Dilek Kolat, Berlin’de kamuya ait gayri menkullerin pazarlamasını yaparak eyalette her yıl 300 milyon Euroluk gelir sağlıyor
24 Mayıs 2009 / Ali VARLI
Dilek Kolat, Berlin’de kamuya ait gayri menkullerin pazarlamasını yaparak eyalette her yıl 300 milyon Euroluk gelir sağlıyor. Şimdiye kadar eyalette ait gayri menkullerin yüzde 70’si satılırken, Kolat da ‘Berlin’i pazarlayan kadın’ unvanını aldı. Kolat “Berlin’de gayri menkul piyasası istikrarlı. Fiyatlar şişik değil. Yatırımcı için uygun bir alan” değerlendirmesi ile yatırımcılara çağrıda bulundu.
Borç içinde yüzen bir eyalet Berlin. Bu borcunun kapatmak için ise bir süreden beri kamuya ait gayri menkullerin satışı yapılıyor.
Berlin eyaletinin borcu 60 Milyar Euro. Eyalettin yıllık bütçesi ise 20 Milyar. Bütçe açığını kapatılması ve kamuya ait binaların efektif kullanımı için satılması kararlaştırıldı. Berlin’de çok değerli gayri menkuller var. Binalar çok amaçlı kullanılabilindiği için alıcı bulmakta zorluk çekmiyoruz. Ayrıca fiyatları da makul seviyede tutuyoruz. Yılda ortalama 300 Milyon Euroluk satış gerçekleştiriyoruz. Uzun bir aradan sonra Berlin bütçesi bu satışlar sayesinde son iki yılda fazla verdi. Daha önce açık veren bütçe iki yıl fazla vermesi kentti rahatlattı. Ama yaşanan global kriz nedeniyle bu yıl da maalesef bütçe açık verecek.
Kentteki gayri menkullerin satışında siz de önemli bir yetkiye sahipsiniz.
Bu konuda çalışan benim de içinde yer aldığım bir üst komisyon var. Komisyonda mecliste temsil edilen partilerin birer milletvekili yer alıyor. Ayrıca kenttin en büyük iki ilçesi olan Neukölln ve Reinickendorf Belediye başkanları da bu komisyonun üyeleri arasında bulunuyor. Bir de ticaret odasının temsilcisi bizimle birlikte çalışıyor. Ayrıca pazarlama stratejileri geliştirmek için uzmanlardan oluşan alt komisyon var. Alt komisyonun başkanlığını da ben yürütüyorum.
Alımlar için uygun zaman
Size kenti pazarlayan kadın diyorlar. Bunun doğruluğu var mı?
Son yıllarda yapılan satışlar hem alıcı hem de eyalet bütçesi açısından gerçekten karlı oldu. Berlin emlak piyasasını uluslararası alanda tanıttık. Fiyat politikalarını son derece gerçekçi belirledik. Spekülatif satışlara girmedik. Ve uluslararası alanda güvenilir ve saygın bir yerimiz oldu. Emlak fiyatlarının tavan yaptığı dönemlerde bile biz gerçekçi rakamlardan satış yaptık. Şimdi kriz omasına rağmen fiyatlar çok aşağı çekilmedi. Berlin’de istikrarlı fiyatlar oluştu. Gerçekten çok başarılı bir politika yürüttük. Bunu sadece gelir elde etmek açısından söylemiyorum. Şehircilik politikası açısından da önemli işler yaptık. Satışları yaparken sadece maksimim karı düşünmedik. Alınan binanın kullanım amacına kentte ne sağlar gibi farklı durumları da gözönünde bulundurduk. Kenti pazarlayan kadın yakıştırmasına gelince, benim için böyle bir söylem kullanılıyor. Fakat biz bir ekibiz. Ekibin başında olmamdan dolayı böyle bir yakıştırma yapılıyor.
Berlin’de gayri menkul almak hala karlı mı ?
Amerika’da gayri menkul piyasası patlamadan sonra çöküş yaşadı. Berlin’de ise istikrar hala kendini koruyor. Kentte talep var. Belki geçen yıllar kadar değil ama hala yatırımcı için Berlin çok cazip. Berlin’de gayri menkul yatırımı yapacaklar için en uygun zaman. Kredi faizleri çok düşük. Ben yatırımcılara ‘elinizi çabuk tutun’ diyorum. Kentte Şu anda fiyatlar biraz aşağıya çekildi. Faizler düşük. Yatırımcı için optimal zaman. Bence bu fırsatı kaçırmasınlar.
Göçmen gençler bu ülkenin geleceği
Berlin maceranız nasıl başladı ?
Almanya’daki ikinci kuşağı temsil ediyorum. Dört yaşındayken babam Almanya’dan bir gün geldi kardeşlerimle birlikte Kelkit’ten kolumdan tuttu Berlin’e getirdi. Berlin’in dar gelirlilerin ve göçmenlerin yoğun yaşadığı Neukölln ilçesinde büyüdüm. Tüm yabancı çocukların ve gençlerin yaşadığı sorunların hepsini yaşadım. Almanca bilmeden okula başlamanın ne kadar zor olduğunu hissettim. Eğitimimin ilk yılları sıkıntılı geçti. Fakat pes etmedim. Israrlı oldum ve üniversitede matematik bölümünü bitirmeyi böşardım. Gençlere her zaman tavsiyem pes etmemeleri. Göçmen gençler Alman yaşıtlarına göre hayata çok dezavantajlı başlıyorlar. Gençlerin önündeki avantajları kaldırmak gerekir. Her göçmen genci bu ülkenin geleceği. Ülkeye katkı sunacak. Göçmenlere bu gözle bakmak gerekir.
Göçmenlerin Almanya’ya uyum sağlamadığı ve ülkeye yük oldukları yönündeki görüşlere katılıyor musunuz?
Aslında uyumu birileri çıkıp tanımlasa çok iyi olacak. Almanya’da uyumu ve Almanca bilip bilmemeyi birbirine karıştırıyorlar. Almanca bilmeyenleri uyumsuz olarak tanımlıyorlar. Oysa bu böyle değil. O nedenle uyum tartışmalarından bıktım. Birileri bu konuyla Bir Alman politikacısı olarak bu tür saçma sapan görüşlerle uğraşmak istemiyorum. Göçmenleri sorun ve yük olarak görmek yerine onların potansiyelinden yararlanmak gerekir.
Göçmenlerin potansiyeli
Siyasete ilginiz nasıl oldu ?
Aslında hep politikanın içindeydem. Sivil toplum derneklerinde aktif çalıştım. Üniversite yıllarında yoğun politik çalışmalar içinde bulundum. Partiden gelen teklif üzerine 28 yaşında SPD’ye üye oldum. Sosyal demokrat dünya görüşüne sahip olduğum için SPD’den gelen teklifi değerendirdim. Almanya’da siyasi partilerde politika yapmak çok önemli. Sıradan bir üyeden parti üst düzeyine kadar herkesin kararlarda etkisi var. Almanya’da alınacak politik kararlarda etkili olmak istiyorsanız partilerde siyaset yapacaksınız. Partiye üye olduğum yıl yapılan ilk seçimlerde de Schöneberg İlçe Belediye encümen üyeliğine seçildim.
Partinizde bir çok göreviniz var. Parti içinde hangi sorumlulukları taşıyorsunuz?
SPD içinde iki dönemdir Berlin Eyalet Mecli miletvekilliği yapıyorum. Son seçimlerde parti içinde direkt oyları en çok alan aday oldum. Bu bana Meclis Grubu Başkan Vekilliği olma yolunu açtı. Milletvekilliği görevimin yanı sıra meclis grup başkan vekilliği, en büyük teşkilatımız olan tempelhof-Schöneberg İlçe Teşkilatı Başkanlığı yapıyorum. Ayrıca bütçe komisyonunda da sorumluluğum bulunuyor.
Göçmen gençlerin siyasetten uzak durduğu söyleniyor. Gençlere politikaya girmelerini öneriyormusunuz ?
Katılımcı olmak gerekir. Söz ve kararın verildiği alanlarda bulunmak gerektiğini düşünüyorum. Gençlere de kendilerine yakın partilere girip çalışmalarını öneriyorum. Seyirci yerine sahaya inip etkin olmalıyız. Aksi taktirde birileri bizim yerimize karar verir ve uygular. Bunun sonuçlarına da biz katlanmak zorundayız. Etkin olmak istiyorsak katılımcı olmalıyız.
Bir yanıt yazın