya batarken bizi de aşağıya çekti. Ama, şu veya bu şekilde biz bu defa da bu “belayı” atlatacağız.
Geçen hafta Ekonomist dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre Türkiye son 20 yılda 5 resesyon yaşadı. 20 yılda 5 defa başımız belaya girdi. Türkiye bu 5 krizden ortalama 11 ayda düze çıktı. En uzun süren kriz 14 ay süren 1998-1999 krizi oldu.
Denilebilir ki, “O krizler Türkiye’nin krizi idi. Bu kriz küresel kriz. Küresel kriz eteğimizden çekerken biz nasıl ayağa kalkabiliriz Buna karşı da denilebilir ki, “Evet, bu kriz küresel kriz ama, her ülke aynı ölçüde etkilenmedi. ABD bile silkinip düzelme arayışında. Avrupa daha iyi durumda. Asya krizi daha az hissediyor. Biz bu karmaşada aradan çıkmayı başarabilme şansına sahibiz”.
– Borsa canlanacak
– Enflasyon patlaması beklenmemeli
– Tarım krizden etkilenmeyecek
– Dolar 1.50-1.70’de dengelenir
– Gelirlerdeki artış sınırlı kalacak
– IMF ile anlaşılırsa döviz sorunu yaşamayacağız
– İhracattaki düşüş sınırlı kalacak
Yeni yıl halkımıza ne getirecek ?
Halkımız için önemli olan 2009 yılında gelirinin ne kadar artacağı, fiyatların nasıl artacağıdır.
2009 yılında genel olarak hem maliyetler hem talep düşük olacağından fiyatlarda büyük ölçüde artma olmayacak. Eski yıllardaki gibi enflasyon patlaması beklenmemeli.
Fakat halkın (her seviyedeki halkın) gelirleri de artmayacak. Ücret gelirine, kira gelirine, faiz gelirine bağlı ailelerde gelir artışı sınırlı kalabilecek. Bu nedenle insanlar 2008 yılındaki kadar kolay para harcayamayacak.
Krize bağlı moral bozukluğuna ve felaket bekleyişine bağlı olarak frenlenen tüketim ve yatırım harcamaları ancak yılın ikinci yarısında canlanacak.
En mutlu insanlar kamu görevlileri
Kamu görevlileri 2009 yılında mutluluğun tadını çıkarmalılar. Özel sektörde her düzeydeki çalışan, “Acaba bu ay patron maaşımı ödeyebilecek mi?/Acaba yarın beni de işten çıkaracaklar mı?/Maaşımı azaltırlar mı?” endişesiyle uyuyamazken, kamu görevlileri bu endişeleri duymayacak.
Devlet kimseyi işten çıkarmayacak. Kimsenin maaşını azaltmayacak, tersine, enflasyon oranında artıracak, maaşları da her ay gününde tıkır tıkır ödeyecek.
Dolar 1.50-1.70 arasında gider gelir
Dolar ile işi olsun olmasın halkımızın en çok merak ettiği dolar fiyatıdır. Ekonominin gidişini dolar fiyatına bakarak izler. Dolar beklenen ölçüde yükselmedi. Yılı 1.50 YTL dolayında bitiriyor.
Dolar fiyatı 2009 yılında 3 etkenle artabilir. (1) Yurtdışından döviz girişi yavaşlar. (2) Türkiye’de dolara talep artar. (3) Enflasyon tırmanışa gaçer. Bunlar olmayacağına göre, dolar fiyatı 1.50 ile 1.70 YTL arasında gider gelir. Yıl ortalaması 1.60 YTL. olabilir. Bu fiyat da hazmedilebilir bir fiyattır.
Döviz sorunu yaşamayız
Kriz rüzgârı estiğinde en büyük korku döviz kıtlığı ile karşılaşma korkusuydu. Gelişmeler ortaya koydu ki, 2009 yılında Türkiye döviz sorunu yaşamayacak. İhtiyacımız olan dövizi (vadesi kısa, faizi biraz yüksek olsa da) bulabileceğiz. Bu çok önemlidir.
IMF ile anlaşmanın gecikmesi iyi olmadı ama, IMF ile anlaşma 2009 yılı başında gerçekleşir ise, bu da döviz konusunda rahatlık getirir. Döviz sorununun çözümü (1) İçeride döviz fiyatlarının tırmanışını önler, (2) Küresel krize ek olarak içeride bir kriz çıkmasını önler.
KOBİ’ler için 2009 ümit yılı
Türk sanayinde otomotiv sanayii, gemi inşa sanayii, iplik ve dokuma sanayii önemli sektörler ama, bu sektörler dışında da sektörlerimiz var.
Bu sektörler dışındaki sektörlerde bulunan büyük sanayi kuruluşları ve KOBİ’lerin çoğu için 2009 yılında işler açılmaya başlayacak. Hele yılın sonuna doğru iç ve dış piyasa daha iyi duruma gelecek.
Dış pazarda bizim bir çok sektörün ürünü orta ve alt gelir grubunun tükettiği ürünler. Kriz olsa da bunlara Amerika’da da Avrupa da da talep devam edecek. İç talepte de durum aynıdır. Bir süre para harcamayabilir ama, bu duraklama uzun süre devam edemez. KOBİ’ler gelişen ve değişen şartlara kolay uyum sağlayacak yapıya sahip.
Açık anlatımıyla, kısa bir geçiş süresinde batmayan, ayakta kalabilen kuruluşlar 2009 yılında rahatlama şansına sahip olacak. İşler coşmayacak, koşmayacak ama açılacak.
Birikimlerin adresi banka mevduatı olacak
Herkesin kendi ölçüsünde küçük veya büyük birikimi vardır. Herkesin derdi (1) Birikimin anaparasının yok olmaması (2) Birikimin en yüksek getiriyi sağlamasıdır.
2009 yılında birikimler için en güvenirli liman bankalardaki mevduat hesabı olacaktır. Merkez Bankası’nın faiz indirimine bağlı olarak bankalar da mevduat faizlerini düşürebilir. Fakat herhalde mevduat faizleri enflasyonun üzerinde reel getiri vermeye devam edecektir. Altına ve dövize para bağlamak, ana parayı güvencede tutabilir ama, getirisi yoktur.
Borsa iyi bir yatırım aracı olabilir
2009 yılında borsanın bugünkü kadar yerlerde sürünmesi beklenmemelidir. Hele yıl sonuna doğru borsa endeksinde mutlada beklenenin üzerinde artış olacaktır. Bu demek değildir ki her şirketin hisse senedi aynı ölçüde artacak… Tam tersine 2009 yılında borsada hisse senetlerinin fiyatları şirketlerin güçlerine paralel bir gelişme içinde olacaktır. Çünkü 2009 yılı borsa şirketleri arasında bir tasfiye yılı olacaktır. Bazı şirketler çok aşağılara düşecek veya listeden çıkacaktır.
Borsada bilanço değerlemelerine bağlı olarak bilinçli hisse senedi yatırımı yapabilenler, bugünkü ucuz fiyatlarla hisse senedi satın alanlar, yılı önemli ölçüde kazanç ile kapatacaktır.
Alışveriş merkezleriyle perakendecilik farklı
Balon yapan ekonomi şartlarında Türkiye’de bir alışveriş merkezleri (AVM) balonu oluştu. Kriz olmasaydı da bu balon sönecekti. Şimdi çok kişi AVM sorununu krize bağlıyor. Sorun yanlış yapılanmadır. Bu yanlış yapılanma süremezdi. Sürmeyecek.
Bunun arkasında halkın tüketiminin sıfır olması yok. Bunun arkasında kira sorunu yok. Halkımız alış verişine devam edecek. Ama bundan sonra fiyatlar konusunda daha dikkatli olacak. Türkiye’de perakendecilik sektörü ölmez. Sıfır olamaz.
Sanayide balonlar sönecekNasıl ki dünyada kriz öncesi bir balon var ise, bizde de sanayide bazı balonlar oluşmuştu. Küresel piyasalardaki ve iç piyasadaki talep patlamasına ve ucuz döviz girdisine, kolay kredi imkanlarına bağlı olarak bazı firmalar balon yapmıştı. 2009’da bu balonlar sönecek.
Bizde balon yapan sektörlerin başında , inşaat sektörü (konut piyasası) ve demir çelik sektörü (hurda ithal demiri eriterek inşaat demirine dönüştürüp ihraç eden kuruluşlar) vardı.
Küresel talebe bağlı olarak büyüyen iki önemli sektörümüz otomotiv sektörü ve gemi inşa sanayii sektörü 2009 yılını zorlanarak geçirecek. Ama ayakta kalmaya devam edecek.
2009 turizm sektöründe de sıkıntılı geçecek. İplik ve dokuma sanayii krizden önce sorun yaşamaya başlamıştı sorunları devam edecek.
Yeni yılın sorunu işsizlik
2009 yılının en büyük sorunu işsizlik olacak. Bizde zaten işsiz sayısı yüksek idi. Tabii ki onların sorunu da önemli. Ama daha da önemli olan işten çıkarılanların sorunu.
Beyaz yakalı ve mavi yakalı çok sayıda insan, kriz nedeniyle (veya kriz bahanesi ile) işten çıkarıldı. Bunlar belli bir gelir düzeyine göre hayatlarını kurmuş insanlar.
Yaş ve iş durumları nedeniyle yeni iş bulmaları güç ve imkânsız.
Dış ticaret açığı küçülecek
İthalattaki gerileme, ihracat gelirindeki düşüşten daha büyük olacağına göre 2009 yılında dış ticaret açığı küçülecektir. Özellikle otomotiv ve demir çelik sanayiindeki üretim yavaşlamasına bağlı olarak ithalat faturası küçülecek. Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki ucuzlama döviz giderini azaltacak.
Otomotiv ve demir-çelik sanayiindeki ihracat yavaşlamasına rağmen, diğer sektörlerdeki ihracat sayesinde ihracat gelirlerindeki düşme sınırlı kalacak.
Tarımın kaderi…
Tarım krizden etkilenmeyecek. Tarımın kaderi hava şartlarına bağlı. Bu yıl yağmur iyi yağar ise, tarım üretimi artar. Tarım üretiminin artması hem kırsal kesimim gelirini artırır, hem ekonomiye iyilik getirir. Unutmayalım önemli ölçüde tarım ürünü ihracatımız var.
2009’u yüzde 1-2 büyümeyle tamamlayabiliriz
Genel olarak 2009 yılını yüzde 1 veya yüzde 2 büyümeyle tamamlamak mümkündür. Bilindiği gibi büyüme üretime bağlıdır. Üretimde gerileme olacak ama, üretim bütünüyle durmayacak. İç talebin ve dış talebin yılın sonuna doğru canlanacağı dikkate alınır buna tarım üretiminin durumu da eklenir ise, 2009 yılında ekonominin küçülecek yerde az da olsa büyümeyi sürdürebileceği anlaşılır.
Bütün bu anlatılanlar “iyimser” ama, gerçeğe yakın tahminlerdir. Çok kişinin felaket bekleyişine girdiği dönemde iyimser tahminlerin alıcısı az olur ama… Birilerinin de bunları yazması gerekir.
Bir yanıt yazın