Site icon Turkish Forum

Çifte vatandaşlığın formülü Kırmızı-yeşil-sarı

22 Mayıs 2009 / Ayhan CAN - alman turk

22 Mayıs 2009 / Ayhan CAN

Alman Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Franz Müntefering, çifte vatandaşlıktan ve AB vatandaşı olmayanlara da yerel seçim hakkı verilmesinden yana olduklarını ve 27 Eylül genel seçimlerinden sonra iktidara gelmeleri halinde bu konuyu tekrar gündeme getireceklerini söyledi.

ALMANYA’da Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile birlikte büyük koalisyonu oluşturan Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Genel Başkanı Franz Müntefering, 27 Eylül genel seçimleri öncesi Türk kökenli seçmenleri sevindirecek vaatlerde bulundu.

Mörfelden-Walldorf’taki Avrupa Hürriyet tesislerini ziyaret eden SPD Lideri Müntefering, Doğan Media İnternational Genel Müdürü Sevda Boduroğlu’ndan Hürriyet ve Doğan Grubu hakkında bilgi verdi. Matbaayı da gezen Müntefering daha sonra Hürriyet’in sorularını yanıtlarken çifte vatandaşlıktan yana olduklarını belirterek, şunları söyledi:

Opsiyonlu işe yaramadı

“Koalisyon görüşmelerinde üzerinde uzlaşmaya varılan ve Almanya doğumlu göçmen gençlerin 18 yaşında, Alman veya köken vatandaşlık arasında karar vermesini öngören opsiyon modelinin, pratikte pek işe yaramadığını gördük. Bunu değiştirmek istiyoruz. İnsanların, 18 ile 23 yaş arasında tek vatandaşlıkta karar vermek zorunda bırakılmamalı gerektiğini düşünüyoruz. Niye kendileri, istedikleri zaman tek veya çifte vatandaş kalacaklarını karar vermesinler. Bu konuda kesin olarak bir değişikliğe gitmeliyiz. Genel olarak biz çifte vatandaşlıktan yanayız. İktidara gelirsek ve arzu ettiğimiz kırmızı-yeşil-sarı olarak nitelendirilen SPD, Yeşiller ve Hür Parti’den oluşan trafik lambası koalisyonu ile bu mümkün. Ancak, bu Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile pek mümkün olmayacak.”

Sorunlarımız aynı

Müntefering, ‘Almanya’da yaşayan yaklaşık 620 bin Türk kökenli seçmenin 27 Eylül genel seçimlerinde SPD’yi niçin seçsin’ yolundaki soruya şu yanıtı verdi: “Öncelikle iyi ve aklı selim ve istihdam yaratıcı politikalar ile seçmenlerin gönüllerini kazanabiliriz. Türkler’in ve Türk kökenlilerin sorunları Alman ailelerinkinden farklı değil. Onlar da iş, meslek eğitimi yeri, işleyen bir sağlık sistemi ve iyi bir eğitim istiyorlar. Parti programımızda, eğitim ve uyumla ilgili yapmak istediklerimiz yer alıyor. Aslında bu konular, geniş toplumsal kesimleri aynı şekilde ilgilendiriyor. Bunun ötesinde, uzun yıllardan beri Almanya’da yaşayıp da AB vatandaşı olmayang göçmenlere de, yerel seçimlerde oy hakkı kullanmalarını istiyoruz. Bir insan, 6 veya 7 yıldır bir kentte yaşıyorsa, artık o kişi kentin bir parçası olmuştur ve kendisine, ‘Sen seçimlere katılamazsın’ denilmemeli.”

Başarının sırrı

Göçmen gençlerin Almanya’da daha çok sorumluluk gerektiren üst düzey görevlere gelebilmesi için, hem işyerlerinin hem de göçmen ailelerin çaba göstermesi gerektiğini vurgulayan Müntefering, “Önyargılar olmamalı. Sorumlu görevlere gelmek, biraz da kişisel çabaya bağlı. Bu başarının birçok alanda gerçekleştiğini görüyorum. İyi okul, iyi bir meslek eğitimi ile bu başarı elde edilebilir” dedi. Almanya’ya gelen göçmenlerin Alman toplumuna kültürel açıdan büyük zenginlik kattığını söyleyen SPD Lideri, “Değişik kültür ve deneyimleri paylaşmanın genel olarak insanlık açısından büyük bir zenginlik olduğunu düşünüyorum. Benim için önemli olan bu yıl 60. yılını kutladığımız Anayasamız’da yazan temel değerlerin, herkes tarafından ortak bir şekilde paylaşılmasıdır” diye konuştu.

Eğitim sorununa iki aşamalı çözüm

SPD Genel Başkanı Müntefering, Almanya’da yapılan araştırmaların başta Türkler olmak üzere göçmen çocuk ve gençlerin eğitim durumlarının pek parlak olmadığı gerçeğini gözler önüne serdiğinin hatırlatılması üzerine, bu sorunun çözümü için şu öneride bulundu:

“Bu çok kolay ve sadece federal hükümeti ilgilendiren bir mesele değil, tüm yerel ve eyalet hükümetlerini de ilgilendiriyor. Öncelikle okul öncesi bir takım tedbirler alınmalı. Çocuklar okula başlamadan önce, dersi takip edebilecek düzeyde Almanca öğrenmeliler. İkinci aşamada ise çocukları okula giden aileler de okuldaki eğitim çalışmalarına dahil edilmeli. Tabii ki, Türk aileler, Alman aileler gibi çocuklarının en iyi şekilde eğitim görmesini istiyor. Ancak bunun için, okullar, göçmen aileleri eğitimle ilgili daha fazla bilgilendirmeli.

Bu da göçmen ailelerin konuştuğu dilde yapılmalı. Çocuklar için en iyisi, iki dilde yetişmeleridir. Eğitim sorununu erken yaşta bertaraf etmek için SPD programında, bu iki aşamalı çözüm planı da yer alıyor. Buna kaynak yaratmak için de yüksek gelirlilerden, yüzde 2 oranında eğitim dayanışma vergisi kesmek istiyoruz. Bu yolla sağlanacak 3 milyar Euro’luk kaynak, eğitim ve araştırma çalışmalarına aktarılacak.”

50 yıl sonra neredeyiz

Franz Müntefering, Almanya’daki Türkler’i 50 yıl nerede görüyorsunuz’ yolundaki soruya şu yanıtı verdi: 1920’li yıllarda Almanya’nın Ruhr bölgesine doğu ülkelerinden yoğun işçi göçü yaşandı. Bütün Ruhr Bölgesi’nde, Polonya kökenli soyadı taşıyan o kadar çok kişi var ki, artık bu isimler, Alman ismi gibi oldu. O zamanlarda bize gelen Polonya, Balkan ve Ukrayna kültürleri, bizim kültürümüzle kaynaştı. 50 yıl sonra da, kültürler yine aynı şekilde kaynaşacak. Kimse asimile olacağız diye korkmasın. Ama birçok şeyin değişeceğini inanıyorum. Bu devam eden bir süreç.”

Türkiye’nin yolu AB üyeliğinden geçmeli

Siyasi partilerin, Almanya’da yaşayan Türkler’in geldikleri memleketleri Türkiye ile olan ilişkiler konusunda düşündüklerinin, oy vermede önemli bir kriteri olduğunu söyleyen SPD Genel Başkanı Franz Müntefering, “Türkiye ile başlatılan AB üyelik müzakerelerin gidişatı ile ilgili partiler arasında farklı görüşler var. Biz Sosyal Demokratlar olarak, üyelik görüşmelerinin mümkün olduğu kadar kısa sürede AB üyeliğiyle sonuçlandırılmasını istiyoruz. Başbakan Angela Merkel ve partisi CDU, imtiyazlı ortaklık istiyor. Oysa Türkiye, 1996’da dahil olduğu Gümrük Birliği, ve hem AB hem de Almanya ile olan yakın ticari ilişkileri ile zaten Avrupa Birliği ile imtiyazlı ortaklık içinde. Almanya, Türkiye’nin en büyük ticari ortağı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi geçen yıl 24 milyar Euro’ya ulaştı. Bu nedenle, Türkiye’nin yolu mutlaka AB üyeliğinden geçmeli. Ancak bunun için iki taraf da çaba göstermeye devam etmeli” diye konuştu.

Hıdır’a destek verdi

Franz Müntefering Frankfurt’ta bulunan Süd Bahnhof lokalinde Türklerle bir araya geli. SPD’nin Hessen Eyaleti’nden Avrupa Parlamentosu milletvekili adayı Hıdır Karademir ve Ulrike Foraci’ye destek vermek için düzenlenen gecede konuşan Müntefering opsiyon modelini eleştirdi. Uyum kelimesinden hoşlanmadığını vurgulayan Müntefering, “Göçmen kökenli gençlerimizin eğitim durumlarının iyileştirilmesi için çalışmalar yapmalıyız. Bunun için kaynaklar var. Sosyal Adalet için oyunuzu verin” çağrısında bulundu. Müntefering’in konuşması boyunca genç SPD’liler ellerinde Hıdır Karademir’in resimleriyle sahnede durdu. Gecede konuşan AP milletvekili adayı Hıdır Karademir ve Ulrike Foraci yaptıkları konuşmada din, ırk farkı gözetmeyen bir Avrupa için çalışacaklarını söylediler. Geceye kabaratist Muhsin Omurca da destek verdi.

Müntefering’in pek bilinmeyen yönleri

Siyasi çevrelerde ve halk arasında “Münte” lakabıyla anılan SPD Genel Başkanı Franz Müntefering’in, herkesin bilmediği bazı özel yönleri var. Kendisiyle yaptığımız görüşmede, kalemimize takılan bazı ayrıntılar şöyle:
– 69 yaşına rağmen çok dinç gözüken Franz Müntefering, her gün sabah saat 06.00’da kalkıp, gece yarısından önce yatmıyor.
– Çok iyi bir ekiple çalıştığını söyleyen Müntefering, bu yüzden hiçbir zaman saat taşımadığını belirterek, “Etrafımda, ne zaman nereye gideceğimi söyleyen insanlar daima var” diyor.
– Ceketin yakasında “kırmızı başlıklı” bir toplu iğne taşıyor. Bunun sırrını şu şekilde açıklıyor. SPD’nin efsani lideri ve dönemin Başbakanı Willy Brandt’ın 1972 yılında sürdürdüğü zorlu seçim kampanyasını sembolize ettiği için, o günden bu yana yakasından eksik etmiyor.
– Müntefering, uzaklara giden ve uzun uzadıya tatil yapan biri değil. Örneğin, şimdiye kadar Türkiye’ye ne resmi ne de özel ziyaret için gitmiş.
– Franz Müntefering, “en iyi sekreterlerimden biri” olarak tanımladığı Fatma Ahmet’in bir Türk sektreter olduğunu ve kendisinden daha iyi Almanca konuştuğunu söyledi.
– Müntefering hiç veya çok nadir televizyon seyrediyor, ama çok radyo dinliyor. Örneğin sabahları Deutschlanfunk’un “Basın özetleri” programını dinlediği zaman, saatin 7.10 olduğunu anlıyor.
– Politikadan ayrıldığı dönemde kitap okumaya daha fazla zaman ayırdığını anlatan Müntefering, şu anki sorumlulukları nedeniyle, fazla kitap okumamaktan da şikayetçi.
– Sayısız görevlerde bulunan Müntefering, bunların arasında en zorlu dönemin, hem SPD Genel Başkanlığı hem Meclis Grup Başkanlığı yaptığı zorlandığı 2004-2005 yılları olduğunu dile getirdi.
– 8 yıl okula gittikten sonra, 16 yaşında meslek eğitimine başladığı metal fabrikasında ilk kez İtalyan, İspanyol ve Türkler’le ilk kez tanıştı.
– 21 yıl bir metal fabrikasının büro bölümünde çalıştıktan sonra 35 yaşında Federal Meclis’e milletvekili seçildi.
– Kısa cümle kuran ender politikacılardan. Münte bunu şu şekilde açıklıyor: “Fabrikada çalışırkan uzun uzun konuşmak için zaman yoktu. Kısa ve öz konuşmamız gerekiyordu. Bu özelliğimi kaybetmedim.”
– Franz Müntefering, 1. Alman Ligi Takımı Schalke 04’ün ateşli taraftarı.

Exit mobile version