9 Haziran 2009 / Ali VARLI-Yusuf CİNAL-Ünsal TURAN-Tandoğan UYSAL
Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilgi gösterilmemesi ülkede farklı partilerde bulunan Türk kökenli milletvekillerince seçmenlerin hala Avrupa Birliği’ne duygu olarak uzak olmasına bağlandı. Sadece iki Türk kökenli milletvekilinin AP’ye seçilmesi ise üzüntü yarattı.
Lale Akgün: (SPD Federal milletvekilli): Avrupa Parlamentosu’na giren İsmail Ertuğ’u tebrik ediyorum. Burada yetişen, gençlik örgütünde ve sendikalarda politika yapan bir genç olarak Almanya’da yaşayan Türk kökenli politikacılara örnek oldu. Kendi bileğinin hakkı ile ve partide hiçbir liderin veya önde gelen birinin desteğini almadan listeye girdi ve seçildi. Önümüzdeki beş yılda partilerde politika yapacaklar İsmail’i örnek almalı. Gençler ilgi duyduğu partiye girip uzun soluklu çalışmalı. Partilerde ancak uzun soluklu çalışmalarla bir yere geline bilinir.
Sevim Dağdelen (Sol Parti Federal milletvekili): Sol Parti olarak bu seçimlerde, sosyal hak gasplarına ve silahlanmaya karşı, hoşgörünün egemen olduğu bir Avrupa talebini öne çıkardık. Oylarımızı artırmamızdan dolayı sevinçliyiz. Bu nedenle sosyal adaletin, barışçı politikaların ve hoşgörünün güçlenmesi, önyargıların yıkılması için daha fazla çaba vermemiz gerektiğini görüyoruz. Göçmenlere oy hakkı verilmemesi eşitsizliktir. Özellikle göçmen düşmanlığı temelinde seçime katılan sağ partilerin güçlendiği gözönünde bulundurulduğunda, bu eşitsizliğe karşı çabaların güçlendirilmesi zorunluluğu bugün daha da yakıcı hale geldi.
Özcan Mutlu (Yeşiller milletvekili): Yeşiller Berlin Teşkilatı olarak çok büyük bir başarıya imza attık. Berlin’de yüzde 23.7 oy oranıyla ikinci parti olduk ve kıl payı birinciliği kaçırdık. Almanya genelinde ise oylarımızı artırarak konularımızın insanlar için önemli olduğunu gösterdik. Bu seçim sonuçlarında en çok sevindiğim konu ise Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan partilerin oy oranların artıramaması oldu. Türkiye kökenli milletvekili sayısının ikiye düşmesi üzüntü vericidir. Bu seçimler eylül ayındaki genel seçimler için iyi bir start oldu.
Emine Demirbüken (CDU milletvekili): AP’ye giren Türkiye kökenli milletvekillerin sayısının azalması Türk kökenli adaylara karşı geliştirilen bir inisiyatiften kaynaklandığını sanmıyorum. Bu seçimler AB’nin öneminin Almanya’da ve diğer ülkelerde tam olarak anlatılmadığını gösteriyor. Seçmenler düşük ilgi gösterdi. AB uzak bir duygu olarak algılanıyor. Seçime katılanların düşüklüğü küçük partilere yaradı. Seçmene AB’nin ruhunu anlatmak zorundayız.
Vural Öger (SPD, AP milletvekili): “AP seçimlerinde muhafazakar partilerin başarı sağlaması endişeye neden olmamalı. Ekonomik kriz başta olmak üzere Sosyal Demokratlar bazı konularda çözüm üretmede yetersiz kaldı. Muhafazakar partiler oy oranlarını artırdılar, ancak Avrupa’daki, örneğin İngiltere, Portekiz gibi ülkelerdeki muhafazakarlar Türkiye’nin üyeliğine sıcak bakıyorlar. Yeşiller ve liberallerin oy oranlarını artırmaları da parlamentoya olumlu yansıyacak. Avrupa’da seçmenin politikaya ilgisizliği AB’nin küresel krize karşı genel olarak çözüm üretememesine bağlı.
Aygül Özkan (CDU Hamburg Eyalet Meclisi üyesi): “Sosyal Demokratlar ciddi bir oy kaybına uğradı. Hamburg’da da Sosyal Demokratların oy oranlarının düşmesini, Berlin’de uygulanan politikalara bağlıyorum. Kendi aralarında kavgalar var. Bu da seçimlere yansıyor. Ekonomik krize karşı seçmenler muhafazakar partilerin daha iyi çözüm üreteceği inancındalar
Bülent Çiftlik (SPD Hamburg Eyalet Meclisi üyesi): “SPD bu seçimde istediği sonuca ulaşamadı. İnsanlar yeterince oy kullanmaya gitmedi. Örneğin Hamburg’da SPD olarak toplam 145 toplantı düzenledik, ancak AP’nin önemi iyi anlatılamadı. Bunda seçmeni değil, politikacıları suçlamak gerekir. Türk vatandaşlarına seçim hakkı verilmedi. Eğer verilseydi Sosyal Demokratlar daha fazla oy alabilirdi.”
Mehmet Yıldız (Sol Parti Hamburg Eyalet Meclisi üyesi): “Parti içi kavgalar, didişmeler seçmenleri etkiledi. Avrupa’da yaşanan sorunlar halkla yeterince paylaşılmadı. Federal düzeyde uygulanan politikaların halkın taleplerine çözüm üretmediği anlaşıldı. Halkı ilgilendiren sorunlara değinilmedi.”
Belçika’da 6 Türk’ün zaferi
Belçika’da yapılan seçimlerde bölge parlamentolarına Emir Kır, Emin Özkara (PS), Mahinur Özdemir (CDH), Fatma Pehlivan, Güler Turan (SP.A), Veli Yüksel (CD&V) girmeyi başardı.
BELÇİKA’daki bölgesel parlamento seçimlerinde yarışan 60’a yakın Türk asıllı adaydan altısı seçilme başarısı gösterdi. Brüksel’de Emir Kır, Emin Özkara (PS), Mahinur Özdemir (CDH), Gent kentinde Fatma Pehlivan (SP.A), Veli Yüksel (CD&V), Anvers’te ise Güler Turan bölge parlamentolarına girdi. Seçimlere yedek listeden giren Türk kökenli milletvekili adayları Ali Çağlar 10 bin 698 (CD&V) ve Serdar Kılıç’ın 4 bin 699 (SP) oyla, kurulacak bölge hükümetlerinde görev alacak bakanların yerine milletvekili olması bekleniyor.
Türbanlı aday seçildi
Türbanlı Türk kızı Mahinur Özdemir, Hıristiyan Demokrat Parti (CDH) listesinden girdiği seçimlerde 2 bin 851 tercihli oy aldı. Frankafon Hıristiyan Demokratlar (cdH) Partisi’nden 21. sıradan aday olan Mahinur Özdemir’in türbanı, seçim kampanyası sırasında aşırı sağ kesim tarafından tepki görmüştü. Emir Kır ise, 11 bin 546 tercihli oyla partisinin ikinci, Brüksel siyasetçileri arasında ise 8’inci yüksek oyu alan siyasetçi oldu. Kır’ın yeniden bakanlığa getirilmesi bekleniyor.
Türk adaylar seçilemedi
DANİMARKA’da Sosyal Demokrat Parti’den aday olan Hüseyin Araç ile AB’ye Karşı Halk Hareketi kuruluşundan aday olan Mehmet Aksoy başarı elde edemediler. Aşırı sağ Danimarka Halk Partisi ile Sosyalist Halk Partisi milletvekili sayısını birden ikiye çıkarmayı başardılar. Sosyal Demokrat Parti’nin AP’deki sandalye sayısı altıdan dörde düştü. İktidardaki Liberal parti ise 3 milletvekilini korudu. İktidar Ortağı Muhafazakar Parti 1, Halk Hareketi kuruluşu 1 milletvekili çıkardılar. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı olan Danimarka Halk Partili Morten Messerschmidt de AP’ye seçilenler arasında yer aldı.