Avrupa Parlamentosu (AP) eski milletvekili ve Açık Gazete köşe yazarı Ozan Ceyhun, AP seçimlerine katılımın az olmasını “AB´de ilk olarak demokrasi kaybetti” diye değerlendirdi. Ceyhun, AP’de sağın ve AB karşıtlarının kazanmasını da “Türkiye ve KKTC´nin işi daha zor olacak” diye yorumladı.
09-06-2009, Salı
– AP neden önemli? Yetkilerinin sınırı nedir?
– AP her gecen gün artan yetkileri ve ulusal düzeye yasamin belirlenmesindeki sürekli artan rolü nedeniyle AB vatandasları açısından devamlı önemi artan bir kurum. AB´nin en yüksek demokratik kurumu olması nedeniyle özen gösterilmesi gereken bir platform. Maalesef AB üyesi ülkeler AP´nin mümkün olduğunca bilinmeyen bir kurum olarak kalmasına özel caba vermekteler ve dolayısıyla AP´yi tüm kağıt üzerindeki gücüne rağmen kamuoyu nezdinde etkisizmişcesine sunuyorlar.
– AP secim sonuclarını değerlendirir misiniz?
– Bence AB´de ilk olarak demokrasi kaybetti. Yüzde 43 civarinda bir katılım, onlarca milyon AB vatandaşının yarısının bile lütfedip sandığga gitmediğini ve gidenlerin de oylarını aslında AB karşıtlarına yarayacak şekilde dağıttıklarını gösteriyor. AB demokrasisi bence bu secimden yarayla çıktı. İkinci olarak bundan böyle Türkiye ve KKTC´nin işi daha zor olacak. Tabii bu bir şansa da dönüştürülebilinir. “AB´ye evet ama her şey pahasına AB üyeliğine hayır” çizgisi netleşsebilir ve dilerim bu tavır AB´yi titretip kendine döndürür.
– AP icinde AB karşıtı partiler nasıl davranıyor? Ornegin İngiltere Bağımsızlık Partisi (UKIP)
– Kısacası AB´nin ve dolayısıyla AP´nin tüm olanaklarını istismar ederek AB´ye karşı savaşlarını sürüdürüyorlar.
– AP içinde ülke partileri arasında siyasi birlik var mı? Örnegin İngiliz muhafazakarlar ile Fransız merkez sağ?
– Eger ideolojik çıkarları bunu gerektiriyorsa var. Yoksa elbetteki sağ partilerin ulusal çıkarlari tüm tavırlarında belirleyici oluyor.
– AP secimleri Türkiye’yi nasıl etkileyecek?
– AP´de Hristiyan demokratların ezici bir çogunluga sahip olması ve ayrıca çok sayıda aşırı sağcının da AP milletvekili olması Türkiye´nin zaten zor olacak işini daha da güçleştirecek. Abuk sabuk konuşma ve demeçlere hazır olalım. Türkiye karşıtı ülke liderleri de bu yeni AP çogunluğunu ustaca kullanacaklar. Türkiye sanırım daha da zor bir arazide mücadeleye devam edecek.
– AP içindeki ırkçi partilerin (İngiliz BNP gibi) sesi nasıl kesilebilir?
– Onları ciddiye almayarak ve aynı içerikler bile savunulsa (bu dedigim Türkiye karşıtı Hristiyan Demokratlar icin geçerli) onlarla işbirligi yapma oportünizmine şans vermeyerek. Korkarım bu konuda sorunlar yaşayacağız.
– Türkiye’nin AP’ye karşı stratejisini degistirmeli mi? Yeni taktiklere ihtiyacı var mı?
– Türkiye zaten GB ve NATO gibi bir cok alanda AB ile cok içiçe. AB´ye hayır demeden AB üyeliğinin her şey pahasına olmayacağını hissettirmek yanlış olmaz. Türkiye bulunduğu coğrafyada zaten ABD ve AB ile işbirliği yapmak zorunda. Onlar da! Ama AB üyeliği bazı AB politikacılarının sandığı gibi Türkiye için bir zorunluluk değil. Önemli olan AB değerlerine sahip ve standartlarını yakalamışs bir ülke olabilmek.
Yazıları posta kutunda oku