Vakit’in yeni hedefi Muazzez İlmiye Çığ

25/05/2009

Vakit gazetesi, Muazzez İlmiye Çığ’ın “Sümeroloji bölümünün kapısından dahi geçmediğini”, “ülkenin gerçek sümerologlarının Çığ’a isyan ettiğini” savundu. Çığ, tektanrılı dinleri Mezopotamya kültürüne dayandıran kitapları ile gericilerin tepkisini çekmişti.

soL (HABER MERKEZİ) Dinci basın, Türkan Saylan’dan sonra şimdi de Muazzez İlmiye Çığ’a saldırmaya başladı. Vakit gazetesi, yaklaşık 70 yıllık meslek hayatı boyunca Sümeroloji alanında çok sayıda araştırmaya imza atan Çığ’dan, “inançlı kesimlere ve özellikle başörtülülere yönelik bir hakaret ve iftira kampanyasında amaçlı olarak devreye sokulan bir proje” diye söz etti.

“Vakit’e itiraf etti!”
“Laikçi kesim, kartel medyası ve mason loncası tarafından profesör olarak takdim edilen Çığ’ın, profesör olmadığını Vakit’e itiraf ettiği” ifadesine yer verilen haber, “Muazzez İlmiye Çığ’dan itiraf: Profesör değilim, sadece kütüphane memuruydum” başlığıyla yayımlandı.

Haberin içeriğine bakıldığında ise, Çığ’ın Vakit gazetesi muhabirine “Ben profesör değilim, profesör olduğumu iddia etmiyorum. Bana zorla bu unvanı takıyorlar. Ben müzede uzman olarak çalıştım. Sümeroloji alanında araştırma ve incelemelerim oldu” dediği anlaşılıyor.

Vakit’in haberinin devamında, Çığ’ın doktora çalışmasının da olmadığı ve sadece 2000 yılında İstanbul Üniversitesi (İÜ) Senatosu tarafından fahri doktora ünvanına layık görüldüğü belirtilerek, “Çığ’ın Sümeroloji bölümünün kapısından dahi geçmediği ortaya çıkarken, ülkenin gerçek Sümerologları bu duruma isyan ediyor” denildi.

“Bazı etkili profesörler” Vakit’e dert yanmış
Haberin devamında, AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Dekanlığı ve Sümeroloji Bölüm Başkanlığı yetkililerinin Çığ’dan “Sümeroloji uzmanı” olarak bahsedilmesinden rahatsızlık duydukları, Sümeroloji Bölüm Başkanlığı kayıtlarında Muazzez İlmiye Çığ adına öğrenci kaydı ya da tez çalışması bulunmadığı belirtildi.

Bölümdeki akademisyenlerin Vakit’e dert yandığı iddia edilerek şu ifadelere yer verildi: “Sümeroloji Bölüm Başkanlığı ve DTCF’den Vakit muhabirine konuşan etkili profesörler, ‘Bu araştırmalar oldukça pahalıdır ve belirli çevrelerin yardımları sonucu ancak yapılabilmektedir. Ancak ne yazık ki aynı çevreler, zaman zaman siyasi birtakım konularda akademik unvanlı kişileri kullanmak isteyebiliyor. Sümerlerde başörtüsüyle ilgili polemikte Sümeroloji Bölümü’nden hiçbir akademisyen, istenilen tarzda görüş bildirmedi. Bunun üzerine ilmiye Çığ adında bir proje devreye sokuldu. Ancak bu konu artık siyasi olmanın da dışına çıkıp, Türkiye’deki gerçek Sümerologları yok sayan bir noktaya geldi. Şayet İlmiye Çığ profesör ve Sümerolog ise, bizler neyiz?’ diye sordu.”

Muazzez İlmiye Çığ kimdir?
1914’te Bursa’da doğan Çığ, önce öğretmen okulunda okudu; mezun olup öğretmen olarak atandıktan sonra 1936’da AÜ DTCF Hititoloji bölümüne girdi. Aynı fakültede okutulan ve adı başlangıçta Asuroloji olan bir başka bölüm, Sümer dilinin de inceleme alanına dahil edilmesiyle Sümeroloji adını almıştı. Çığ, Hitit dili derslerinin yanı sıra Sümer ve Akad dili dersleri de aldı. Kariyerinin ilerleyen yıllarında Sümer kültürüne özel olarak odaklanarak bu konuda kamuoyunun ilgisini uyandıran çarpıcı kitaplar yazmasından dolayı Çığ, aslında Hititoloji diploması bulunduğu halde Sümerolog olarak tanınıyor.

1940 yılında AÜ’den mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak atanan Çığ, müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerindeki tabletlerin temizlenip arşivlenerek yazıya dökülmesi ve böylece uluslararası literatüre katılmasında önemli rol oynadı. Yurtdışında da çeşitli çalışmalar yapan Çığ, 1972’de emekli olduktan sonra Samuel Noah Kramer’in “History Begins at Sumer” adlı kitabını Türkçeye çevirdi. “Tarih Sümerle Başlar” adıyla 1990’da Türk Tarih Kurumu (TTK) tarafından yayımlanan kitap büyük ilgi gördü. Çığ bundan sonra Mezopotampa kültürleri ile ilgili çok sayıda kitap yazdı.

Çığ, “bütün kültürün başlangıcı Eski Yunan’a dayanır” tezinin karşısında, tarihin başlangıcının Yunanlar’dan 3 bin yıl daha eski bir kültür olan Sümer kültürüne dayandığı tezini Türkiye’ye taşıyan ilk isimlerden oldu. Çığ, 1990’dan itibaren Sümer kültürü ile ilgili birçok kitap yazmasını “Bilimin halka inmesi için halka dönük yazılar yazmak lazım. Ben bunu düşünerek yazılarımı yazdım sözleriyle açıklamıştı.

Çığ ile dertleri ne?
Birçok eserinde bugünkü tektanrılı dinlerin kökenlerinin Mezopotampa kültürlerine dayandığını öne süren Muazzez İlmiye Çığ, “Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği” ve “Vatandaşlık Tepkilerim” isimli kitaplarında, Tevrat’tan itibaren tektanrılı dinlerde yer alan başörtüsünün köklerinin Sümerler’e ve bu uygarlıktaki ‘tapınak fahişeleri’ne dayandığını yazmıştı. Çığ, “Vatandaşlık Tepkilerim” adlı kitabı nedeniyle 2007’de “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçlamasıyla yargılanarak ilk celsede beraat etmişti.

Çığ’ın kitaplarının Ergenekon soruşturmasına dahil edilen İşçi Partisi’nin yayınevi olarak gösterdikleri Kaynak Yayınları tarafından yayımlanması da, Vakit’in haberinde yer verilen bir diğer ayrıntı oldu.

25/05/2009 - turkan saylan

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir