ABD Kongre Merkezi’nde kurulan Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti, Çin’de ve Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere yönelik uygulanan devlet terörünü şiddetle kınamakta ve etnik katliama dönüşen devlet terörünün son bulmasını hür dünyadan ve Pekin yönetiminden talep etmektedir.
26 Haziran 2009 tarihinde bir fabrikada zorunlu köle olarak çalıştırılan Doğu Türkistanlı genç kız ve erkeklerle Çinli işçiler arasında başlayan tartışma, Çinli işçilerin Uygur kızlarına sarkıntılıklarını devam ettirmeleri neticesinde çıkan olaylar, 200 kadar Çinlinin sopa ve demir çubuklarla gece yarısı Uygur gençlere saldırmaları üzerine katliama dönüşmüştür.
Oyuncak Fabrikası’nda meydana gelen ve sabaha kadar süren bu katliama güvenlik güçlerinin müdahalede bulunmayarak seyirci kalmaları, faillerin tutuklanmaması aradan geçen bir haftalık süre içinde hiçbir adli soruşturmanın yapılmamış olması, aksine mağdur ve mazlum Doğu Türkistan gençlerinin abluka altında gözetime tabi tutulması, ölen (şehit düşen) ve yaralananların doğu Türkistan’daki yakınlarını ve Doğu Türkistan halkını galeyana sevk etmiştir.
Demokratik tepkilerini ortaya koymak, katliamı gerçekleştirenlerin cezalandırılmasını talep etmek üzere 5 Haziran 2009 günü Doğu Türkistan’ın (Şincan Uygur Özerk Bölgesi) başkenti Urumçi’de düzenlenen masum protesto yürüyüşü Çin Güvenlik Güçleri tarafından kanlı bir şekilde bastırılmış ve kamuoyunun bilgisi dahilinde cereyan eden katliam gerçekleştirilmiş olup, zırhlı araçlarla göstericiler dağıtılmış, çiğnenmiş ve akabinde hedef gözetmeksizin açılan ateş sonucu ilk etapta 200 genç katledilmiştir. Yaklaşık 1000 kişi yaralanmış olup, bunun büyük kısmı kritik yaralı olarak hastanelere sevk edilmişlerdir. Ne var ki hastanelerde Çinli doktorların tedavi etmemesi veya yavaşlatması sebebiyle kritik yaralı olduğu söylenen gençlerin büyük kısmının bakımsızlıktan öldükleri ve cesetlerinin de sokaklara rastgele atıldıkları gelen haberler arasındadır.
Nitekim 6 Haziran günü gecesi, görgü tanıklarının ifadelerine göre sokak köşelerinden 100’ün üzerinde ceset toplandığı bilinmektedir. Ölü sayısının 200’ün çok üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Ağır yaralı olarak sokak köşelerinde inleyen ve yardım talep eden gençlerimizin hastanelere götürülmeyip, bulundukları yerlerde darp edilerek öldürüldükleri veya ölmeye terk ettikleri öğrenilmiştir.
7 Haziran 2009 sabahı itibariyle aldığımız haberlere göre Urumçi’de ve Doğu Türkistan genelinde Gulca, Kaşgar, Hoten şehirlerinde hayat durmuştur. Bölgenin dış dünya ile iletişimi çoğu zaman engellenmektedir. Kontrollü iletişime izin verilmektedir. Dolayısıyla sağlıklı bilgi alınamamakla birlikte özellikle Urumçi’de adeta “insan avı” başlatılmıştır. Yaşları 12 ila 30 yaş arasındaki Uygur, Kazak, Kırgız, Özbeklerden oluşan Doğu Türkistan gençleri potansiyel suçlu olarak evlerinden alınarak gözaltına alınmaktadır.
7 Haziran günü saat 10.35’de aldığımız haberlere göre, çeşitli mahallelerden toplanan gençlerin, kamyonlarla Urumçi’nin Yu en leung denilen semtinin yakınında, Seymaçen mahallesinin arka tarafında yer alan Hipodrom sahasına getirildikleri, gençlerin burada çırılçıplak soyuldukları, Çinli asker ve polisler tarafından sopalarla, cop ve demir çubuklarla darp edilerek insanlık dışı işkenceye tabi tutuldukları öğrenilmiştir. Doğu Türkistanlılara ait iş yerleri yağma edilmektedir. Olaylar çığrından çıkmış, kontrol edilemez noktaya ulaşmıştır. Adeta etnik bir soykırım uygulanmaktadır. Abartısız ifade etmek gerekirse bir nesil yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; Uygur’uyla, Kazak’ıyla, Kırgız ’ıyla, Özbek’iyle bir bütün olarak ayakta kalma mücadelesi veren Doğu Türkistan gençlerinin hak arayışlarının aşırı güç kullanarak şiddetle bastırılmasını protesto etmektedir..
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; katliam boyutuna ulaştığı anlaşılan ve Hitlervari, Mussoloni benzeri devlet terörünün durdurulması konusunda başta Pekin Hükümeti olmak üzere hür dünya ülkelerini, Birleşmiş Milletleri, Avrupa Parlamentosu’nu, AGİT’i, İslam Konferansı Örgütü’nü hatta Şanghay İşbirliği Örgütü’nü girişimde bulunmaya davet etmektedir.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; özellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin olaylara müdahil olmasını talep etmektedir. Halkımızın da beklentisi bu yöndedir. Filistin’in, Gazze’nin haklı davasına gösterilen “resmi hassasiyetin” Doğu Türkistan için de gösterilmesi durumunda, olayların daha da üzücü boyutlara ulaşmasını önleyeceği kanaatimiz vardır.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; bu kanaatten yola çıkarak Pekin yönetimini daha itidalli olmaya, demokratik hak arayışlarına saygılı olmaya, Doğu Türkistan (Şincan Uygur Özerk Bölgesi)’daki yerel askeri güçlerin aşırı ve kontrolsüz güç kullanmalarına engel olmaya davet etmektedir.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; Doğu Türkistan sorununun tehlikeli bir aşamaya geldiğini ve Çin Hükümeti’nin de bölge halkının endişelerini azaltmak için girişimde bulunulması gerektiğinden hareketle; 26 Haziran Guandoung’daki ve 5 Haziran’da Urumçi’deki olaylarda göz altına alınan, tutuklanan Doğu Türkistan gençlerinin şartsız serbest bırakılmaları talep etmekte ve Guandoung’da olayların başlamasına sebep olanların ve katliama seyirci kalan yöneticilerin tutuklanmaları halinde bölgedeki hadiselerin yatışacağı kanaatini hür dünya kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti; bölgesel barış ortamını tehdit eden olayların durdurulması noktasında her türlü girişimde ve özveride bulunmaya açık olduğunu, gerekirse olayların büyümeden yatıştırılması amacıyla Ankara ’nın veya BM ve Pekin’in güvencesinde bölgeye gidilebileceğini beyan etmektedir.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti bu vesile ile tüm dünyaya ilan etmekteyiz ki, biz kendi topraklarımızda özgür ve bağımsız yaşamanı ötesinde öncelikle BARIŞ İÇİNDE VE İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ… Kendi milli ve dini kimliğimizi koruyarak, kendi kültürümüzü yaşamak istiyoruz… İnsanca yaşama ortamının sağlanması konusunda “ Ankara ”nın bütün uluslar arası mekanizmaları harekete geçirecek şekilde girişimde bulunması hem dini bir vecibedir hem de vicdani, milli ve insani bir borçtur…
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak, Bölgenin stratejik önemine ve yaşanan sorunlara vakıf olduklarını bildiğimiz sayın Cumhurbaşkanımızın, sayın Başbakanımızın Urumçi’den, Kaşgar’dan yükselen imdat çağrısına kulak vereceklerine, dertlerine derman olacaklarına inanıyor ve halkımızın bu haklı beklentisini kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti olarak Doğu Türkistan Milli Merkezi, Doğu Türkistan Vakfı, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği, Doğu Türkistan Dayanışma Derneği, Türkmeneli İnsan Hakları Derneği, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu , Aydınlar Ocağı, Yesevi Vakfı, İHA, İHH gibi sivil toplum örgütlerinin, partilerimizin desteğinden dolayı minnet ve şükranlarımızı sunmak istiyoruz.
İSMAİL CENGİZ
Doğu Türkistan Sürgün Hükümeti Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Doğu Türkistan Milli Merkezi Gen Sekreterliği / Doğu Türkistan Dayanışma Göçmenler Derneği /Doğu Türkistan Dayanışma Derneği / Türkmeneli İnsan Hakları Derneği / Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu
International Turkish Society Federation/Uluslararasi Turk Topluluklari Federasyonu
Bir yanıt yazın