29 yıl vize haksızlığı

Celal ÖZCAN cozcan@hurriyet.de

7 Haziran 2009, Pazar

TÜRKİYE etrafı kalın vize duvarlarıyla çevrili bir ülke konumunda. Berlin Duvarı’nın bile tarihe karıştığı 21. yüzyılda Türkiye’ye adeta bir cezaevi muamelesi yapılıyor. 1980 yılından beri başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri Türklere vize uyguluyor. Türkiye’den yurtdışına çıkmak, dünyayı tanımak veya Avrupa’daki akrabalarını ziyaret etmek isteyen insanların seyahat özgürlüğü yok. Ama aynı Avrupa ülkeleri Türkiye’yle AB üyeliği için müzakereler yapıyor. Üyeliğe hazırlanan bir ülkenin vatandaşları “şu üyesi olmak istediğimiz Avrupa nasıl, gidip bir göreyim” dediği an kendilerine önce vize yolu gösteriliyor. Vize almak sırat köprüsünü geçmek gibi. Böylece Türklerin Avrupa’yı tanıması engelleniyor. Biz Avrupa’da yaşayan Türkler kısa bir süre öncesine kadar bu acıları birlikte yaşadık, ama birkaç yıldır seyahat özgürlüğünün ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.

***

Fakat şimdi ortaya çıkıyor ki, başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi Türklere 29 yıldır haksız yere vize uygulamış. Bu gerçek 29 yıl sonra nasıl ortaya çıktı? Avrupa ülkelerinin kalkıp “eyvah, kusura bakmayın, biz yanlış yapmışız” demesiyle değil. Avrupalı Türkler Avrupa Adalet Divanı’na başvurarak bu vizenin sözleşmelere aykırı olduğunu yargıya tasdik ettirdi. Avrupa Adalet Divanı’nın görevi AB’nin politikasının yasalara uygun olup olmadığını kontrol etmek. Türkiye ile o zamanki AB üyesi ülkeler arasında 1 Ocak 1973’te imzalanan Katma Protokol’ü inceleyen Avrupa Adalet Divanı, anlaşmanın 41. maddesine göre “Türkler vizeden muaftır”, yani “AB’nin Türklere vize politikası yanlıştır” sonucuna vardı.

***

41. madde diyor ki, taraflar yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edinimindeki kısıtlamaları aralarında gitgide kaldırmak, kısıtlama getirmemekle yükümlüdür. Yani Türk vatandaşlarının o zamanki AB ülkelerinde mevcut hakları kötüye doğru değiştirilemez, tam tersine giderek iyileştirilmek zorundadır. Madde gayet açık. Sözleşmenin imzalandığı 1973 yılında Türklere vize yoktu, 1980’de alınan vize kararı geriye bir gidiştir ve anlaşmaya aykırıdır. Bu karara göre AB ülkeleri kendi imzaladıkları sözleşmeyi 29 yıl boyunca ihlal etmiştir. Bunun çok ağır hukuki sonuçları vardır.

1973’te imzalanan Katma Protokolün altında bakın kimlerin imzası var: Federal Almanya Cumhurbaşkanı, Fransa Cumhurbaşkanı, İtalya Cumhurbaşkanı, Majeste Belçika Kralı, Majeste Hollanda Kralı, Lüksemburg Büyük Dükü, Avrupa Konseyi ve Türkiye Cumhurbaşkanı.

***

Fakat buna rağmen Almanya Cuma günü bir açıklama yaparak, belirli meslek grupları için Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkını başlatıyorum dedi. Böylece bunu sanki Almanya’nın bir lütfuymuş gibi sundu. Üstelik de sanatçı, biliminsanı, şoför ve sporcular gibi “sadece belirli meslek grupları için bu hakkı tanıyorum” dedi. Oysa Alman yargısı Türkler’e vize uygulanamayacağı kararını aldı. Münih Havaalanının bağlı olduğu Erding Bölgesel Mahkemesinin kararı aynen şöyle: “Katma Protokol’de pasif hizmet alanı yer almıyor diyerek, Soysal Kararı’nı hizmet amacıyla seyahat eden Türk işadamları ya da Türk turistlere uygulamamak gerçeklere aykırıdır. 3 ayı aşmamak ve çalışmamak kaydıyla turistik amaçla gelecek ya da en fazla iki ayla sınırlı iş gezisi yapacak Türkler’in Almanya’ya vize almasına gerek yoktur.” Vize duvarı artık çatlamıştır, AB kendi imzaladığı anlaşmalara uymak zorundadır ve 29 yıldır ödenen vize harçlarını da nasıl geri ödeyeceğini şimdiden düşünmelidir.

Celal ÖZCAN cozcan@hurriyet.de - alman turk

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir