8 Haziran 2009 / Celal ÖZCAN/MÜNİH Hürriyet
Almanya’da Erding Bölgesel Mahkemesi’nin “Türkler Almanya’ya vizesiz seyahat edebilir” kararının mimarı Münihli avukat Serdal Altuntaş, “Alman mahkemesi ilk kez hizmet almakla vermek arasında bir fark olmadığını kabul etmiştir. Bu yanıyla çok önemli bir karardır” dedi.
BİR Türk şirketi CEO’sunun vize davasına bakan Alman mahkemesinin “Türkler Almanya’ya vizesiz seyahat edebilir” kararı vermesi büyük yankı uyandırdı. Davayı kazanan Türk işadamının savunma avukatı Serdal Altuntaş, “Bu karar Türkiye’den turistler için de Almanya’ya vizesiz seyahatin onayıdır” dedi. Bu nedenle Türkiye’yi turistik vizenin de kalkması için harekete geçmeye çağıran avukat Serdal Altuntaş, Türkiye’nin ikili ilişkileri gözönünde bulundurarak sessiz kalmasını eleştirdi. Kararın çok önemli olduğunu vurgulayan Münihli avukat Serdal Altuntaş şöyle dedi: “Almanya’da ilk kez bir mahkeme Avrupa Adalet Divanı’nın Soysal kararına dayanarak ‘hizmet almakla vermek arasında bir fark yoktur. Adalet Divanı hizmet almak ya da vermek gibi bir ayrım da yapmıyor’ kararını vermiştir. Erding Bölgesel Mahkemesi hizmet almanın da vize muafiyetine girdiğini kabul etmiştir. Çünkü Almanya Avrupa Adalet Divanı’nın kararının sadece hizmet verenlere geçerli olduğunu savunuyor. Ancak mahkeme bizzat ve ilk kez diyor ki, ‘Avrupa Adalet Divanı kararında hizmet almakla vermek arasında bir ayrım yapmamıştır. Bu ayrımı yapmak gerçeğe aykırıdır.’ Bu, şu anlama geliyor. Örneğin Almanya’da müze ziyareti, Almanca kurs, maç seyretme, konsere gitme gibi hizmet almak için Almanya’ya gelmek isteyen bir Türk vizesiz seyahat edebilir.”
Dondurulmuş hak
Avrupa Adalet Divanı’nın Türkler için vize muafiyeti kararını 1973’de Türkiye ile o zamanki AB ülkeleri arasında yürürlüğe giren Katma Protokole dayanarak verdiğini hatırlatan avukat Serdal Altuntaş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Katma protokol anlaşmasına göre o zamanki haklar donduruluyor. Yani bu ikili anlaşmaya göre Türk ve AB vatandaşlarının karşılıklı olarak o zamanki geçerli hakları kötüleştirilemez. 1973 yılında Türk vatandaşlarına vize uygulanmıyordu. Yani hizmet veren vizeden muaf, alan vizeye tabi diye bir uygulama yoktu. 3 ayı geçmemek ve çalışmamak kaydıyla turistik amaçla Almanya’ya gelmek isteyen bir Türk vatandaşı yanında geçerli pasaportu varsa, gelebiliyordu. O zaman Türk vatandaşlarından vize muafiyeti gibi bir belge de istenmiyordu. Hukukta ‘dondurulmuş durum’ diye bir kavram vardır. Yani o zamanki durum aynen şimdi de uygulanmak zorundadır. Ancak Almanya şimdi hizmet vermek için gelenlere vize muafiyetini uygulamak istiyor ve bir de isteyene dış temsilciliklerden vize muafiyeti belgesi almasını tavsiye ediyor. Bu yanlış. Almanya uygulamayı Türkiye’ye kaydırmak istiyor. İkili anlaşmanın yürürlüğe girdiği dönemde böyle bir uygulama yoktu. Vize uygulaması 1980’de başladı. Almanya şimdi 1973’te durum neyse, onu uygulamak zorundadır. Schengen vizesi Türkler için geçerli olamaz, çünkü o zaman Schengen vizesi yoktu.“
Almanlar alıyor
Alman işadamlarının bu ikili sözleşmeden doğan haklara dayanarak, Türkiye’de istediği yere gittiğini, orada iş yaptığını kaydeden avukat Altuntaş, “İkili sözleşme diyor ki, ikili anlaşmadaki haklar Ağrı’daki Türk vatandaşı için de geçerlidir, Bavyera’daki Alman vatandaşı için de” diye konuştu. Soysal davasının 2006 yılında açıldığına işaret eden avukat Altuntaş, davanın 3 yıl sürdüğüne dikkat çekerek şöyle konuştu: “Hatırlayacak olursanız, dönemin Bavyera İçişleri Bakanı Beckstein, Türkler için vize kalkmalıdır yönünde o zamanlar demeçler verdi. Çünkü davanın nasıl sonuçlanacağını biliyorlardı. Şimdi Avrupa Adalet Divanı Almanya’yı mahkum etti. Almanya hakkında sözleşmelere aykırı davranmaktan dava açılabilir. Ancak bu davayı Türk devleti açabilir” dedi.
Türkiye sesini çıkarmadı
Almanya’nın 1980 yılında Türklere vize uygulama düşüncesini önceden Türkiye’yle görüştüğüne işaret eden avukat Altuntaş şöyle dedi: “O zaman Almanya ve Avusturya’daki hukukçular Türk Büyükelçiliklerini uyardılar ve dediler ki, sakın kabul etmeyin, bu, anlaşmalara aykırı. Ancak Türkiye bu uyarılara rağmen o zaman ses çıkarmadı. Bunun üzerine Almanya da vize uygulamasını başlattı. 1973’de Türk vatandaşları için geçerli durum şuydu: Eğer bir Türk 3 aylığına Almanya’ya seyahat etmek istiyorsa, vizesiz gelebilir. Eğer 3 aydan fazla kalacaksa, önceden vize almak zorunda. İşte aile birleşiminde önceden vize şartı da burdan kaynaklanıyor.”
Almanya’nın Erding Bölgesel Mahkemesi Almanya seyahatinde Schengen vizesini 8 gün geçirdiği için ceza alan bir Türk şirketinin CEO’sunun açtığı davada, “Türkler Almanya’ya vizesiz seyahat edebilir” kararı vermişti. Mahkeme Adalet Divanı’nın Soysal kararına dayanarak verdiği kararda, hizmetin almak ya da vermek gibi bir ayrımının yapılamayacağını vurgulamıştı.
Bir yanıt yazın