AB’ye diyet borcu

Celal ÖZCAN [email protected]
31 Mayıs 2009, Pazar

BİZ Avrupa’da yaşayan Türkler, Avrupa Birliği’ne çok şey borçluyuz. Sınır kapılarında, konsolosluklarda vize kuyruğunda çektiğimiz çileler daha yeni kabuk bağladı.
Bugün o günleri düşünmek bile tüyler ürpertici. Vazgeçtik Avrupa içi seyahatten, sıla yolu başlıbaşına bir kabustu. Verdiğimiz milyonlarca Euro para da işin cabası. Eğer bugün Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşları olarak tam bir seyahat özgürlüğünü tadıyorsak, bunu AB’nin Schengen anlaşmasına borçluyuz.

***

AB’nin bize yararlarını ne kadar övsek az. Daha geçtiğimiz şubat ayında Avrupa Adalet Divanı, Türklere Avrupa’da vize uygulamasını anlaşmalara aykırı buldu. Gerçi henüz vize muafiyeti başlamadı. Ama en azından hizmet alanında vizenin kaldırılması için çalışmaların yürütüldüğünü biliyoruz. Ayrıca turistik vizenin kolaylaştırılacağı yönünde sinyaller de gelmeye başladı.

***

En yeni güncel gelişme ise AB’nin Almanya’ya karşı bizi koruyan notası oldu. Avrupa Konseyi geçtiğimiz günlerde Almanya’yı “göçmenlere ayrımcılık yapıyorsun” diye resmen uyardı. Sakın bundan ne çıkar demeyin. Konsey Almanya’yı göçmenler konusunda mercek altına aldı. Konseyin uyarısının en başında Almanya’nın çifte vatandaşlığı tanımadığı geliyor. Alman vatandaşlığına geçmek için ana vatandaşlıktan çıkma zorunda bırakılmanın göçmenlerin siyasi yaşama katılmasını engellediği uyarısı yapılıyor. Konsey, Almanya’ya çifte vatandaşlığı artık geciktiremezsin mesajı veriyor. Bunun yanında iş ve ev bulmada göçmenlerin ayrımcılığa uğradığı, yabancı düşmanı seçim kampanyası yapan partilerin oylarını artırdığı, okullarda yabancı çocukların alt seviyeli okullara zorlandığı belirtiliyor ve Almanya’ya artık “ayağını denk al” deniliyor. Tüm bunlar Almanya için öyle kolay yenilir yutulur gibi değil.

***

O nedenle bizim AB’ye diyet borcumuz var. Önümüzdeki hafta Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak. Bu seçimler bizim için de oldukça önemli. AB ülkelerinde Avrupa Parlamentosu seçimlerine ilgi düşük. Bunun aşırı sağcı partileri güçlendireceği endişesi hakim. Zaten bu partiler Türkiye’yi seçimlerde malzeme yaparak, seçmenlerini sandığa götürmek için motive ediyor ve ülkedeki havayı bize karşı zehirliyor. Sadece Almanya’da Türk kökenli seçmen sayısı 700 bin, Avusturya’da 60 bin civarında, Batı Avrupa’da Türk kökenli seçmen sayısının bir milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Avrupa’da önemli bir toplum olduğumuzu göstermek, seçimlere katılmaktan, seçmen değilsek, seçmen olan yakınlarımızı sandığa gitmeye motive etmekten geçiyor. Unutmayalım hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir