Bu gün 1 Ağustos 2009..
Lefkoşa’nın fethinin 438’inci..
Ona denk getirilen TMT’nin Kuruluşu’nun 51’inci..
Ve yine ona denk getirilen Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetleri’nin kuruluşunun 33’üncü yıldönümü..
Kıbrıs’ta “mücadele” daha bitmediği için popüler olarak ve genellikle 1 Ağustos’lar, “Türk Mukavemet Teşkilâtı”nın kuruluş günü olarak kutlanılır.. Resmî tatildir..
“Mücadele” neden bitmedi?
Çünkü Rum tarafı adanın halâ tamamını istiyor; “görüşme” dediği tiyatroyu da bu amaca ulaşmak için sahneliyor da onun için..
“Tesadüfen” bir gün önce “Nicosia”ya akredite ABD Büyükeçlisi Urbancic, Washington’da Woodrow Wilson Merkezi adlı düşünce kuruluşunda “günün mâna ve ehemmiyetine binaen” şöyle bir konuşma yaptı..
1. “Kıbrıslı Türkler kendilerini Türk gibi hissetmiyorlar”.2. “Yeniden birleşmiş Kıbrıs’ın ilk ABD Büyükelçisi olmak istiyorum”.
Diyelim ki “rüya”nın ilk aşaması gerçekleşti ve Kıbrıs senin zamanında “birleşiverdi”..
O “kendilerini Türk gibi hissetmeyen Türklerin” arasına hangi yüzle ve nasıl gidip görüşeceksin?
Woodrow Wilson’dan dönünce Nicosia’ya, Lefkoşa’ya geçip hangi yüzle “nezaket ziyaretleri” yapacaksın?
Kimlerle görüşeceksin?
KKTC’de bu saatten sonra hiçbir resmi makamın, senin yüzüne bakmaması gerektiğini düşünmüyor musun?
“Eski İstanbul Başkonsolosu” Urbancic’in “Türk ve Türkiye” uzmanı olduğu anlaşılıyor..
Bu nasıl “uzmanlık”?
Soyadındaki “cic” ekine bakarsak, acaba Sırp asıllı Amerikalı mı? Türkiye uzmanlığı acaba atalarından, genlerinden mı geliyor?
Talât’ın, “KKTC’nin Son Cumhurbaşkanlığı” rüyası ile Urbancic’in “Birleşmiş Kıbrıs’ın ilk ABD Elçisi” hayallerindeki örtüşmeye dikkat çekerim.
Bölgemizde hissedilen “alçak basınç” ve “kordiplomatik açılım” bununla sınırlı değil..
İHA’nın haberine göre İsveç’in İstanbul Konsolosluğu’nun katkılarıyla Kürtçe’ye çevrilen 100 klasik eserden ilk 4 kitap, Diyarbakır’da düzenlenen kokteylle tanıtılmış.
Diyarbakır’da faaliyet gösteren Lis Yayınları, dünya edebiyatına mal olmuş 100 dev eseri Kürtçe’ye kazandırıyormuş. İsveç İstanbul Konsolosluğu’nun desteği ile yayına hazırlanan Nobel edebiyat ödüllü Harry Martinson’un Kulilkvedena Gezgezke (Isırganın Çiçeğe Durması), Selma Lagerlöf’ün Şahinşahe Portekize (Portekiz İmparatoru), Asa Lind’in Gureqüm (Kumkurdu) adlı çocuk kitabı ile Jı Vıttulaye Muzika Popular (Vittula’dan Popüler Müzik) adlı kitap, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, İsveç’in İstanbul Konsolosu bayan Annika Svahnström ve Kürt yazarların katıldığı kokteylle tanıtılmış.
Kokteyle katılan İsveç’in İstanbul Konsolosu “yıkık mihraplı” Annika Svahnström, “Bu proje aslında Lis Yayınevi genel yayın yönetmenine ait ve projenin başlatılması fikri onlardan geldi. İlk olarak İsveç edebiyatından Nobel ödülü almış 2 yazar olmak üzere 4 eserle başlandı. Bu proje sonrasında da Diyarbakır’la İsveç arasında bir köprü kurulacak ve Kürtçe konuşan halk toplumu dünya klasiklerine ulaşmaya sahip olacaktır. 8 ay önce başladı bu projemiz. Edebiyat alanında son 5 yıldır özellikle Kürt edebiyatı ile ilgili açılımları destekledik. Biz günlük politikalara göre hareket etmiyoruz, zaten uzun süren bir desteğimiz var. Sadece Kürtlerle ilgili değil, örneğin Süryaniler ile ilgilide bir akademik çalışma yapıldı, onlar için yapılan çalışma Kürt kültürüne yapılan çeviri çalışması gibi değildi” demiş ve eklemiş “Bugün biraz duygusal olacağım, çünkü bugün görevimin en son günü. Yarın emekli olacağım. İlk olarak tebrik ederim, kitaplar umduğumdan daha güzel oldu. Üstelik en sevdiğim yazarları seçtiniz. Türkiye’de 8 sene kaldım ve hayatımın en mutlu yıllarıydı, pek çok güzel projeyi beraber düzenledik ama en önemlisi dost olduk. Diyarbakır’a her zaman büyük bir sevinçle sık sık geldim. Büyük bir değişim gördüm, ilk gördüğümde Kürtçe yasaktı, şimdi ise her yerde konuşuluyor. Kürt edebiyatı yeni bir nefes aldı. Sizin büyük yazarlarınızı herkes tanıyor, bazıları Yaşar Kemal, Mehmet Uzun, Murat Mungan gibi, ben de okudum. Son yıllarda boş zamanlarımda Türkçe-İsveççe çeviriler yaptım, şimdi daha iyi bir şekilde devam edeceğim” diye konuşmuş.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise konuşmasını Kürtçe yapmış, işsiz kalmayacağını; Kürtçe’den Türkçeye çeviri yapacağını söylemiş..
Yabancı diplomatik misyon, Türkiye ve çevresinde “misyonunu” nedense hep Türkler aleyhine ve en ufak bir engelle karşılaşmadan yerine getiriyor.
Ya bizim diplomatlarınızın “misyon”ları nasıl gidiyor?
Türkiye’nin Gümülcine Konsolosu’nun lavaboya gitmesi bile polis takibinde.. İsveç’in İstanbul, ABD’nin Adana konsolosları ve konsolosluk görevlileri özellikle güneydoğuda cirit atarken Gümülcine Konsolosu’nun “Dağ Köyleri”ne gitmesinden rahatsızlık duyuluyor, engelleniyor.. Ama meselâ “Ova köyleri”ne gezi nisbeten “daha az polis nezaretinde” oluyor..
Siz başka herhangi bir mekânda da Türk diplomatlarının “rezidansları” dışına çıktıklarını hatırlıyor musunuz?
Biz bu kadar “hoşgörü”yü AB’ye gireceğiz diye gösteriyor ve her türlü tâvizi AB uğruna veriyoruz ya..
Dünün en “veciz” yazısı Birand’a aitti..
Yazının başlığı; “BU GÜN AB’YE İLK BAŞVURUNUN 50. YILI” idi.. (31 Temmuz 1959)
Sizi bilmem ama bence “YÜZYILIN KOMEDİSİ”..
Bugün 1 Ağustos ya, yine TMT ve Kıbrısla ilgili bitirelim..
KKTC’nin Ankara Büyükelçiliği, Kıbrıs Silahlı Kuvvetler Günü nedeniyle dün akşam Merkez Orduevi’nde resepsiyon vermiş. Resepsiyonda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Ecevit’in eşi Rahşan Ecevit’le uzun süre sohbet etmiş.. Ecevit’e, Kıbrıs Harekâtı sırasında kendisinin Genelkurmay Plan ve Harekât Dairesi’nde görevli kurmay yüzbaşı olduğunu anlatan Başbuğ, “Savaş gemilerimizin çıkartmaya başlamaları için harekâta başlama telsiz mesajını ben çektim” demiş.
İyi olmuş..
1 Ağustos 2009 kutlu olsun.. 01/08/09
57’İNCİ ALAY HER YERDE
HEPİMİZ 57’İNCİ ALAY’IN NEFERLERİYİZ
Hüseyin MÜMTAZ
mumtazbay@hotmail.com
Bir yanıt yazın