Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı döneminden izler;
Kadınların oluşturduğu sivil toplum örgütleri ile çalışmanın öneminden bahsederken, önemli kadın örgütleri ile arası açıktı, hatta mahkemelik olmuştu…
Kadın Örgütleriyle değil “bazı kadınlarla sorunum var” diyerek kadına bakış açısını göstermişti bir kadın olarak…
Cinsel istismar, tecavüz ve töre cinayetleri vb. olaylar artış göstermişti…
Hüseyin Üzmez’e ayrıcalıklı rapor hazırlanarak ceza almaması sağlandığı alenen ortadayken toplumdan yükselen tepkilere yeterli destek verilmemişti…
Aile içi şiddete karşı vatandaşlarını koruyamadığı için AİHM “Aile içi şiddete” göz yuman Türkiye’yi tazminata mahkûm etmişti.
Ne diyor eğitmenler çocuklarınızı birçok işe değil yapabileceği sevdiği işe yönlendirin, bir işte ustalaşsın.
Demek ki her zaman her görevde başarılı olunacak diye bir kavram yok..
Ve Türkiye’nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanlığı dönemi;
Henüz görevine yeni başlamasına rağmen Nimet Çubukçu radikal kararlar alarak eğitim sisteminde oluşmuş aksaklıları gidermek için kolları sıvadı.
Zorunlu Eğitim 9 yıl, ancak pilot bölgelerde.. “Amasya, Nevşehir, Çanakkale, Bilecik, Edirne, Karabük, Ardahan, Gümüşhane, Trabzon, Yalova, Karaman, Tunceli, Kilis, Bolu, Kırıkkale, Bayburt, Burdur, Kırklareli, Muğla, Düzce, Bartın, Artvin, Çankırı, Kütahya, Rize, Isparta, Kırşehir, Giresun, Uşak, Eskişehir, Sinop ve Samsun.”
Yozgat’ta yaşayan 5 yaşındaki Mehmet’in Tunceli’deki yaşıtı amcaoğlu Ali’den farklı ilkokula başlayacak olmasına rağmen başarı sağlanması halinde, zorunlu anaokulu eğitiminin ülke genelinde uygulanması ihtimali umut verici bir adım olacak.
Ancak, Valiliklere bağlı olan okulların yetkilerini Belediyelere devretmek için çalışma başlatması düşündürücü.
Yerel yönetim denetiminde daha iyi mi yönetilecek okullar?
Finansman kaynakları kullanımı daha etkin mi sağlanacak? Ya da belediyeler fon mu aktaracak?
İç kontrol ve denetim mekanizmaları güçlendirelim derken, belediyeler de denetlenecek mi?
Belediyeler de dönen yolsuzluklar, rant hesapları, çıkar ilişkileri bu proje kapsamında belediyelerin de denetlenmesini sağlayacak mı?
Belediyeler siyasi hesapların ve çıkarların elinde oyuncak olmuş…
Milli Eğitim Okullarının siyasete alet edilmesini doğru bulmuyorum.
Eğer okullar belediyelerin düşünce yapısı ile yönetilirse vah halimize. O zaman gelecek nesillerden umudu kesin. Öğretmenler elinden geleni yapacak olsa da yönetim anlayışı ile uyumlu hareket etmeleri gerekecek.
Yeni nesillerin Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda ve Devleti temsil eden ciddiyetini ağırlığını koruyabilen Valiliklere bağlı okullarda okutulmasına devam edilmesinden yanayım.
Milli Eğitim siyasete gebe bırakılmamalı…
Radikal kararların, aydınlığa, çağdaşlığa, demokrasiye, bütünlüğe yönelik adımlar olmasını bekliyoruz.
nuran.talay@politikadergisi.com
Bir yanıt yazın