Nabucco’nun skandal içyüzü-Sizlerden yardım istiyorum!

Yiğit Bulut



Bu köşede daha önce bazı detaylarını yazdım ama elime yeni bilgi ve belgeler geçtikçe “daha da rahatsız oluyorum” ve inanamama katsayım artıyor. Lafı uzatmayacağım; aşağıda özet halinde yazacaklarımın bütün Türkiye’de yayılması için hatta bizi yönetenlere “her yerden mektuplarla, fakslarla, mesajlarla” yağmur olup yağması için sizlerden yardım istiyorum. Karar vericileri uyarmalıyız! Onların çok işi olabilir, algılamaları karıştırılmış-bozulmuş olabilir ama bizler, dışarıdan bakarken gördüklerimizi aktarmalıyız!

Sevgili dostlar, ana soru şu; bütün pisliği ve maddi yükünü çektiği ve bütün haklarını Avusturya’da bir şirkete devrettiği bu projeden Türkiye’nin kazancı ne?

Şimdi sizlerden “her yere yayın” diye rica ettiğim detaylara geçelim;

1- 6 milyar dolarlık bir proje olan Nabucco Projesi ile ilgili olarak, Avrupa ülkeleri tarafından hükümete ve bakanlığımıza “Karar mekanizmalarında yer almayacaksınız” yönünde bir baskı var!

2- Nabucco Projesi’nde, inşa edilecek münhasır boru hattının en büyük bölümün Türkiye’den geçecek olmasına rağmen, Avrupa ülkelerinden gelen bu baskın ın sebebi Türkiye’nin “düşünemez hale getirilip” ipin ucunu kaptırması!

3- Bu proje kapsamında en büyük yatırımı Botaş yapacak olup, yüzde 30 özkaynak, yüzde 70 kredi kullanacağı planlanmakta. Ancak 6 ortaktan oluşan Nabucco Projesi’nde her ülke tüm haklarını, Avusturya merkezinde kurulu Nabucco Gas Pipeline International GMBH’ye kayıtsız şartsız devretmeyi kabul etmiş durumda. Kabul edilen bu duruma göre Türkiye bu anlaşmadan dolayı bütün haklarını kaybedecek.

4- Nabucco Projesi’nde yer alan bu 6 ortağın, Nabucco Gas Pipeline International GMBH’ye ortaklık hissesinin ülke bazında ne olduğu bile belli değil!

5- Nabucco Gas Pipeline International GMBH’nin Avusturya’ya ödeyeceği vergilerden bu 6 ortak nasıl faydalanacak, bizi sırtımızdan kazanılan para Avusturya devletine vergi olacak!

6- Nabucco Gas Pipeline International GMBHi, ilgili ortaklara sadece taşıma tarifesinden iletim bedeli ödeyecek yani Türkiye “hava alacak.” Ana borunun geçeceği en önemli ortak Türkiye diğer 5 önemsiz ortak gibi değerlendiriliyor ve değerlendirilecek.

7- Nabucco Gas Pipeline International GMBH, boru hatlarındaki tasarruflarda tek yetkili olacak ve Türkiye’nin bu tasarruflarda ne kadar payı ve yetkisi olacak tamamen belirsiz!

8- Bu konuda, hükümetlerarası anlaşma imzalanmas , Avrupa ülkeleri tarafından ısrarla istenmekte olup, Türkiye’nin atacağı adımın ne olacağı konusunda ortada bir devlet politikası yok!

Sevgili dostlar, bu proje kapsamında en büyük yatırımı Botaş yapacak olup, yüzde 30 özkaynak, yüzde 70 kredi kullanacak. Ancak 6 ortaktan oluşan Nabucco Projesi’nde her ülke tüm haklarını, Avusturya merkezinde kurulu Nabucco Gas Pipeline International GMBH’ye kayıtsız şartsız devretmeyi kabul etmiş durumda. Böyle bir yapı içinde diğerlerine göre kat kat fazla yatırım yapacak Botaş ve binlerce kilometre toprağını kullandıracak Türkiye de maalesef “teslim olmuş” durumda!

Sonuç: Bu gerçekleri bütün Türkiye’ye anlatmama ve “bu haksızlıkların” yetkililer tarafından farkedilene kadar “mesaj, faks, mektup” olup yağmasına lütfen yardım edin! Sizin çocuklarınızın geleceğini çalmasınlar diye savaşıyorum, lütfen yardım edin!

999999999999999999999999999999999999999999999999999

FW: Nabucco’da yabancı güvenlikçi ihaneti ve Mehmet Altan’ın itirafıNabucco’da yabancı güvenlikçi ihaneti ve Mehmet Altan’ın itirafı

Nabucco’nun skandal içyüzünden yeni bir sayfa:
Boru bahane, ihanet şahane!!!
Hainler, AB’li paralı askerler gelecek, onları koruyacak diye şimdiden bayram ediyor!

  • ·       “Ergenekon” davalarının peş peşe açılmasından cesaret bulduklarını saklamayan 2. Cumhuriyetçi ve Türk Ordusu’na karşı asimetrik savaş yürütenler artık çok doğal bir şeymiş gibi sözde Nabucco boru hattının güvenliğini sağlamak üzere AB’li özel muhafızların geleceğini duyurarak vatanseverleri tehdit ediyorlar.
  • ·       Boru hattının AB’ye bağlı özel bir güvenlik şirketinin elemanlarınca korunacağı ve hattın Anadolu’dan boydan boya geçeceği arazinin Türkiye’nin egemenliği dışında “elçilik toprağı” sayılacağı geçen hafta Star gazetesince çok normalmiş gibi duyurulmuştu.
  • ·       Yalanlanmayan ve Gazetemizde skandal başlığıyla duyurduğumuz proje önceki gün yine Star gazetesinde bu kez Mehmet Altan tarafından ulusalcılara, Atatürkçülere, vatanseverlere gözdağı vermek üzere “Ergenekon’u Nabucco mu yakalattı?” başlıklı yazısına konu edildi.
  • ·       Mütareke yıllarının ünlü haini Ali Kemal’i aratmayacak bir şekilde yazan Mehmet Altan “Nabucco Pojesi’nde güvenliği AB sağlayacak, öncelikle bunu anımsatalım” dedikten sonra, olayı, “Ergenekon direnişçileri” diye yaftaladığı yurtseverlere bağlayarak “en büyük ve keskin karşıtlarından birinin de Nabucco olduğunu unutmasınlar” diye tehdit savurmaktan utanmadı!

BİZİM ANADOLU
Daha içinden geçeceği doğalgazın nereden, ne kadar alınacağı bile kesinleşmemişken, tam “alaturka” istim arkadan gelsin mantığıyla ve “alafranga” zihniyete yüzde yüz ters bir yaklaşım içinde altı AB üyesinin ABD’nin de bastırmasıyla Nabucco projesini neden alelacele imzaladıkları, yine onların borazanlığını yapan gazete ve yazarlarca açığa vuruluyor.
“Yandaş ve yalaka medya” diye tanımlanan ve Genelkurmay Başkanı tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı “asimetrik psikolojik savaş” yürüttükleri ısrarla vurgulanan gazeteler arasında, Nabucco’nun içyüzünü kamuoyuna alıştıra alıştıra yansıtmakla görevlendirilmiş olduğu anlaşılan Star gazetesinde 21 Temmuz 2009’da bu kez Mehmet Altan imzasıyla yayınlanan köşe yazısında, projenin henüz resmen açıklanmayan ancak yalanlanmayan gizli arka yüzü hakkında ek bilgi verildi.
Türk ordusuna ve Atatürkçülere saldırıda öndegidenlerden biri olan Mehmet Altan “darbeci” diye çoktan yargısız infaz ettiği ve yargıçlardan önce yargıya vardığı “Ergenekon” sanıklarını konu mankeni olarak kullanarak bütün vatansever kesimlere gözdağı verdi.
Sevr antlaşmasının dayatıldığı günlerde Mustafa Kemal ve arkadaşlarını “isyancı” (o zaman darbeci demiyorlardı) diye karalayan ve yabancı devletlerden yana yazılarıyla tanınan Ali Kemal ve benzerlerini hatırlatan bir role soyunan Mehmet Altan’ın yazısını aşağıya aynen aktarıyoruz:

Mehmet Altan’ın yazısı:
Ergenekon’u Nabucco mu yakalattı?

Haklarında ‘silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek’ suçundan dava açılan ve aralarında emekli orgeneraller Eruygur ile Tolon’un da bulunduğu 56 sanığın yargılanmasına dün başlandı.
Bu arada..
Gene bilindiği üzere ‘Ergenekon’ soruşturması kapsamında hazırlanan üçüncü iddianame de bitti ve Başsavcılık’a verildi. Ergenekon savcıları da tatile çıktı.
Yıllık izne çıkan Ergenekon savcılarını ‘sürekli’ izne göndermek isteyenlerin direnişi ise Ankara’da devam ediyor…
Bu direnişin, ‘darbeci askerleri’ sivil mahkemelerde yargılamanın önünü açan son yasa değişikliğiyle de hiç şüphesiz bire bir ilişkisi var.
Oyun artık açık oynanıyor…
‘Ergenekon direnişçileri’ isteklerini yekten ve yüksek sesle dillendiriyor:
‘Darbeci bile olsalar askerler sivil mahkemede yargılanmasın’…
‘Ergenekon Terör Örgütü Davası kapatılsın’…
‘JİTEM’in Güneydoğu’daki ölüm kuyuları araştırılmasın’…
Peki, geriye dönüş mümkün mü?
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Boru Hattı Anlaşması’nın 12’inci maddesinin 1’inci fıkrası ne diyordu?

‘Tüm proje boyunca devlet makamları tüm kişilerin güvenliğini sağlayacak, tesisler ve kişileri iç savaş sabotaj, abluka, ihtilal, ayaklanma, isyan, karışıklık, terörizm, adam kaçırma, ticari zorbalık, organize suç veya diğer tahripkár olaylardan kaynaklanan tüm zarar ve ziyana karşı koruyacaktır.’

Yani… 20. yüzyılın projesi olarak nitelendirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi’nde, projeyi tehdit edebilecek unsurlar arasında darbe ihtimali de risk olarak sayılmıştı. Türkiye, ‘ihtilal’ durumunda BTC için yüklü tazminat ödemek zorunda…

Rusya’nın Avrupa’daki gaz tekelinin kırılmasını sağlayacak olan Nabucco Projesi’nde durum nedir?
Türkiye’ye 5 milyar Euro’luk en büyük dış yatırım, 15 bin kişiye iş imkánı…
Ve ucuz doğalgaz tedariki sağlayacak olan Nabucco Projesi’nde güvenliği AB sağlayacak, öncelikle bunu anımsatalım…
Belli ki bu nedenle yıllardır ‘darbe’ riski yüzünden uluslararası piyasalarda risk pirimi ödeyen Türkiye, Nabucco’yla bu yüz kızartıcı riskten ve risk primi ödemekten azad edildi. AB ile müzakere ve sivilleşme yolunda atılan adımlar ‘darbe’ riskini Nabucco Projesi’nden çekip çıkarttı.

Nabucco ile AB’nin darbeyi risk primi dışına çıkarmasının Türkiye’nin demokrasisi açısından da bir dönüm noktası olduğuna dair yorumlar, Ergenekon süreciyle de kesişiyor…
ABD’yle Avrupa’nın kendi kamplarının enerji nakil hatlarının geçeceği bölgeleri ‘darbecilere’ ve ‘darbeciliğe’ bırakmayacağı çok açık…
Bakü-Tiflis-Ceyhan’dan Nabucco’ya değişen ne?

Ergenekon’un didik didik edilmesi… Ve buna karşı da ‘darbenin’ risk olmaktan çıkması.
Ankara’daki ‘Ergenekon direnişçileri’ bunları görmüyor mu ya da görüyor da ‘çaresiz’ oldukları için mi maskeleri fütursuzca atıyor, bilemiyorum…
Eğer farkında değillerse, dün gözüme çarpan şu yorumu da okumalarında fayda var:
‘Son yıllarda hem AB hem de ABD ile ilişkilerinde zor dönemler geçiren Türkiye’nin Rusya ile büyüyen ticaret hacmi ve iyi giden ikili ilişkileri Washington’da gözden kaçmıyor. Asıl merak konusu ise, gelişmekte olan bu Rusya-Türkiye ilişkisinin ticaret ve ekonomi dışında bir anlam taşıyıp taşımadığı.
…Washington’un Kafkaslar ve Karadeniz’de en son görmek istediği şey, Türkiye ile Rusya arasında işbirliğinin uzun dönemde Amerika’yı bölgeden dışlayacak bir ‘stratejik ortaklığa’ dönüşmesi. Zaten tam da bu nedenle Washington açısından Nabucco projesi son 10 yıldır gittikçe gelişen Rusya-Türkiye ilişkilerini bir nebze olsun dizginleme boyutu da taşıyor.
Tabii ki bu arada Amerika’nın gözünden kaçmayan başka bir unsur da, Türkiye’deki AB düşmanı iç dinamikler. Son yıllarda Ergenekon çerçevesinde örgütlenen ulusalcı ve Avrasyacı bazı eğilimler de dikkate alındığında Nabucco gibi bir projenin Türkiye’yi Batı’ya bağlama boyutu Washington için daha da önem kazanıyor.’
Ankara’daki ‘Ergenekon Direnişçileri’, en büyük ve keskin karşıtlarından birinin de Nabucco olduğunu unutmasınlar.

NAZIM GÜVENÇ’İN BİZİM ANADOLU GAZETESİNDEKİ YAZISI:

Yeni Sevr’i “Paranoya” diye inkârdan itirafa!

Türkiye’de vatanseverler / ulusalcılar / milliyetçiler / kemalistler / Atatürkçüler, solcular  ne derseniz deyin geniş bir kesim yıllardır, ülkemiz üzerinde Batı’nın özellikle SSCB’nin çöküşünden sonra iyice ivme kazanmış bir tempoda hainane emelleri olduğunu, Sevr antlaşması hedeflerinin yeniden batı’nın gündeminde olduğunu ileri sürdükçe, kendilerini İkinci Cumhuriyetçi / Fethullahçı / siyasal İslamcı vs. diye adlandıran ve tümü de 1923 Cumhuriyeti’ne karşı olan kesimler buna “paranoya” etiketini yapıştırırlar ve karşı çıkarlardı.

O süreçte pek çok vatansever de “faili meçhul” cinayetlerin kurbanı oldular – sırf bu gerçek açığa çıkmasın diye.

Bugün ise AKP yönetimi altında 2003’ten beri hükümet eden ve devletin her kademesini birer birer elegeçiren bu 1923 Cumhuriyeti düşmanları artık maskelerini atacak ve gerçek oyunu saklamaya yeltenmeyecek kadar kendilerini güçlü hissediyorlar Bir yandan “darbeci” diye yaftaladıkları kişileri konu mankeni olarak kullanarak sözde “zafer”lerinin aslında daha çok erken keyfini çıkartırlarken, diğer yandan da henüz “dışarıda” olan tüm vatanseverlere de gözdağı vermekten geri durmuyorlar.

Ama bunu yaparken zafer sarhoşluğu içinde kendilerini ve daha doğrusu bugüne dek “paranoya” diye niteleyerek saklamak istedikleri hain planı ele veriyorlar! Farkındalar mı bilmiyorum ama Mehmet Altan bu yazısıyla, aslında, ulusalcıların iddialarının bir “paranoya” (saçma ve abartılı korku) olmadığını itiraf etmiş oldu. Dahası, nabucco Projesi’nin kime hizmet edeceğini ve kimlere karşı olduğunu da ele vermiş oldu.

Elbette “vatanseverlere” / “Türkiye’nin kurşun atılmadan fiilen işgaline direnenlere” demiyor, “Ergenekon direnişçiler”i, “darbeciler” diyor (tıpkı Mustafa Kemal ve arkadaşlarına da “eşkıya” / “isyankâr” dedikleri gibi) ama Proje’de asıl hedefin Türk Ordusunu resmen ve fiilen etkisiz bıraktıktan sonra içerden olası bir sivil / silahlı direnişi de bastırmak üzere, bölücülere destek vermek üzere, arkadan vurmak üzere ülkemizin bir baştan bir başa bağrına “silahlı yabancı korumalar” konuşlandırmak olduğunu da itiraf etmiş oluyor veya sarhoşlukla ağzından kaçırmış

Çook güzel. Biz yazınca inkâr ediyorlar. Ne güzel, şimdi kendi ağızlarıyla itiraf ettiler. Onun için yan sütunlarda bu zatın yazısını aynen yayınladık. Bundan sonra “paranoya” diye geçiştirmeye kalkışmak çok daha zor.

Nabucco Projesi’nin Yeni Sevr planının çok önemli bir ayağı olduğu da böylece anlaşıldı. Bu olay, Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin yabancılara kiralanmasından da çok daha ağır bir suç ve vahim bir ihanettir. Türkiye’yi ortasından ikiye ayırmaktır. Boru hattının her iki yanından 50 – 100 metre genişliğinde bir alanı devletin hükümranlığı dışına çıkartmak ve burayı yabancı silahlı güçlerin eline teslim etmek  Bunun ne demek olduğunu söylememize gerek yok

Şu  kadarını söyleyelim: “Geldikleri gibi gidecekler” demiyoruz. “Hiç gelemeyecekler ve onların işbirlikçileri de kaçamayacaklar” diyoruz.


NAZIM GÜVENÇ

Bizim Anadolu, 17 Temmuz’da duyurmuştu:
Anımsanacağı üzere, Bizim Anadolu gazetesi, bu konuyu ilk kez 17 Temmuzda kamuoyunun bilgisine taşımıştı:

Göklere çıkartılan projenin arka yüzü anlaşıldı:
Nabucco’yla Türkiye’nin güvenliğine boru döşeyecekler!

  • ·                 Suriye sınırı boyunca mayınlı arazinin yabancılara devri projesinden sonra hükümet şimdi de Anadolu’nun boydan boya bağrından geçecek boru hattının güvenliğini yabancı şirketlere devretmeye hazırlanıyor.
  • ·                 Nabucco’da boru hattının güvenliği ile ilgili “skandal” niteliğinde bir karar alındığı ortaya çıktı. Hattın güvenliğini AB’nin oluşturacağı özel bir güvenlik birimi sağlayacak. Hattın geçtiği güzergâh “büyükelçilik toprağı” gibi olacak.
  • ·                 Projeye göre, ev sahibi ülke sıfatıyla Türkiye hattın güvenliğinden sorumlu yabancı güvenlik birimlerine silah kullanma ve savunma yetkisi verecek. Güya PKK’ya karşı, ama PKK destekçisi AB ülkelerinin silahlı adamları “güvenliği sağlayacak”!
  • ·                 Jandarmanın iç güvenlikten çekilmesi; sınırların özel polis gücüne devri projeleri ve TSK’nın sindirilmesi, etkisizleştirilmesi tertiplerinin yanında ve mayınlı arazilerin 49 yıllığına yabancılara kiralanmasıyla birlikte değerlendirildiğinde Anadolu’nun işgalinin taşları döşeniyor!

BİZİM ANADOLU
“Asrın anlaşması”, “yüzyılın projesi” vb şişirme laflarıyla pazarlanan iğreti Nabucco projesinin başı sonu belli olmayan bir proje olmasından daha tehlikeli maddeler içerdiği öğrenildi. Hükümete yakın Star gazetesi’nin Ankara muhabiri Hüseyin Özay imzasıyla 15 Temmuzda yayınlanan haberde aslında büyük bir skandal özelliği taşıyan bilgiler sanki çok doğalmış gibi sunuldu!
İşte o haber:

Nabucco’ya özel ordu!
Asrın projesi Nabucco’da hattın güvenliği ile ilgili tarihi bir karar alındığı ortaya çıktı. Boru hattının güvenliğini AB’nin oluşturacağı özel güvenlik birimi sağlayacak.

“21. yüzyılın projesi olarak nitelendirilen Nabucco Projesi’nde, projenin güvenliği ile ilgili tarihi bir karar alındığı ortaya çıktı. Tarihi karar projenin güvenlik maddesinde gerçekleştirildi. AB, proje kapsamında inşa edilecek olan boru hattının güvenliğini, hattın geçeceği ülkelerdeki ‘güvenlik güçlerine’ bırakmama kararı aldı. Buna göre, Nabucco Projesi’nin boru hatlarının güvenliği AB’nin oluşturacağı özel bir güvenlik birimi tarafından sağlanacak. Halen, Türkiye’de tüm boru hatlarının güvenliği, jandarma tarafından sağlanıyor. Star’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynaklarından edindiği bilgiye göre, projenin güvenlik maddeleri, hükümetlerarası anlaşmanın ardından imzalanacak olan ‘ev sahibi ülke’ anlaşmasında yer alacak. Söz konusu anlaşmanın da taslağı hazırlandı. Taslağın hazırlanması sırasında, boru hatlarının güvenliğinin ülkelerde kim tarafından sağlanacağı AB ile ev sahibi ülkeler arasında tartışma konusu oldu.
EV SAHİBİ ÜLKE ANLAŞMASI
Projenin sahibi konumundaki AB, boru hattının güvenliğinin, ülkelerin askerleri tarafından sağlanmasına karşı çıktı. AB, boru hattının güvenliğinin, kendi bünyesinde oluşturulacak olan özel bir güvenlik birimi tarafından sağlanmasını talep etti. AB’nin, konuyla ilgili ısrarcı talebi üzerine, ev sahibi ülke anlaşmasında yer alacak olan güvenlik maddesi, AB’nin talebi doğrultusunda hazırlandı. Ev sahibi ülke anlaşması, boru hattının geçeceği ülkelerin yetkili makamlarına sunuldu. Eğer, söz konusu ülkeler tarafından da ev sahibi ülke anlaşması onaylanırsa, hattın tüm güvenlik hizmetleri AB’nin sorumluğu altında olacak. AB’nin Nabucco güvenliğini, özel bir birim tarafından sağlanmasına ilişkin talebinde, Rusya’nın geçtiğimiz yıl Gürcistan’a yönelik operasyonu sırasında yaşanan sıkıntıların etkili olduğu belirtildi.

Tazminat yükümlülüğümüz yok
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kaynakları, AB özel güvenlik birimine olumlu bakıyor. BTC Boru Hattı’nda güvenliğinin Türkiye tarafından sağlandığına dikkat çeken Bakanlık yetkilileri ‘Ancak hatta yönelik yapılacak her saldırının bir tazminat yükümlülüğü var. AB’nin talep ettiği düzenlemede ise tazminat yükümlülüğü olmayacak’ dedi.

PKK sabotaj yaparsa AB’ye saldırı sayılacak
AB boru hattının özel bir güvenlik birimi tarafından sağlanması, Türkiye açısından da bir ilk olacak. Halen BTC, Şahdeniz, başta olmak üzere Türkiye topraklarında inşa edilen tüm petrol ve doğalgaz boru hatlarının güvenliği jandarma ve Botaş’ın özel güvenlik elemanları tarafından sağlanıyor. AB’nin, Türkiye topraklarından geçecek olan boru hattını, bölücü terör örgütü PKK’nın saldırmasından endişe ettiği öğrenildi. Hattın güvenliğinin AB tarafından sağlanması halinde, boru hattına yapılan her türlü saldırı AB’ye yönelik saldırı olarak değerlendirilecek. Öte yandan, Avrupa Birliği kapsamında Türkiye’de sınır polisi uygulamasına geçilmesi gerekiyor. Türkiye’de halen sınırları asker korurken Nabucco çerçevesinde yapılacak düzenleme bunun ilk adımını oluşturacak.”



Sevgili dostlar, ana soru şu; bütün pisliği ve maddi yükünü çektiği ve bütün haklarını Avusturya'da bir şirkete devrettiği bu projeden Türkiye'nin kazancı ne? - yigit bulut1

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir