SİLAHSIZ ÇÖZÜMÜN ANAHTARI!..
“PKK’nın Vadelere Bölünmemiş, Kayıtsız Şartsız Bir Ateşkes İlan Etmesi ve Bunu Samimi Olarak Yerine Getirmesi!..
Barıştan, silahsız çözümden söz edildiği bir dönemde, PKK’nın mayın döşemeye devam etmesi ve geçtiğimiz hafta yedi askerin daha şehit düşmesi elbette şiddetle kınanacaktır.
Bu böyle gitmez, gidemez. Eğer silahsız çözüm diyorsanız, barışı gerçekten savunuyorsanız, o zaman parmağınızı biran önce ve süresiz tetikten çekeceksiniz. Dağlardaki silahlı adamlarını Türkiye sınırları dışına çekip, silahları bir daha almamak için toprağa gömeceksiniz. Bunu başka yolu yok.
PKK’nın şunu çok iyi hesap ettiği kanaatindeyim; silahlı mücadeleyle ulaşabileceği azami noktaya bugün gelmiştir, bundan öte silahla yapacağı bir şey yoktur. İnandırıcı olabilmenin, barış yolculuğunu başlatabilmenin yolu, yineliyorum, “silahları ön koşulsuz biran önce susturmak”tan geçiyor.
Bu açıdan PKK’nın 1 Haziran’da süresi dolan “tek taraflı ateşkes”i 15 Temmuz’a kadar uzatması, bu tarihten sonra da Eylül ayı başına kadar uzatma ihtimalinin gündemde bulunması olumlu bir gelişmedir ama… “Ama”sı vardır ve şudur: PKK, eğer ateşkes konusunda hakikaten kararlıysa, o zaman Türk Silahlı Kuvvetleri’yle temastan kaçınacak yerlere, daha doğrusu dağlardaki silahlı adamlarını Türkiye sınırları dışına çekmelidir. Öncelikli adım budur.
PKK, bu adımı atabilecek mi? PKK’nın ateşkesi vadelere bağlaması kesinlikle yanlıştır.
Barış ve silahsız çözüm beklentilerinin yükseldiği bir dönemden geçiyoruz. Yeni bir süreç kapıda! İmralı’da da, Kandil’de de, Güneydoğu’da da, bu iş artık böyle gitmez, barış zamanı gelmiş durumda, silahlar artık sussun havası gitgide ağır basmaya başladı.
Onun için yeni bir süreç açılabilir. Bir siyasi liderin şu sözlerinin altını bir kere de ben çizmek istiyorum: “Bazı taleplerimi hukuk ve demokrasi içinde dile getireceğim, savunacağım, taleplerimi terör yaptırımıyla takip etmeyeceğim denilmeli. PKK’nın dağdan ineceği, bir daha silaha başvurmayacağı netlik kazansın, bu durum ortaya çıksın, işte o zaman her şey daha rahat konuşulabilir ve tartışılabilir. Ancak o zaman Türkiye’de acı bir dönemin kapanması için hepimiz üzerimize düşeni ve gerekli işbirliğini yapabiliriz.”
Öte yandan, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün geçtiğimiz hafta altı askerin şehit olması üzerine yaptığı ve şehit ailelerine başsağlığı dileyen açıklamasını gerçekten önemsiyorum. Çünkü, PKK’ya da açık ve net bir eleştiri var Ahmet Türk’ün bu çağrısında… Ahmet Türk şöyle diyor: “Silahsız çözüm isteyen elini tetikten çeksin. Açık dille ifade ediyoruz. Bu saatten sonra her kim ki demokratik bir çözümden yana ise ve her kim ki, silahsız bir çözüm arzuluyorsa, elini mutlaka tetikten çekmelidir. Siyasetin önünü açabilmenin olmazsa olmaz koşulu silahlı eylemlerin durmasıdır.”
Fiili bir ateşkes sürecinde silahların susmasıyla birlikte, yeni bir süreç açılabilir ve bu süreçte diyalog mekanizmaları da devreye sokulabilir. Her an bir “meşru müdafaa” ya da “zorunlu çatışma” ya da “misilleme” eylemine imkân verecek karşılaşmaların yaşanmasını mutlaka önlemek gerekiyor. PKK eğer “ateşkes ve eylemsizlik” kararında samimiyse, Türk askeriyle temasa gelmeyecek yerlere çekilebileceğini göstermelidir.
Son sözüm İmralı Cezaevi’nden örgütü yönlendirmeye çalışan Abdullah Öcalan’a: Abdullah Öcalan, Ahmet Türk’ün çağrısını yinelemeli; örgüte “elini tetikten çek” demeli ve ellerin tetiğe gitmemesini garantileyecek kuvvet kaydırmaları için talimat vermelidir…
Unutmayınız ki, bu ülkede terör nedeniyle yaşanan acılar çok, ama çok büyük ve de çok taze!.. Çok konuşarak, tartışarak sorunlar çözülmez, aksine içinden çıkılmaz bir durum alabilir. Karayılan, bir yandan “silahlar sussun” diye tekrarlayıp, diğer yandan da “her türlü savaş durumuna hazırız” diye tehdit etmek, medyanın gazına gelip konuşmak yerine kendilerinden beklenen makul ve mantıklı adımları süratle atarsa, diğer taraftan da vatandaşların kafasını karıştırıp, meşgul etmekten, karamsarlığa itecek başka bir işe yaramayan konuşmalarıyla ve yazılarıyla gündem yaratmaya çalışanlar, biraz susup, çözümü uzmanlara bırakırlarsa, eminim çok daha olumlu gelişmeler yaşanacaktır. Bugün barış için tarihi bir fırsat yakalanmış olduğu tespiti doğruysa, PKK bu türden adımları pekala atabilecek durumdadır. Evet, PKK bunu yapabilir, yapmalıdır.
Nail Amudi
nailamudi@yahoo.com
Bir yanıt yazın