TURKISH FORUMDAN DUN SAYIN DEVLET BAKANI EGEMEN BAGIS’A ILETILEN SUAL LINKDE:
BAĞIŞTAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR |
Wednesday, 22 July 2009 07:58 |
TÜRKİYE BÖLÜNÜR MÜ’YE YANIT VERDİ
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) sürecinden geçen hiçbir ülkenin zayıflamadığını ve bölünmediğini ifade etti… Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) sürecinden geçen hiçbir ülkenin zayıflamadığını ve bölünmediğini, tam aksine hem ekonomisinin hem demokrasisinin hem de insan haklarının güçlendiğini söyledi. Beşiktaş Kaymakamı Sadettin Yücel’i, AK Parti Beşiktaş İlçe Başkanı İbrahim Yıldırım ile birlikte ziyaret eden Bağış, İstanbul milletvekili ve partisinin görevlendirmesi kapsamında da Beşiktaş sorumlusu olduğunu hatırlattı.Bu nedenle Beşiktaş’ın sorunlarına özellikle eğildiğini dile getiren Bağış, yaz döneminde de seçim bölgesindeki konuları, sorunları yerinde gözlemlemek adına bazı nezaket ziyaretlerinde bulunduğunu söyledi. |
Bağış, bu çalışmaların yerel siyaset adına önemli olduğunu vurgulayarak, ”Üstlendiğim Avrupa Birliği müzakereleri kapsamında, Beşiktaş’ın ayrı bir yeri var. Beşiktaş, Türkiye’nin Avrupa’ya en yakın noktası. Avrupa’nın başlama noktası. Avrupa tarihinde, bu toprakların çok önemi var. Ben Beşiktaşsız ve İstanbulsuz bir AB düşünemiyorum” diye konuştu.
”TÜRKİYE’NİN YARGI KONUSUNDA REFORMA İHTİYACI VAR”
Daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bağış, bir gazetecinin hakim, savcı atamalarına ilişkin kararnameyle ilgili sürecin devam ettiğini hatırlatması üzerine, şunları söyledi:
”Bu konu, Adalet Bakanlığımızın konusu. Türkiye’nin zaten sorunlarından biri, herkesin her konuda konuşması. Ben AB boyutunda olaya yaklaşabilirim. AB, Türkiye’de daha geniş kapsamlı bir yargı reformunun gerekli olduğunu çeşitli vesilelerle dile getiriyor. AB’nin ilerleme raporlarında da bu konu gündeme geliyor. Türkiye’nin bir yargı reformuna ihtiyacı olduğu kesin. Bugün Türkiye’de iki taraf arasındaki kontratın geçerli olup olmadığını mahkemelerin belirlemesi bile 2 yılı aşkın bir süre alıyor. Türkiye’nin gerçekten yargı konusunda bir reforma ihtiyacı var.
Bu konuda, Adalet Bakanlığımızın başkanlığında, adalet mekanizmamızı oluşturan kurumların eş güdümüyle bir taslak çalışma yapıldığını biliyorum. En son Hatay’da gerçekleştirdiğimiz reform izleme grubunda, Adalet Bakanlığımız bu konuda bizlere çalışmalar hakkında bilgi verdi. Sanıyorum ki bir sonraki Bakanlar Kurulu toplantısında da çalışmalarını getireceklerdir. AB standartlarında yargıya kavuşmamız için de yapmayı planladıkları çalışmayı bizlerle paylaşacaklardır. Önemli olan Türkiye’nin huzurudur, önemli olan ülkemizin hak ettiği çağda medeniyetler seviyesi üzerine çıkma idealidir. Bu süreçte hepimize düşen görevler vardır.”
”TÜRKİYE 50 YIL ÖNCEKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR”
Bağış, bir gazetecinin ”Batının, AB sürecinde Türkiye’nin artık bir darbeler ülkesi olmama yolunda çok ciddi adımlar attığının altını çizdiğini görüyoruz. Siz batının bu konu üzerindeki hassasiyetini nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi.
”Türkiye, batı için de doğu için de çok önemli bir ülkedir. Bu nedenle Türkiye sadece batı tarafından değil, bütün dünya ülkeleri tarafından takip edilmektedir. Eğer Türkiye 47 yıllık bir aradan sonra oy kullanan 191 ülkenin 152’sinin oyuyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine seçilmişse, eğer Türkiye Medeniyetler İttifakına eş başkanlık yaparken, İslam Konferansı Örgütünün Genel Sekreterliğini üstlenirken, AB müzakerelerini 45 yıl bekledikten sonra başlatmış bir ülkeyse demek ki Türkiye küresel bir oyuncudur. Türkiye, dünyada önemli bir aktördür. Eğer biz Rusya ile Gürcistan arasında arabuluculuk yaparken, Afganistan ile Pakistan arasında da arabuluculuk yapabiliyorsak, Güvenlik Konseyinde dünyanın kanayan yaralarına merhem olabiliyorsak, Türkiye artık birtakım standartları aşmıştır.”
Bağış, bugün dünya ekonomisini yönlendiren G-20 içinde yer alan Türkiye’nin dünyanın 17, Avrupa’nın 6. en büyük ekonomisi olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin en büyük sermayesinin gençler olduğunu belirten Bağış, şöyle devam etti:
”Türkiye, Avrupa’nın 4. en büyük iş gücüne sahip ülkesi. Bu bizim uzun vadede çok güçlü bir potansiyelimizin olduğunu ortaya koymaktadır. Tabii ki bütün dünya Türkiye’nin bu sürecini takip etmektedir. Türkiye’de demokratikleşme adına da çok önemli adımlar atılmıştır. Türkiye artık, 50 yıl öncesi gibi askeri darbeler sonrası başbakanların idam edildiği bir ülke değildir.
Darbe kelimesinin kötü bir kelime olduğunun tescil edildiği, insanlar tarafından artık o günlere hiçbir şekilde dönülmek istenmediğinin vurgulandığı ülkedir. 30 yıl önceki gibi dünya klasikleri arasında yer alan Kafka’nın Dostoyevski’nin kitaplarının toplatıldığı, yakıldığı bir ülke değildir. Türkiye demokratik standartları yakalamış bir ülkedir. 10 yıl önceki gibi en büyük ilimizin belediye başkanının ders kitaplarındaki bir şiiri okuduğu için hapsedildiği ülke değildir.”
Herkesin ortak paydası olan Türkiye’yi yükseltmek adına, ortak çabalar sarf edilen bir sürecin yaşandığını belirten Bağış, ”Bu süreçte AB’nin de önemli katkıları vardır. AB sürecinden geçen hiçbir ülke zayıflamamıştır, bölünmemiştir, tam aksine hem ekonomisi, hem demokrasisi, hem de insan hakları güçlenmiştir. Türkiye bu süreci yaşamaktadır” dedi.
SEÇİM SONUÇLARI
AK Parti’nin 2002 seçimlerinde Türkiye genelinde yüzde 35, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 25, 2007 seçimlerinde Türkiye genelinde yüzde 47, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 60’a yakın oy aldığını belirten Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Burada asıl başarı, yüzde 35’ten 47’ye çıkan oy oranından çok, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çoğunluğunu Kürt asıllı vatandaşların oluşturduğu bölgede, yüzde 25’ten yüzde 58’lere kadar çıkan oyun, vatandaşın artık devletiyle olan sorunlarını yavaş yavaş geride bıraktığının göstergesidir. Çünkü vatandaş artık kendisinin derdiyle dertlenen bir devlet olduğunu görmeye başladı. Onun etnik kimliğini istismar edenlere değil, köyüne yol götürenle, su götürenlere, onun çocuğunun eğitim ihtiyacını giderenlere, ona hastane inşa edenlere kıymet vermektedir.”
HEYBELİADA RUHBAN OKULU’NUN AÇILMASI
Bağış, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına yönelik konuyu hukukçuların incelediğini belirterek, ”Bu bizim kendi iç meselemizdir. Kendi vatandaşlarımızın etnik veya dini tercihleri ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti’nin her vatandaşının sorunu bizim sorunumuzdur. O sorunu aşmak için kendi Anayasamız ve kanunlarımız çerçevesindeki çözüm imkanlarını araştırırız” dedi.
NABUCCO PROJESİ
Bir gazetecinin ”Avrupa’yı ve Ortadoğu’yu bağlayan önemli bir proje Türkiye’den geçiyor. Nabucco’nun AB sürecinde Türkiye açısından nasıl bir tarihsel rolü olacak?” şeklindeki sorusu üzerine şunları kaydetti:
”Nabucco, Türkiye’nin AB’nin sorunlarına çözüm getiren bir ülke olduğunu ortaya koyan örneklerden bir tanesidir. Bugün Avrupa’nın başta gelen sorunlarından bir tanesi enerji krizidir. Nabucco da bu enerji krizini aşma adına çok önemli bir adımdır. Sadece bir boru hattı projesi değildir, bir istikrar, bir barış projesidir. 5 bin kilometrelik boru hattının 3 bin kilometresi Türkiye’den geçmektedir. Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı enerji kaynaklarıyla enerji ihtiyaçlarının olduğu bölgeler arasındaki konumundan dolayı birçok konuda olduğu gibi enerji konusunda da Avrupa için çok önemli bir konumda olduğunu ortaya koymaktadır. Bugün Avrupa’nın başta gelen bütün sorunlarının bir listesini çıkarsanız, yüzde 80’i Türkiye’nin entegrasyonuyla ortadan kalkacak sorunlardır.”
Bakü-Tiflis-Ceyhan’da edinilen tecrübelerin Nabucco’da da ortaya konulacağını ifade eden Bağış, ”Belki 10 yıl sonra birkaç Nabucco’ya daha ihtiyaç olacaktır” dedi.
Ziyaret sonunda Kaymakam Yücel, Bakan Bağış’a seramik tabak hediye etti. Bakan Bağış da Yücel’e çini kase sundu.